Şüphesiz, bünyemiz öyle yaratıldığı için, her şeyi kendimizle, kendimizi de diğer her şeyle karşılaştırdığımızdan, mutluluk ya da sefaleti kendimizi karşılaştırdığımız nesnelerde buluyoruz ve bu yüzden hiçbir şey yalnızlık kadar tehlikeli değil bizim için. Doğası gereği yükselmeye koşullanmış olan ve şiir sanatının fantastik imgeleriyle beslenen hayal gücümüz bir dizi varlık oluşturuyor kendine, biz de bunların en alt kademesinde yer alıyoruz, bizim dışımızda her şey mükemmel, diğer herkes kusursuz görünüyor. Üstelik gayet normal bir biçimde gerçekleşiyor bu. Bizde bir şeyler eksik gibi hissediyoruz sık sık ve tam da bizde eksik olanlar başkasında varmış gibi geliyor bize, üstüne üstlük kendi sahip olduklarımızı da onlara sunuyoruz, üstüne bir de ideal bir memnuniyet fikri icat edip ekliyoruz. Böylece mutlu insan dediğimiz şey, yarattığımız kendimiz, nihai halini almış oluyor. Öte yandan, bütün zayıflığımıza ve tükenmişliğimize rağmen tutturduğumuz hedef yönünde çalışmaya devam ettiğimizde, savrula savrula ve rüzgâra karşı ustalıkla zikzaklar çizerek de yol alsak başkalarının yelkenle ya da kürekle ilerlediğinden daha ileriye gidebildiğimizi anlıyoruz - dolayısıyla - bu da kendimizle ilişkimizde başkalarından geri kalmamış olmaktan ya da onları geride bırakmaktan çok daha samimi bir tatmin duygusu yaşatıyor.
Hasta olduğum günlerde hislerimin, fikirlerimin izah edilemez, karanlık bir şiir gibi gözüken tarafı vardı. İnsanları sevmemekliğimin sebeplerini buluverirdim. Nefret, kin içindeydim. Her güzellik beni normal zevklerin ötesine çeker, dudaklarım başka bir dudağa değdiği zaman bir ölümün, bir enerjisizliğin adımlarını duyardım. Insanlar ölürken böyle mi ölürlerdi? Son nefes denilen şey ne müthiş şeydi öyleyse. Hiçbir taarruz kabiliyeti kalmamış bir adamın feveranıyla bir başkasına sarılırdım... Yeniden yepyeni bir insan olmak için zaman zaman bir volkan hâliyle bir şeyler püskürüyordum. Sait Faik Abasıyanık
Reklam
Hasta olduğum günlerde hislerimin, fikirlerimin izah edilemez, karanlık bir şiir gibi gözüken tarafı vardı. İnsanları sevmemekliğimin sebeplerim buluverirdim. Nefret, kin içindeydim. Her güzellik beni normal zevklerin ötesine çeker, dudaklarım başka dudağa değdiği zaman bir ölümün, bir enerjisizliğin adımlarını duyardım. İnsanlar ölürken böyle mi ölürlerdi? Son nefes denilen şey ne müthiş bir şeydi öyleyse. Hiç bir taarruz kabiliyeti kalmamış bir adamın feveranıyla başkasına sarılırdım... Yeniden yepyeni bir insan olmak için zaman zaman bir volkan haliyle bir şeyler püskürüyordum.
Sayfa 62
Ormanda Uyku
“Hasta olduğum günlerde hislerimin, fikirlerimin izah edilemez, karanlık bir şiir gibi gözüken tarafı vardı. Nefret, kin içindeydim. Her güzellik beni normal zevklerin ötesine çeker, dudaklarım başka dudağa değdiği zaman bir ölümün, bir enerjisizliğin adımlarını duyardım. İnsanlar ölürken böyle mi ölürlerdi? Son nefes denilen şey ne müthiş bir şeydi öyle ise. Hiçbir taarruz kabiliyeti kalmamış bir adamın feveranı ile başkasına sarılırdım... Yeniden yepyeni bir insan olmak için zaman zaman bir volkan haliyle bir şeyler püskürüyordum.”
Sayfa 55
Her güzellik beni normal zevklerin ötesine çeker, dudaklarım başka bir dudağa değdiği zaman bir ölümün, bir enerjisizliğin adımlarını duyardım. İnsanlar ölürken böylemi ölürlerdi? Son nefes denilen şey ne müthiş şeydi öyleyse. Hiçbir taarruz kabiliyeti kalmamış bir adamın feveranıyla bir başkasına sarılırdım… Yeniden yepyeni bir insan olmak için zaman zaman bir volkan haliyle bir şeyler püskürüyordum.
25 öğeden 21 ile 25 arasındakiler gösteriliyor.