Nihan Kaya

Nihan Kaya
@nihankaya
Şu sıralar amacım herkese Joseph Chilton Pearce'ın Sihirli Çocuk kitabını okutmak. Lütfen okuyun. (Ebeveynlik kitabı değil; herkes okuyabilir.) Instagram: instagram.com/nihanka7 Twitter: twitter.com/nihanka
Yazar (12 kitap)
27 okur puanı
Nisan 2019 tarihinde katıldı
Nihan Kaya tekrar paylaştı.
Mesele, çocuğun ihtiyaçlarını her an karşılar durumda olmak değil, çocuğun temel ihtiyacı olan sevilme ve onay duygusunu anne-babanın kendi ihtiyacı için sömürmemesi, çocuğa acı bedeller ödetmemesidir. Sorun zaten, çocuğun gerçekten ihtiyacı olmayan bir sürü şey yapıp, onun temel ihtiyacına duyarsız kalmamız.
Reklam
Rahimdeki bebeğin genel durumunu sezmek romantik bir hipotez değil, gerçektir. Hatta hayatî önem taşır. Ama akıl karışıklığı, kaygı, gürültü ve husumet içinde bebeği sezmek çok zorlaşır.
Sayfa 312Kitabı okudu
Film bir kez de ağır çekimde izlendiğinde, bebeğin hareketlerinin, sözcüklerin her tekrarında (sanki konuşmayla dans edercesine) aynı sıra ve süreyle gerçekleştiği görülmüştü.
Sayfa 309Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Özerkliğin son adımı, zihnin kendi matrisi haline gelmesidir.
Sayfa 285Kitabı okudu
Eğer bu delilik ise bana akıl sağlığımı hiç kazandırmayın.
Sayfa 276Kitabı okudu
Reklam
Çocuğun tüm günü bir şeyler yaparak geçer, çünkü ancak yaparak düşünebilir. ... beden faaliyetlerinin kısıtlanması, zihinsel kısıtlanmayla aynıdır.
Sayfa 245Kitabı okudu
Dünya, önünde ne ölçüde açık ve erişilebilir olursa, çocuk da sınır ve kısıtlamaları o ölçüde kabullenebilir.
Sayfa 140Kitabı okudu
[Çocuk] sırf bir dal parçasının tadı kötü diye diğer nesneleri [hatta diğer dal parçalarını] tatmaktan vazgeçecek değildir. Kabaca bir bilgi oluşturmaya çalıştığı bu dönemde, erişebildiği her nesne ile (o nesneye uygun tüm duyuları yoluyla) etkileşime geçmek ister. Bazı ebeveynler bundan pek hoşlanmaz ("Her şeyi ağzına sokmaktan ne zaman vazgeçeceksin?") ve çocuğun bu genetik dürtüsünü engellemenin olumsuz nitelikli bir öğrenme yaratabileceğini göz ardı eder.
Sayfa 140Kitabı okudu
Çocuğun değere dair önyargılar geliştirmemesi için deneyimleri hakkında kendine özgü sevme-sevmeme görüşleri oluşturmasına izin verilmelidir. Yani, bir deneyimin [ör: dal parçasını ağzına alma] iyi mi yoksa kötü mü olduğuna kendisi karar vermelidir. Karar verme seçeneği olmalıdır ve verdiği kararlara saygı gösterilmelidir. Aksi takdirde zekâ ve zihin gelişimi aksayacaktır.
Sayfa 140Kitabı okudu
Kaygıya bağlanan çocuk, ondan kurtulmakta zorlanır.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Kaygı zihnin düşmanıdır ve biyolojik planı her zaman engeller. Kaygı oluştuğu zaman zihin yalnızca kaygıyı giderme yolları bulmaya odaklanır. Böylece insan yaşamını iyi bilen ve ayakta kalabilen, erken olgunlaşmış bir birey yetişir, ama biyolojik plan yarım kalmıştır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Anne ["yeterince iyi anne" diyebiliriz buna], hiçbir şeyin bebek için kolay olmaması gerektiği, çünkü yaşamın gül bahçesi olmadığı doğrultusundaki saçma sapan görüşlere kulak asmaz. Zorlanmanın, düş kırıklığı yaşamanın ve engellenmenin beyinde kavram yaratmadığını bilir.
Sayfa 128Kitabı okudu
Bebek zaten daha ilk andan beri annenin işaretlerini okumaya meyillidir; bu, dünya görüşünü yapılandırmasına yardımcı olur.
Sayfa 127Kitabı okudu
İlk bir saat, insan yaşamının en kritik sürecidir. ... Çevrede birileri varsa, [bebek] ileri geri hareket eden manyetik çekim dalgalarını her hücresinde hisseder.
Sayfa 122Kitabı okudu
Floresan ışığın parlaklığı bir yana, ampulünün çıkarttığı uğultu bile duyularda aşırı yüklenmeye yol açar. Işıklandırma konusunda dünyanın en büyük otoritesi olan John Ott, bunun bebekler açısından feci olduğunu açıkça ifade etmiştir. Vakum cihazları ağzı ve burnu içine alacak biçimde bebeğin yüzüne yapıştırılır, göz kapakları zorla açılarak gözlerin içine hem o kör edici ışık hem de can yakan yeni kimyasallar boca edilir. Bebek ayak bileklerinden tutulup baş aşağı çevrilir ve poposuna şaplaklar indirilir. (Gerek görülürse mekanik solunum cihazına bağlanır.) Oksijenin yetersiz olduğu bu kritik anda kordon da kesilir. Bir yandan epizyotomi sırasında üzerini kaplayan kan temizlenir (anne, epizyotomi nedeniyle uzunca bir süre bebeğiyle ilgilenemeyecektir); et işleme tesislerindeki herhangi bir et parçasıymış gibi soğuk tartıların üzerine konup tartılır, kumaşlara sarılıp sarmalanır (özellikle de o "fena" hava akımlarından korunmak için); eğer şanslıysa, acı ve dehşet içinde çığlıklar atarken bir beşiğe yerleştirilir, eğer şanslı değilse yarı ölü halde bir küvöze tıkılır.
Sayfa 89 - Görünmez Adam YayıncılıkKitabı okudu