Akılcılığın vardığı nokta Batı medeniyeti, akıllılığın vardığı yer ise İslâm'dır. Apaçık görüldüğü üzere akılcılıkta baskı altına alınmış bir akıllılık, akıllılıkta ise disipline sokulmuş bir akılcılık vardır. Bütün mesele aklın bir şirk unsuru haline girip girmediğindedir."
Sayfa 53
Aka'da sistemi Yerküre'de eğitim gördügü dönemde geçerli inceleme olan fırsatı bulduğu Budizm veya Taoculuk'takine benzer bir çeşit felsefi din olarak tanmmlamişt: Kaldı ki, Hainliler her şeyi listelere dökmeye ve kategorilere ayirmaya odaklı o kendine özgü tarzlarıyla, bu ikisini ilerleme dini olarak niteliyordu. "Akalnların
Sayfa 115
Reklam
Nedir insanlığın aradığı? Nihai nokta nedir? Para, sağlık, sevmek, sevilmek... Bütün bunları istemesinin tek bir sebebi yok mu? Aslında mutluluğa ve huzura erişmeye çalışmıyor mu? Peki mutluluk bir şeylere sahip olmakla mı gelir, yoksa sahip olacak hiçbir şey istememekle mi? Belki de doğduğumuz günden itibaren bize bu öğretilmelidir. Bir şeylere sahip olma isteğinden arınmak. Bu keşke o kadar kolay olsa.
Sayfa 7
Ulaşacağımız nihai nokta sevgidir; para, ün ve itibar sevgiye ulaşma yolunda kullandığımız birer simge olarak değerlendirilebilir.
... Övülme arzusu ve eleştirilme korkusu. Bu iki duyguyu normalinden çok yüksek seviyede hisseden kişi, saplantı derecesinde sevilmek, beğenilmek ve onaylanmak ister; eleştirilmekten ve reddedilmekten de alabildiğine korkar. Bütün davranışları "herkes beni beğenmeli, en popüler kişi olmalıyım" mottosu üzerine kurgulanır. İçindeki duygusal açlık artarak dayanılmaz boyutlara ulaştığında açlığını gidermek için önce ihlassız niyetlerle bir sürü göstermelik amel işler. Eğer bu aşamada eylemlerinin motivasyon kaynağını sorgulamaz ve niyetlerini düzeltmezse bu defa kalbindeki hastalık derinleşir ve yeterince takdir toplamadığını düşünmeye başlar. Zihninde dönen bu yeni düşünce onu daha çok takdir toplamak, daha iyi görünmek ve daha çok sevilmek için nifakın en tepe noktasına taşır. İşte o son nokta, yapmadığı halde yapıyormuş gibi görünmektir. Böylece kişi yapıyormuş gibi görünerek yalan bir hayatın içine düşer. Artık onun her şeyi yalan üzerine kurgulanır. Yedeğinde daima ekstra sevgi, ilgi ve beğeni kazandıracak maskeler taşır.
Sayfa 180 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Virgüller, üç noktalar, ayraçlar yeterli değil bitirmek için. Kocaman bir nokta koymak zorundayız.
Sayfa 373 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 7.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
Reklam
Nedir bu gurur ve nedir bu gaflet?
Nedir bu haşmet, nedir bu istiğna, nedir bu azamet? Elindeki ihtiyar, bir kıl kadardır; ve iktidarın bir zerre kadardır. Ve hayatın söndü, ancak bir şule kaldı. değil Ömrün geçti, şuurun söndü, bir lem'a kaldı. Şöhretin gitti, ancak bir an kaldı. Zamanın geçti, kabirden başka mekânın var mı? Biçare aczine ve fakrına bir had var mı? Emellerin nihayetsizdir, ecelin yakındır. Evet, böyle acz ve fakrınla, iktidar ve ihtiyârdan hali bir insanın ne olacak hali? Hazain-i rahmet sahibi Hâlık-ı Rahmani'r Rahim'e, böyle bir acz ile itimad etmek lazımdır. Odur herkese nokta-i istinad, Odur her zayıfa cihet-i istimdad.
"Düşün! Bize, matematik dünyasının kurgusal ve sonsuz olduğu öğretildi. Bunu kabul ederim. 1'den sonra 2 gelir dendi. Bunu da kabul ederim. Ama sonra, 1 ile 2 arasındaki sonsuzluğu düşündüm. Peki o nereye gitti? irrasyonel sayılar varken bir sayıdan sonra diğer bir tam sayı nasıl gelebilir? Eğer 1'den sonra virgül konursa ve bunun da sonuna sonsuz sayı konabiliyorsa 2 nasıl gelir? İşte! Soru bu! Yanıtsız bir soru. Ve işte matematiğin hatası! Dolayısıyla matematik yok. Onun üzerine kurulmuş dünya düzeni de yok... Ama ben anlayabilirim. Anlayabilirim bu sorunu. Ve o zaman ortaya yaklaşık sayılar çıkar. Yani hiçbir sayı tam değildir. Hepsi tama yaklaşır. Ama varamaz. Demektir ki, 1,999...9'u bize 2 diye yutturmaya çalışan bir dünyanın çocuklarıyız. Ve dünya da aslında tam gibi görünürken, aslında bir irrasyonellik harikası. İşte bunun için hayat yoktur. Olsa dahi o da irrasyoneldir! Yani anlamsızdır. Ne bir başlama nedeni, ne de bir oluş nedeni vardır. Evrende uçuşan kocaman bir irrasyonellik. Tabii ki dünyanın bir anlamı olması gerekmiyor. Belki de onu anlamlandıran üzerinde yaşayan akıl sahibi yaratıklardır. Ama onların da bizi getirdiği nokta ortada!"
