Fakat tanrım, ben herkesle elimden geldiğince derinlemesine konuşmak istiyorum. Açık bir arazide uyuyabilmek, Batı'ya seyahat edebilmek, geceleri özgürce yürüyebilmek istiyorum...
Ve elinden geleni yeterince yapmadığın korkusunu duyarsın. Kendi önüne engeller koyup bileğini burksan da burkmasan da onların üzerinden atlamayı sürdürecek güce sahip misin merak edersin. Yine aynı nakarat, on sekiz yılda elinde ne var?
Anlıyor musunuz? Bir yerlerde, biri, beni azıcık da olsa anlıyor mu, azıcık da olsa seviyor mu? Bütün çaresizliğimle, ideallerimle, her şeyimle - hayatı seviyorum.
Hayatın hızlı akışı içinde, küçük anları sonuna kadar yaşayamayacağını sezince, önce büyük bir ümitsizlik ve korkuya kapıldı; bütün gücüyle varlığını korumaya çalıştı.
İnsanların yalan söylemesi için bir gerekçe görmediğinden, onlara inanmakta güçlük çekmiyordu. İnsanlara inanmadan onlarla birlikte olmanın mümkün olmadığını sanıyordu.