Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nisanur Şahin

168 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Çukur
ÇukurPyun Hye Young
7.4/10 · 79 okunma
Reklam
Sadece sevilen insanların sevebildiğini ve bağışlayan insanların bağışlayabildiğini de öğrendim.
Sayfa 290Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sayenizde ilkbaharın senede bir kere geldiğini ve bir sonraki yıla kadar ilkbaharın gelişini beklemek zorunda olduğumuzu da öğrendim. Sizin de dediğiniz gibi belki de bu ilkbahar, benim de gördüğüm ilk ilkbahar ve aynı zamanda görüp görmüş olabileceğim son ilkbahar olabileceği hissine kapıldım. Böylesi bir hissi daha önce hiç tatmamıştım. Yani bir mevsimin hem gördüğüm ilk hem de son mevsim olabileceğini hiç düşünmemiştim. Bir mevsimin birinin görebileceği "son mevsim" olduğu gerçeğini kabullendim.
Sayfa 196Kitabı okudu
Halam şu küçük avluda metrekare başına düşen sayının yedi ya da sekiz erkek olduğunu, onların da şu küçücük alanda bütün gün yüz yüze oturduğunu söylemişti. Âşık bir çifti bile bir aylığına dar bir alana kapatsanız, belki birbirlerine olan aşklarını kaybederler ve sevgileri aklınızın alamayacağı bir şekilde nefrete dönüşebilir. Halamın da dediği gibi, hayatlarının hiçbir noktasında iyi şeyler yapmayan bu adamların birini öldürmeye meyil etmeden gün boyunca burada oturup birbirlerine bakıyor olmaları bir mucizeydi.
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
Islahevinde kaldığım sürece karanlık dünyam gitgide renklenmeye başladı. Benim gibi ilkokulu bile zar zor bitirmiş biri için ıslahevi, bir tür hayat okuluydu. Islahevi suç zanaatının hilelerini, nasıl nefret edeceğimi ve nasıl intikam alacağımı öğrendiğim yerdi. Islahevi duvarlarının arasında suçluluk duygularımdan arınıyor, bana daha zalim ve arsız olmayı öğreten birçok ders alıyordum.
Sayfa 189Kitabı okudu
Yurt dışında birkaç yıl yaşadıktan sonra memlekete geri döndüğümde edindiğim ilk izlenim, insanların birbirleriyle daha sert konuştuğuydu. İnsanlar birbirini tahrik eden bir tavırla konuşuyor ve hareket halinde olan herkes bir telaş içinde yaşıyordu. Metroda ayağıma basıyorlar ya da dengemi kaybedecek kadar sert bir şekilde çarpıyorlar, ama buna rağmen arkalarına bakmadan veya “özür dilerim" demeden yürüyüp gidiyorlardı. İlk başlarda kaba bir toplum olduklarını düşünsem de, ayağıma basan ya da hızla omzuma çarpan insanların neredeyse hepsinin yaptıklarından bihaber olduğunu daha sonra fark etmiştim. Sadece geçip gidiyorlardı. Peki ama nereye yetişiyorlardı? Ne ben nereye yetiştiğimi, ne de onlar nereye yetiştiklerini bilmiyorlardı.
Sayfa 187Kitabı okudu
Kiliseye gittiğin ve 'ben bir günah işledim' dediğin sürece istediğin her günaha girebileceğini düşünüyorlar.
Sayfa 157Kitabı okudu
Yaşam arzusu bir içgüdüdür, bütün canlılar bu içgüdüyü taşır. Ölmek istediğini dile getirmek belirli bir düzen içinde yaşamak istemediğini söylemenin başka bir yoludur. Belli bir düzen içinde yaşamak istemediğini söylemek ise iyi bir hayata sahip olmak istediğini dile getirmenin başka bir yoludur... Öyleyse ölmek istiyorum demek yerine daha iyi bir hayata sahip olmak istiyorum demeliyiz.
Sayfa 158Kitabı okudu
"Kötü şeyler yapmış olman kötü düşüncelere sahip olduğun anlamına gelmez."
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Kore'ye döndüğümden bu yana geçen yedi yıl boyunca nefret ettiğim bir diğer şey ise hayatından bezmiş insanların, başkalarının özel hayatlarına burunlarını sokmalarıdır. Bu tıpkı evlilik aşamasında olan bir kadın ve erkeğin, baştan sona birbirini tanımaya çalışması gibidir. İşgüzar insanlar da hep beni bulurdu. “Evli misiniz, hanımefendi?" Sonrasında, "Neden evlenmediniz?" sorusu gelirdi. En sonunda da, "Pekâlâ o zaman. Ne işle meşgulsünüz?" derlerdi. Bu ve bunun gibi sorular birbirini takip ederdi. Böyle sorulara maruz kaldığımda, bu kişilerin bu soruyu ne için sordum diye düşünüp düşünmediğini merak ederdim. Acaba başkalarına sorular sorarak; neden evlendiklerini, ne için çocuk sahibi olduklarını, hayatlarının neden bu hale geldiğini sorguluyor olabilirler miydi?
Sayfa 161Kitabı okudu
On bir yaşında bir çocuk, dört yaşındaki bir kız çocuğunu öldüresiye dövüyor. Üstüne bin won alıyor ve onunla da gidip çikolatalı turta alıp yiyor. İşte hikâyenin sonu! Kendi kendime, bu dünyanın çivisi ne zaman çıktı, diye sordum. Ben neredeyim? Daha önce hiç görmediğim ve duymadığım bu şeyler neden yaşanıyordu?
Sayfa 165Kitabı okudu
"Tasavvur dahi edemediğimiz suçları işleyen insanların geçmişini derinlemesine incelediğimizde, bu insanlara çocukluklarından bu yana şiddet uygulayan yetişkinleri bulursunuz. Çark; şiddetin şiddete yol açması, sonrasında daha da şiddetli hale gelmesi ve giderek artmasıyla dönüyor. Her şiddet vakası aynı sarmalda ilerler. Diyelim ki sana birinin, 'Şimdi benden zılgıtı yiyeceksin' dediğini farz edelim. Şu dünya üzerinde, ‘Evet, tokatlanmalıyım,' diyecek biri var mıdır? Size yemin ediyorum ki, insanlar iki ayaklarının üstünde yürümeye başladığı günden bu yana şiddet vakalarını ortadan kaldıracak hiçbir çözüm metodu geliştirilememiştir… Bir tane bile.”
Sayfa 167Kitabı okudu
Nisanur Şahin

Nisanur Şahin

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre
7.9/10 · 22,9bin okunma
151 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.