Sıfırın Farklı Dillerde Adlandırılışı Antik Çağda Çinliler sıfır rakamını “ling” kelimesiyle çağırıyorlardı. “Ling” yağmur yağdıktan sonra herhangi bir nesnenin üzerinde kalan küçük su parçasına verilen isimdi. Bugünkü birçok Latin dilinin kökenini oluşturan Sankrit dilinde, sıfırın “gagana (uzay)”, “sunya (boşluk)” ve “bindu (nokta)” sözcükleriyle adlandırıldığı görülmektedir.
Akrep,nokta nokta ruhumu sokmuş, Mevsimden mevsime girdim böylece. Gördüm ki,ateşte,cımbızda yokmuş, Fikir çilesinden büyük işkence.
Reklam
peyami safa'ya hitaben
Sen bu kavgada bir nokta bile değil, bir küçük, eğri virgül, bir zavallı vesilesin!.. Ben, kızabilir miyim sana? Sen de bilirsin ki, benim âdetim değildir bir posta tatarına bir emir kuluna sövmek, efendisine kızıp uşağını dövmek! Sen de bilirsin ki, jurnal esnafı, senin gibiler tutulup kulaklarından birer birer teşhir edilirler..
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
56 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Bu bir ihtiyaçtı, bunları birisinin bu şekilde yazılı olarak dile getirmesi gerekiyordu. Okudukça daha çok hak verdiğim nokta olduğunu gördüm. Kitapta değinilen isimler ve eserlere de ayrıca internetten bakıp daha net anlayabiliyorsunuz. Naçizane eleştirim adı geçen eserlerin görselleri de kitaba eklenebilirdi. Daha vurucu olabilirdi böylelikle. Bu arada zaten yazı haliyle de bayağı vurucu olmuş.
Çağdaş Sanatın Sahtekârlığı
Çağdaş Sanatın SahtekârlığıAvelina Lésper · Tellekt · 2022133 okunma
Bir noktanın, boyutları olmayan tek bir noktanın en büyük yalnızlık olduğu geldi mi hiç aklına? Bir nokta kendine bile güvenemez, çoğunlukla kendi dışında da olmadığından.
Beynin ve vücudun çalışabilmesi için belirli hammaddelere ihtiyacı vardır. Nokta. Yeterli ve uygun hammaddeler (örneğin uygun besin öğeleri) olmadan ne kadar kaliteli terapi veya gi-rişimler uygulansa da tam ve uzun süreli etkilere ulaşılamaz.Şeker, nişasta, glüten, alkol, ağır metaller, eksitotoksinler, kse-noöstrojenler, GDO'lar, atıklar veya EMF kirliliği gibi zehirli stres etkenleri psikoterapiyle veya reçeteli ilaç kullanımıyla ortadan kalkmaz.
Bak kitab-ı kâinatın safha-i rengînine Hâme-i zerrîn-i kudret, gör ne tasvir eylemiş. Kalmamış bir nokta-i muzlim, çeşm-i dil erbabına Sanki âyâtın Huda, nur ile tahrir eylemiş. Bak, ne mu'ciz-i hikmet, iz'anrubâ-yı kâinat; Bak, ne âlî bir temaşadır feza-yı kâinat; Dinle de yıldızları, şu hutbe-i şirinine, Name-i nurîn-i hikmet, bak ne takrir eylemiş. Hep beraber nutka gelmiş, hak lisanıyla derler: Bir Kadîr-i Zülcelal'in haşmet-i sultanına Birer bürhan-ı nur-efşanız vücub-u Sâni'a, hem vahdete, hem kudrete şahidleriz biz. Şu zeminin yüzünü yaldızlayan nâzenin mu'cizatı çün melek seyranına Bu semanın arza bakan, Cennet'e dikkat eden, binler müdakkik gözleriz biz. Tûbâ-yı hilkatten semavat şıkkına, hep kehkeşan ağsanına Bir Cemil-i Zülcelal'in dest-i hikmetiyle takılmış, binler güzel meyveleriz biz. Şu semavat ehline birer mescid-i seyyar, birer hane-i devvar, birer ulvî âşiyane, Birer misbah-ı nevvar, birer gemi-i cebbar, birer tayyareyiz biz. Bir Kadîr-i Zülkemal'in, bir Hakîm-i Zülcelal'in, birer mu'cize-i kudret, birer hârika-i san'at-ı Hâlıkane, Birer nadire-i hikmet, birer dâhiye-i hilkat, birer nur âlemiyiz biz. Böyle yüzbin dil ile, yüzbin bürhan gösteririz, işittiririz insan olan insana, Kör olası dinsiz gözü, görmez oldu yüzümüzü. Hem işitmez sözümüzü. Hak söyleyen âyetleriz biz. Sikkemiz bir, turramız bir, Rabbimize musahharız, müsebbihiz abîdane Zikrederiz, kehkeşanın halka-i kübrasına mensub birer meczublarız biz...
Sayfa 603
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.