Beyin, hayatlarımızdaki hikâyelerin derlenip depolandığı bir kütüphanedir. Gerçekten de güzel bir metafor. Ancak ne yazık ki hatalı ve yanıltıcı. Hafıza bir depo değil, geçmişe bakıp kendimize anlattığımız bir hikâyedir. Bu anlamda hafıza, hikâye anlatırken kullanılan unsurlardan oluşur: Abartı ve yalan, karmaşa ve zorunluluklar, açığa vurma ve saklama...”
Sayfa 50Kitabı okuyor
“Hafıza ” dedi psikolog, tahtanın önünde ağır adımlarla dola şırken, “oldukça çetrefilli bir meseledir. Ancak bunu kanıtlamadan önce hafızanın bir isim değil, fiil olduğunu bilmemiz gerekir. Hafıza bir oluş değil, bir süreçtir. Bir varış noktası değil, bir yolculuktur. Bir insanın iyi bir hafızasının olmasından bahsedilemez; hatırlamak konusunda iyi olduğundan bahsedilebilir.”
Düşüncelerimiz dış olayların iç anlamlarını yorumlar. Eğer yorum bozuk ve anlamsızsa kafamız karışır ve hata veririz.
“Sence biz deli miyiz?”
“Psikologuz.”
“Bu pek çok şeyi açıklıyor.”
Rüyalar devam ettiği sürece gerçektir.
Sayfa 239 - Havelock EllisKitabı okudu
"Etrafına bir bak," dedi sessizce. "Kurtarıcılar ne kadar çok, kurtuluşsa ne kadar az."
Sayfa 137 - PsikologKitabı okudu
Kaçınmak ve kaçmak çözüm değil, sorundur. Bir şeyi hissetmek istemiyorsanız, düşünmek istemiyorsanız kesinlikle o şeyi düşünüp hissedeceksiniz. Belirli bir kelimenin, bir hatıranın getirdiği acıyı hafifletmenin yolu ona doğru gitmek, onu kabul etmek ve benimsemektir. Bunların sadece kelimeler, sesler, dudak hareketleri olduğunu anlamaktır. Hiçbir kelime size kaçınmanın verebileceğinden daha fazla zarar veremez.
Sayfa 131 - PsikologKitabı okudu
"Öncelikle bir şeyi düşünmemeye çalışmak için o şeyi düşünmek gerekir. Diyelim ki size pembe filleri düşünmemenizi söyledim. Ne yaparsanız yapın pembe filleri düşünmemeniz gerekiyor. Bu durumda ne olur?"
"Pembe filleri düşünürüm."
Sayfa 131 - PsikologKitabı okudu
Keşke duygusal açıdan yara almış insanlara da biyopsi yapmak, hücrelerini incelemek mümkün olsaydı. Keşke belli bir acının belli bir kişiyle olan ilişkisinin şüphe götürmeyecek şekilde kanıtlanması mümkün olsaydı. Keşke ruhun coğrafi analizini yapmak, hangi acıların yirmi beş yıl önce, hangilerinin daha geçen hafta çekildiğini anlamak, hangi yaranın hakaretten, hangisinin ihmalden kaynaklandığını saptamak mümkün olsaydı.
Sayfa 126 - PsikologKitabı okudu
Her poker masasında bir enayi vardır. Etrafına baktığında bir enayi göremiyorsan o enayi sensindir.
Sayfa 124 - NinaKitabı okudu
İki keşişle ilgili bir hikaye biliyorum. Yaşlı bir usta ve onun hevesli yardımcısı bir gün nehir kenarında bir kadına rastlarlar. Nehrin suları yükselmiştir ve kadın onlara, 'Beni kucağınıza alıp karşıya geçirebilir misiniz?' diye sorar. Yaşlı keşiş kadını kucaklar, nehrin diğer tarafına bırakıp sessizce yoluna devam eder. Birkaç saat sonra genç çırak içindeki öfkeyi daha fazla tutamaz ve ustasına sorar: 'O kadını nasıl kollarınıza alırsınız? Böyle bir temasın yasalarımıza aykırı olduğunu bilmiyor musunuz?' Eski usta cevap verir: 'Ben kadını nehrin kenarında bıraktım. Ama sen hala yanında taşıyorsun.'
Sayfa 110Kitabı okudu
Öğrenmek dünyanızı geri dönülemez bir biçimde yeniden tanımlar.
Sayfa 105 - PsikologKitabı okudu
Kendilerini kesen sınır kişilik hastaları bunu belirsiz acıların yerini belirlemek için yaparlar.
Sayfa 55 - PsikologKitabı okudu
Aksi Viyanalının o meşhur sözündeki gibi, "bazen puro sadece bir puroydu" ve bir konunun önemli olması, acil de olduğu anlamına gelmezdi.
Sayfa 51 - PsikologKitabı okudu