128 syf.
8/10 puan verdi
Osamu Dazai'nin "İnsanlığımı Yitirirken" (No Longer Human) adlı eseri, Japon edebiyatının en etkileyici ve karanlık romanlarından biridir. İlk olarak 1948 yılında yayımlanan bu kitap, yazarın hayatından izler taşıyan otobiyografik unsurlarla dolu, derin ve çarpıcı bir anlatı sunar. Roman, Yozo Oba adlı genç bir adamın hayatını ve
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202334k okunma
9/10 puan verdi
Dedektif Josie Quinn, olay yerine çağırıldığında yeni doğan bir bebeğin kaçırıldığını, annesinin de şiddete uğradığını öğrenir. Aynı gün eyalet polisi Luke bir anda ortadan kaybolur. Gece kulübü çalışanı, kumarhane patronu, belediye başkanı, arazide bulunan bir ceset derken tüm şüpheler olay yerinde görülen gizemli bir genç kızın üzerinde toplanır. Ancak kız kim olduğunu, nereden geldiğini ve neden korktuğunu hatırlamamaktadır. Serinin ilk kitabı ‘Kaybolan Kızlar’ı bazı arkadaşlarımın detaylı ve gereksiz uzatılmış bulması üzerine okumamıştım. Normalde bilinçli yapmam ama yazarın kalemiyle tanışmak adına bu kez bile isteye seriye ortadan daldım. Keşke yorumlardan etkilenmeyip ilk kitabı da okusaymışım. Hem yazarın kalemini ve anlatımını sevdim hem de kurgunun içinde Kaybolan Kızlara yapılan atıflardan dolayı Josie’nin, Luke ve Ray’le olan geçmişini merak ettim. Neyse ki bu durum okumamı zorlaştırmadı. Ama siz bu hatayı yapmayın ve mutlaka sıralı okuyun. Kitaba gelince söylenecek fazla bir şey yok; tertemiz, hatasız salt polisiye. Çok severek keyifle okudum. Dedektif Josie Quinn Serisi • Vanishing Girls • The Girl With No Name • Her Mother’s Grave
İsimsiz Kız
İsimsiz KızLisa Regan · Olimpos · 20246 okunma
Reklam
345 syf.
8/10 puan verdi
Serserinim, düştüm aşkınla meye, Nasıl girdin elimdeki şu neye? Hem seversin beni Neyzen’im deye, Hem de sarhoş diye destân edersin! Kimilerine göre hakiki deli, kimilerine göre Hak aşığı bir meczup. Benim şahsi görüşüm zır deli olduğu;) Hepimizin malumu olduğu üzre Neyzen yine zil zurna;) Kahkaha attığım zamanlar oldu fakat şiirlerin kahir ekseriyeti sinkaflı olduğu için paylaşamadım;) ilginç bir şahsiyet. Haydarpaşa Akıl Hastanesi ile Bakırköy Akıl Hastanesi arasında mekik dokuyan, köpeğini insan gibi kefenleyerek dualarla defneden, şarap içmeyeceğim sözü verdikten sonra şaraba ekmek doğrayıp yiyen birinden bahsediyoruz. Şairliği ve dil hakimiyeti tartışmaya açık bir konu elbette değil. Defaten okuduğum bir kitap, elimdeki basım yine sitede olmadığı için seçemedim. Kısa sürede siteye sayısız kitap ekledik, kütüphaneci arkadaşlar sağ olsun yardımcı oldular. Bazılarını ekleyemiyoruz maalesef, ne ISBN no var, ne satış linki. Elimdeki basım 1949, şimdilerde Osmanlıca diye adlandırılan Türkçe, hakeza şimdilerde Türkçe diye adlandırılan Latincesi kitapta beraberinde basılmış;) 12 yaş altına yasak olmak kaydıyla, mutlaka okunmalı;)
Azab-ı Mukaddes
Azab-ı MukaddesNeyzen Tevfik · Kapı Yayınları · 2012197 okunma
237 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Ummm.. This is not putting on airs ok?:D
Mary Lennox, our protagonist, is a 10-year-old girl who lives in India. Daughter of a rich British couple, from a young age she was kept out of her parents' sight, for they did not wish to have a child. Mary is raised by an Ayah and the rest of the house servants, who spoil her, letting her do as she pleases so as not to upset her. Tragedy interrupts the course of Mary's life: A cholera epidemic breaks out and, in a matter of days, ends with most of the inhabitants of the house dying, including her parents. As she has no other relatives, she will be sent to live with her uncle, Mr. Craven, in England. Misselthwaite Manor is a big and mysterious country house, and the owner is seldom there. Years before, something terrible happened: Mrs. Craven had a fatal accident inside her favorite garden. Ever since then, Mr. Craven has detested the house and has a special aversion towards that garden in particular. That is why he decides to close its doors forever and bury the key. This garden and the mystery that surrounds it will be the one thing that interests Mary about the property. But, as she will soon discover, the garden is not the only secret Misselthwaite hides. The descriptions of the garden were something I liked very much the first time I read the story because they made it sound truly magical. I also recall being fond of Dickon's first appearance, when he brought Mary the seeds, and they started working together to make the garden beautiful again. The author is permanently associating gardening and outdoor activities with health and happiness. She also emphasizes it with Dickon's presence, as this character has a very special bond with nature.
