Çocukların harika canlılar olduğunu düşünürüz, nitekim öyleler de. Hele yeni doğmuş bir bebek nasıl da tatlıdır değil mi? Ama sonra bir şeylerin yolunda gitmediğini gördüğümüzde, bize farklı gelmeye başladığında acımayla karışık "melek onlar" gibi bir teselliye başvururuz.
Evet, özel çocuklardan söz ediyorum, engelli çocuklardan...Acaba kaçımız düşündük 'o' çocuklardan birine sahip olsak ne yaşardık diye? İşte Fournier anlatıyor bize "Nereye Gidiyoruz Baba?" kitabında. Üstelik bir değil ikisine birden sahip bir baba olarak.
İlk sayfalarda irkildim adeta, üslup kesinlikle hoşuma gitmedi. Yakıştıramadım kullanılan ifadeleri 'çocuk' denen masum canlıya. Yalan yok, yargıladım belki biraz. Ama sonra yumuşamaya başladı ifadeler. İnkar yerini önce öfkeye, sonra suçlamaya, sonra da kabule bıraktı. Yasın evrelerini iliklerime kadar hissettiğim ve bittiğinde uzun süre kendime gelemediğim bir anlatıydı.