Nefsi emmare deve kuşuna benzer. Yük taşı deseler, deve kuşu "Ben kuşum, kuş yük taşır mı?" der. Öyleyse uç ta görelim deseler "Deve uçar mı?" der. Nefis de böyle ne gençlikte ne ihtiyarlıkta işe yarar.
Sayfa 504Kitabı okuyor
Nefsi emmare ve levvamede öfke nöbetleri anında yapılması gereken ilk hareket dilimizi ısırmaktır.
Sayfa 232 - Ruhi YayıncılıkKitabı okuyor
Ah nefis! Ah nefsi emmare! İnsanı sürekli kötülüğe sevk ediyorsun. Sürekli kötüye, günaha, yanlışa davet ediyorsun. Senin davetin ne çirkindir.
Ey nefis! Davetine gelenleri mahvediyor, perişan ediyorsun.
Yenişehirli Avni merhum şöyle diyor:
"Helåk etmez bir iki darb-ı zikr emmare-i nefsi O bir tünd ejdehâdır kim nice cellåddan kalmış"
Nefsi ufak bir iki gayretle, zikir darbesiyle hizaya getiririm zannetme. O, çok cellatlardan kurtulan korkunç bir ejderhadır, diyor.
Sayfa 46 - Profil KitapKitabı okudu
Refah ve konfor günümüz insanının nefsi emmare yolunda düştüğü sonsuz uçurumdur..
Nefsi emmâre şerden razıdır ve yorulmaz; hayırdan ise razı değildir ve ondan çok yorulur.
Sayfa 100 - 1. Cilt
Yenişehirli Avni.. Mevlevi şairlerinden biridir.
Helak etmez bir iki darb-ı zikr emmâre-i nefsi
O bir tünd ejdehadır kim nice cellåddan kalmış.
Bu nefis dediğin şeyi sakin hafife alma diyor. Amansız düşmandır. Öyle bir iki darbe, bir iki yumrukla falan adam olmaz. Çok cellat elinden kurtulmuş bir canavardır. Çok tehlikelidir. İnsanın en büyük düşmanı kendisidir, nefsidir.
Sayfa 13 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
Refah ve konfor, günümüz insanının nefsi emmare yolunda düştüğü sonsuz uçurumdur.
Basiret, şimdiye kadar anlatıldığı üzere insanın nefsi emmare, levvame. mülhime ve mutmainne seviyelerini geçtikten sonra Allahu Zülcelal'in insana takdir etmiş olduğu Mürşid'inin izni ve medediyle beraber kendisine verilmiş olan bir hakikattir. Bu hakikat nefsi mutmainneye gelmeden önce de görülebilir. Ancak bu dar kapsamlı olur. Dar olsa da o kapsam, insanın şahsı manevisini nefsin mertebelerinden kurtarması için ona verilebilir.
Yani insan nefsi emmaredeyken bir rüya görür, bir ses duyar, bir görüntü görür, bir zuhurat görür ve kendi halinden utanır. Bu hal onu nefsi levvameye taşır. Ancak hakiki anlamda bir basiret ve fütuhat gözü Cenabı Hakk'ın takdiriyle mutmainneden sonra mürşitlerin ve büyüklerin izniyle ve onların bu hakikati çizmesiyle mümkün olur.
Sayfa 131 - Ya BasirKitabı okudu
Nefis ve Nefsin Terbiyesi
Müberra dinimiz İslâm'ın ayırt edici vasıflarından biri de, in.
sanı olduğu gibi, yani gerçek kimliği ile kabul etmesidir. Beşer
tabiatında bulunmayan şeyleri ona suni bir şekilde yüklememesidir. İslâm dini bu anlayışla insanoğlunu terbiye etmeyi amaçlamış, onu fıtri yapısıyla yücelikler arasında bocalatmamıştır. Bu
gayenin gerçekleşebilmesi
Sayfa 24Kitabı okuyor
