LAHZA
Herkese merhaba bugün sizlere okurken çokça beğendiğim bir kitap ile geldim. Konusu ,ana karakterlerin dışında yan karakterlerinde detaylandırılarak anlatılan bir kitap desem ve tek bir kitap değilde devam kitaplarının olduğunu söyleyerek heyecanlandırayım biraz sizleride
Yazarın her karakteri içselleştirmesi ve mahalle kurgusunu secmesi bence harikaydı.
Mahru ve Çakır’ın aşkı,aralarında ki o tutku okuyan herkesin beğenisini toplayacak cinstendi. Birbirini çok seven bu iki karakter evlenmeye karar verir. Ama çakır ‘ın işlerinin biraz yasa dışı olması ve bir olaya karışması sonucu,ikisinin arasına mesafeler girer. Kayıplar yaşayan Mahru sürekli bu korkuyla yaşamak istemediği için Çakır hapise girdikten sonra ayrılır. Ve kendine yeni bir hayat kurmak ister. Tabi Çakır ‘ın çevresi mahru’yu her olayda tek bırakır. Aradan yıllar geçer ve o büyük karşılaşma yaşanır. Tabi her şey Çakır ‘ın bıraktığı gibi değildir. Mahru’nun farklı biriyle ilişkisi vardır.
Çakır her ne kadar mahru’dan uzak durmak istesede. Kendisini onun kapısında bulur. Bütün duyguları alt üst olan Mahru, uzak durma konusunda fazlasıyla kararlıdır. Arkadaşının düğünü sırasında istemesede bazı yakınlaşmalar olur. Bunun devamını siz kitapta okuyacaksınız.
Sizce Mahru Çakır’ı hayatına tekrar alacak mı?
Çakır Mahru için işinden vazgeçecek mi?
“Kıyamadıklarım kıyametim oldu."
“Yıllardır gözü gözüme değmeyince, meğer
ben dünyanın renklerini unutmuşum, onu
anladım."
“Giderken kalbini geri alamadıktan sonra
başkasını sevmek mümkün olmuyormuş."
DEPRESYONEL DÜŞÜNCELER
Herkese merhaba bugün harika bir hava var bulunduğum şehirde. Ve elimdeki kitapta tam başucu kitabı diyebilirim. İçinde insana, hayata dair çok fazla başlık ve altında yazarın örneklemeleri var.
Kitabın her sayfasından mutlaka bir cümleyi çizmişimdir. Çizdiğim yerlerin bir kısmını şimdi yorumumda paylaşacağım. Yazarımızın kalemi daim olsun ve bu tarz içeriklerde daha çok buluşalım dileğiyle.
Yaşamı amaç edinmeye yönelik bir cümle ;
“Başım,bedenimden ayrıldıktan sonra gözlerimi kırpmaya devam edeceğim,en azından bu şekilde ölürken de bilime bir katkım olur.”
“Bütün hayallerimiz gerçekleşir, vazgeçmediğimiz sürece.”
Mutluluk ve mutsuzluk kişiden kişiye değişir diyerek yorumunu yazarımız derinleştirmiştir.
“Mutluluk da mutsuzluk da kendi içlerinde sıralanamazlar.” O anki duruma göre mutluluk bile değişiyor.
Acılarda aynı şekilde;
Anında bulunamayan 10tl,ertesi gün 100 tl bulunsa bile o anki acı unutulmaz. Acıda mutluluk gibi kişiden kişiye değişir.
“Beni öldürmeten acı, güçlendirir.”
Yazarın kişilik ile yazdığı cümlelerde çok değerliydi.
“İnsanın yaşamı boyunca inşa edeceği en büyük ve tek eseri ‘kişiliğidir’”
Ya da yalnızlık ile ölümün kıyaslanmasıda çok güzeldi. Öldüğümüzde; yanınızda anneniz, babanız,kardeşleriniz, arkadaşlarınızdan biri olacak” denilseydi ölümden bu kadar korkulmazdı diye açıklık getirmişti.
“ En basit canlılar mikroorganizmalar değil ‘başkaları’ görsün-duysun-bilsin diye yaşamayı yaşam tarzı haline getirmiş insanlardır.”
ERİCA’ NIN AYNALARI
Herkese merhaba bugün benim için oldukça farklı bir kitap ile geldim. Akıcı anlatımıyla sıkılmadığım bir kitaptı. Kitabın bazı yerlerinde ürkmedim desem yalan olur. Bu yüzden benim için farklıydı.
Bir konak düşünün her tarafıyla ürkütücü. Özellikle yazarımızın betimlemeleri sayesinde konakta geziyormuş gibi hissetmeniz olağan. Konakta tek yaşayan Defne, birgün bu yalnızlığına kapının çalmasıyla son verir. Bu gelen kişi Ela dır. Zor durumda olan Ela bir süre Defne’nin yanında kalır. Tabi Defne’nin değişik huyları vardır. Zaman geçer ve Ela’nın erkek arkadaşında eve gelip gitmeye başlar. Aynı zamanda Ela’nın bu evden ayrılması gerektiği konusunda ona direnmeler yapar. Ela’nın bu konuda vicdanı ve merhameti ön planda olur.
Tabi bu sırada kitabımızda farklı hayatlarada misafir oluruz. Hümeyra , Arif, Meltem,Doğan, Sare. Onlarında hayat hikayelerine konuk olarak bu kitabı bitirmiş oluyoruz.
Bu tarz gizemli, heyecanlı ve yer yer ürkütücü olaylara şahit olmak istiyorsanız bu kitap tamda sizlik.
“Hangisi daha acımasız?
Gerçeği söylemek mi? Umudunu beslemek mi?”
ASİ ÇAKILTAŞI KEHF BİNNUR ŞAFAK NİGİZ
“Aşk denen şey eğer gerçekten varsa bu kadar aşağılık olmazdı. Olmamalıydı.”
Herkese merhaba bugün sizlere #asicakıltaşı serisinin ilk kitabı olan #kehf kitabının yorumuyla geldim. Yazarımız yine şaşırtmayacak harika bir hikaye sunmuştu bize. Ben yazarımızın kendine özgü yazım tarzını çok beğeniyorum.
Herkese merhaba bugün sizlere uzun zamandır neden okumadım diye çokça hayıflandığım bir kitap ile geldim. Cumhuriyet dönemini harika bir üslup ve yazım diliyle bize aktarmıştı yazarımız. Beni en çok mutlu eden ise; Mustafa Kemal ‘in bu kitabı başucu kitabım diye nitelemesi kuşkusuz Atamın bu kitabı neden bu kadar çok beğendiğini kitap bitince