The Secret Garden
The Secret GardenFrances Hodgson Burnett · SeaWolf Press · 20197.5k okunma
206 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 55 days
Eserde, Kur’an-ı Kerim’in hayata yön veren hikmet dolu içerikleri ve rahmet yüklü mesajları hakkında bizlere, zihin ve gönül dünyasında bir merak uyandırıyor, böylece Kur’an-ı Kerim’in anlamını öğrenmeye yönelik bir ilgi ve çaba göstermeleri hedeflenmiş. Eser yapısal olarak; seçilen bir ayet, ayetin meali, ayetle ilgili kısa bir açıklamanın yer verildiği “Bilgi”; ayetten çıkarılabilecek önemli sonuçların yer aldığı “Mesaj”; bizlerin bilmesinde fayda görülen kelime ve kavramların anlamlarına yer verildiği “Kelime Dağarcığı” başlıklarından oluşmaktadır. İkinci kitap Mushaf sayfa no: 200 Hafızlık sayfa no: 11. cüz ile 20. Cüz arası. Tavsiye ederim.
Hâfız Cilt 2
Hâfız Cilt 2Komisyon · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 20235 okunma
·
Not rated
Mehmet Uluğtürkan
Mehmet Uluğtürkan
tarafından yazılan ve @inkilapkitabevi tarafından yayımlanan Kurtuluş savaşına damga vuran sembollerden birisi olan gemi ile ilgili bir kitap okudum:"Rüsumat Kurtuluşun Hayalet Gemisi" 1920-1921 yılları Kurtuluş Savaşında her bir tüfeğin bile hayati önem taşıdığı bu yıllarda efsanelere konu olan Rüsumat No:4 isimli gemimiz Karadenizin azgın sularında seferler yapıyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle o zamanlar Yunan-İngiliz donanmalarının devriye gezdiği, Kurtuluş Savaşına tüfek ve mermi taşıyan gemileri avladıkları dönemde Rüsumat isimli gemimizin olağan üstü şartlarda Batum limanından yüklediği mühimmatı İneboluya götürmesi gerekiyordu. Düşman gemilerinin devriye gezdiği ve ikmal için Ordu limanına yaklaşan Rüsumat yaklaşan düşmanı görmesi üzerine düşman tarafından ele geçirilmemesi için mürettebat tarafından batırılmış, ancak hem Ordu halkının özverisi ve mürettebatının gayreti ile batırılan gemi tekrar yüzdürülerek tarihe adını yazdırmayı başarmış ve cepheye silah taşımaya devam ederek Milli Mücadelede önemli rol almaya devam etmiştir. Milli Mücadele döneminde harika işler yapan bu gemiyi ve yaşananları okurken duygulanmamak elde değil. Harika bir kitap olmuş.
Rüsumat
RüsumatMehmet Uluğtürkan · İnkılap Yayınevi · 202346 okunma
Reklam
473 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 29 days
İnceleme puanı: 5/10 Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu benim İngilizce orijinalinden okuduğum ilk roman oldu. Bundan önce Brandon Sanderson'ın henüz Türkçe'ye çevrilmemiş kitaplarını sabredemeyip okumaya çalışmıştım ama Sanderson'un dili de kurguladığı dünyalar kadar fantastik olduğu için gerçekten dil olarak daha ağır ve
Çürük ve Harabe
Çürük ve HarabeJonathan Maberry · Parodi Yayınları · 2013220 okunma
4/10 puan verdi
Merhaba, Sanırım ilk defa bir kitabı bitirmeden bırakıyorum. Konusu o kadar saçma ve basit geldi ki bana devam etmem mümkün değildi. Klasik bir aşk hikayesi diyip bitirmek istiyorum.
No: 26
No: 26Beyza Alkoç · İndigo Kitap · 20219k okunma
265 syf.
·
Not rated
This was the most unhinged book I've ever read. Look, I'm a dark romance girl but this book showed me that even I have my limits. I hate Olivia so much I can't explain it. At first she started her "lessons" with Malachi, all innocent for show, like she didn't want to be fucked by Malachi and was doing everything
Little Stranger
Little StrangerLeigh Rivers · Nielsen · 20231 okunma
388 syf.
10/10 puan verdi
How Does It Feel ile No Mercy benzeri bir hikâye ararken karşılaştım. Aslında çok benzer bir tarafları olmamasına rağmen vadettiği vahşi dünya beni kendine çekti. Ana karakterimiz Callie bir biyolog, hayatını vahşi yaşama ve vahşi yaşamı araştırmaya adamış durumda. En büyük takıntılarından biri ay güveleri. Bu sevimli güve türünün peşinde ülkenin ıssız köşelerini dolaşıyor ve türün soyunun tükenmesini engellemeye çalışıyor. Bunun için ay güvelerini kendine çeken bir mantar türünü bulması gerekiyor. Ancak bilmediği bir şey var, bu mantar türü aslında peri dünyasına açılan birer portal. Callie zorlukla bulduğu ay güveleri ve mantarlar yüzünden kendini bir anda peri dünyasında peri prensinin önünde buluyor. Peri prensimiz Mendax, gölgeden kanatları olan ve gölgelere hükmeden bir psikopat. Callie’nin insanlar tarafından gönderilen bir suikastçı olduğu sanılıyor ve zavallı biyoloğumuzun başına gelecek korkunç şeyler böylece başlamış oluyor. Kitabın başında çok fazla uyarı olmasına rağmen ben içinde dayanılmayacak kadar ağır bir sahnenin olduğunu düşünmüyorum. Dili akıcı, hikaye temposunu asla kaybetmiyor. Sürekli yükselerek zirveye çıkan ve okuyucuyu şaşırtan bir final veriyor. Gerçek bir enemies to lovers kurgusu. Callie ve Mendax arasında büyük bir nefret var ve kitabın sonlarına kadar bu nefret katlanarak büyüyor. Final beni çok şaşırttı, bir an için okuduğumu anlayamadığımı düşünüp başa sarmak zorunda kaldım. Beni bitiren bir final oldu. İkinci kitabı okumak için sabırsızlanıyorum.
How Does It Feel?
How Does It Feel?Jeneane O’Riley · Chest Beard Publishing · 20231 okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.