Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kimileri, İsrail'in ABD iktidarına boyun eğmesi ve komşu Arap devletlerini işgal etmesinin sadece ilkesel olarak yanlış değil, aynı zamanda kendi çıkarlarına da ters düşen bir durum olduğunu ileri sürdüler. İsrail, hızla silahlanacak ve Arap dünyasından dışlanacaktı. İsrail'in yeni Amerikan Yahudisi "destekçileri” için bu konuşmalar, nasıl oluyorsa, sapkınlık oluyordu: Komşularıyla barış içinde yaşayan bağımsız bir İsrail değersizdi; Arap dünyasında ABD'den bağımsızlık isteyen akımlarla ittifak halindeki bir İsrail ise felaketti. Sadece Amerikan iktidarına minnettar bir İsrail hayatta kalabilirdi. Ancak bundan sonra ABD Yahudi önderleri Amerika'nın emperyal hırslarının sözcüsü gibi davranabilirlerdi. Noam Chomsky, bu "İsrail destekçileri"nin aslında "ahlaki yozlaşmanın ve İsrail'in nihai çöküşünün destekçileri" olarak adlandırılabileceğini belirtir. Amerikan Yahudi elitleri, stratejik yatırımlarını korumak için Holokost'u "hatırladılar”.Genel görüş, böyle yapmalarının sebebi olarak, Haziran Savaşı sırasında İsrail'in ölümcül bir tehlikeyle karşı karşıya olmasını ve bu nedenle de "ikinci Holokost" korkusunu yaşamalarını gösterir. Ancak bu görüş, ayrıntılı bir incelemeyle çürütülebilir.
Hangi siyasi eğilimden olursa olsun, Amerikan Yahudisi entelektüeller, İsrail'in kaderine karşı kayıtsız bir tutum takındılar. 1960'lardaki sol-liberal New Yorklu Yahudi entelektüeller hakkkındaki ayrıtılı çalışmalarda İsrail'in adı bile geçmemektedir. Haziran savaşından hemen önce AJC, "Yahudi Kimliği: Burada ve Şimdi" konulu bir sempozyum düzenledi. "Yahudi toplumunun en iyi" otuz bir beyninden sadece üçü İsrail'in adını ağzına aldı; bunlardan ikisi de İsrail'in ne kadar önemsiz olduğunu anlatmak içindi." İroniye bakın ki, tanınmış Yahudi entelektüellerden sadece ikisi, 1967 Haziranı'ndan önce de İsrail'le ilgilenmişlerdi: Hannah Arendt ve Noam Chomsky. Sonra, Haziran Savaşı geldi. İsrail'in ezici güç gösterisinden etkilenen ABD, bunu stratejik bir yatırıma dönüştürmeye girişti.
Reklam
Teksas eyaletindeki Dallas’ta bir rahip olan Cyrus Scofield, misyoner teolojiyi Atlantik okyanusunun her iki yakasına götüren zincirin bir başka halkasıydı. Bu yaman rahip incilin açıklamalı fundamentalist bir versiyonunu yazdı; Oxford Üniversitesi Yayınları tarafından 1909 da basıldı. Yazdığı incil bir anlamda bugün ABD politikasının temelini oluşturan üç fikrin en aşikar taslağıydı: Yahudilerin dönüşü, İslamın çöküşü ve bir dünya gücü olarak Birleşik Devletlerin bahtının açılması.
Filistinlilerin Gazze zindanının duvarlarından dışarıya bakmasına izin verilmesi için Hamasın şunları yapması gerekiyordu: 1)İsrail’i veya daha uç bir biçimde ifade edildiğinde İsrail’in varolma hakkını tanımak yani Filistinlilerin kendi vatanından kovulmasının meşruiyetini kabul etmek; 2)Şiddetten vazgeçmek 3)Geçmiş anlaşmaları, özellikle de Dörtlü’nün Yol Haritasını kabul etmek. İşte yine hayret verici düzeyde bir ikiyüzlülük. Oysa zulüm yapanlara bu tür koşullar dayatılmıyor.
İstenmeyen bir hükümeti devirmenin standart bir prosedürü vardır: Askeri bir darbeye hazırlık için askeriyeyi silahlandırmak. ABD-İsrail de sandıkta kaybettiğini güç kullanarak geri alması için El Fetih i silahlandırıp eğiterek bu geleneksel planı benimsedi.
Önerinin öneri olmaktan çıkıp bir şeyin savunulması düzeyine gelebilmesi için, şimdi bulunduğumuz durumdan o noktaya giden bir yol tasarlamamız gerekir.
Reklam
A.B.D. politik sisteminde muhafazakârlıktan pek az esintiler mevcuttur. Güçlü, yasa tanımaz, saldırgan ve vahşi bir devletin, zenginlerinin zenginliğine zenginlik katmak için kendi ulusunun geleceğini tehlikeye atma pahasına, mazlum uluslara ekonomik çıkar temin amacıyla saldırı esasına istinat eden bir politika, entelektüeller tarafından gözlerden saklanmakta, muhafazakâr bir politika olarak tanıtılmaktadır.
Sayfa 39
Reagan yönetimi iş başına geldiği günden itibaren Nikaragua'nın önünde sonunda bir Sovyet uydusu olmasını kaçınılmaz kılacak bir politika izledi. Nikaragua'nın gelişmesi ve yeniden yapılanmasına engel olmak için ne mümkünse yapıldı. İlişkileri geliştirmek için sergilediği her türlü teşebbüs âkim bırakıldı. İçişlerine karışıldı. Düzenini bozmak için çaba sarfedildi. Bu, ABD'nin yutmayı kararlaştırdığı her ülkeye karşı uygulayageldiği ve artık standartlaşmış bir politikadır.
Sayfa 36
Zalimliğin hiçbir derecesi Washington sadistleri için fazla değildir. Eğitimli sınıflar, olanları görmezden gelecek kadar uyanıktır.
İstediğiniz kadar para kazanabilirsiniz ama başınız sıkışırsa, İşleri düzeltmek vergi mükelleflerine düşer.
Reklam
ABD daima yabancı ülkelerin ordularıyla ilişkiler kurmaya çalışmıştır, çünkü kontrolden çıkan bir hükümeti devirmenin yollarından biridir bu.
Özgürlük için verilen mücadele hiçbir zaman bitmez.
İngiltere bir yerde ne kadar fazla kalırsa o kadar FAKİRLEŞTİRİR.
İsrail’in barış istediği kesinlikle doğru. Hitler de barış istiyordu. Herkes barış ister. Ama hangi koşullarda?
Bu küreselleşme sürecinde geliştirilen kültür ve ideoloji, "yaşam-tarzı” temalar ve ürün­lerle ve bunların edinilmesiyle büyük ölçüde bağlantılıdır; bunlar, sivil yaşama yardım­cı olacak her türlü cemaat duygusunu zayıflatma eğilimi örgütlerler.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.