İlk buluşma
- Nereye gidiyoruz biliyor musun? - Hayır. - Seni ilk gördüğüm yere.
Sayfa 82 - Can ModernKitabı okuyor
Sosyal ilişkilerin insanlar için önemi o kadar büyüktür ki, sosyal ilişki eksikliği, sağlık açısından sigara kullanımı, yüksek tansiyon, obezite ve yetersiz fiziksel aktiviteyle yarışacak düzeyde bir risk faktörü oluşturur.
Reklam
Nietzsche, "şimdi mantıklı düşünelim, şimdi de aynı şey olmuyor mu? Kendi hırslarımız uğruna öldürmüyor muyuz Tanrı'yı? Öldürmüyor mu yönetenler? ya da şimdi nereye gidiyoruz? Bütün güneşlerden uzağa mı? durmadan düşmüyor muyuz öne arkaya sağa sola her yere düşmüyor muyuz? Hala bir yüksek ve alçak kavramı var mı? Sonsuz bir hitlik içinde aylak aylak dolaşmıyor muyuz yüzümüzde boşluğun nefesini duyumsamıyor muyuz hava şimdi daha soğuk değil mi geceler gittikçe daha fazla karanlıklaşmıyor mu? Tanrı öldü! Tanrı öldü! Onu öldüren biziz!
Cennet?
"Burası cennet değil Chiang, öyle değil mi?" Yaşlı martının ay ışığı vuran yüzünde bir gülümseme belirdi. "Hâlâ öğreniyorsun Martı Jonathan," dedi. "Buradan sonra neler olacak? Nereye gidiyoruz? Cennet diye bir yer yok mu?" "Hayır Jonathan, böyle bir yer yok. Cennet bir yer, bir mekân değildir, bir zaman dilimi değildir. Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir." Bir an sessiz kaldı. "Sen hızlı bir uçucusun, öyle değil mi?" "Ben... ben hızı seviyorum," dedi şaşkınlıkla ama yaşlı martının da bunu fark etmesinden dolayı gururlanmıştı. da "En iyi hıza ulaştığın an, cennete de ulaşmış olacaksın Jonathan. Ve bu saatte bin mil, bir milyon mil hızla ya ışık hızıyla uçmak anlamına gelmiyor. Çünkü rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur. Mükemmel hıza ulaşmak oğlum, orada olmak demektir."
Hayatımın örneği
Aziz okuyucu ! Varlığın anlamı üzerinde düşünmek üzere zihnini boşalt, kendini sıfırla. Yani bugüne kadar öğrendiğin her şeyi bir tarafa bırakıp başa dön. Bütün önyargılardan sıyrılmış olarak benim "hayatımın örneği" olarak adlandırdığım bu örneği en gelişmiş versiyonuna dinle. Farz et ki sen uyurken birileri seninle ilgili bir plan yapıyor. Anestesi uzmanlarının ameliyat olacak hastalara koklattıkları cinsten bir maddeyi sana koklatıp seni bayıltıyorlar. Ardından seni alıp dışarıda hazır bekleyen ambulansa koyup havaalanına götürüyorlar. Sonra da uçağa bindiriliyorsun. Uçak havalanıyor ve saatlerce uçuyorsun. Derken yavaş yavaş narkozun tesiri geçiyor ve sen ayılıp kendine geliyorsun. Gözlerini açtığında kendini büyük bir uçağın içinde bulutların üzerinde uçar halde bulunca şaşırmaz mısın? Hatta önce acaba rüya mı görüyorum diye tereddüt geçirsin değil mi? Ama vaziyetin gerçek olduğunu anlayınca bu durumda önce ne yaparsın ve neleri düşünürsün? Ben neredeyim? Bana neler oldu? Bu uçak kimin? Beni buraya kim getirdi? Uçakla nereye gidiyoruz ve benden ne istiyorlar? Herhalde önce bu düşünceler geçer aklından ve bunların çözümünü ararsın. Baksan ki uçak yolcu dolu ve herkes bir şeylerle meşgul, kimileri gazete okuyor, kimileri müzik dinliyor, kimileri aralarında sohbet ediyor, sen sorularına cevap bulmadan onlara katılır mısın? Katılsan ve onlarla konuşsan bile sorularına cevap bulmak için bunu yaparsın değil mi? Çünkü uçağa kimler tarafından bildirildiğini, nereye, neden götürüldüğünü öğrenmedikçe rahat edemeyeceğini bilirsin.
Nereye gidiyoruz biz Hangi yüksekliğe İnsan için başlayan hangi masala? Ya kendi masalımız, İç içe geçmiş karmaşasıyla Çocuklukta kalan rü yamız? Nereye gidiyoruz biz Ülkemize mi? Var mı sahiden?
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.