Bazı karakterler, uzun zamandır tanıdığınız biriymiş gibi hissettirir. Adımlarını takip etmişsiniz, gülüşlerini duymuş, ağlayışlarında ona omuz vermişsinizdir sanki.
Marco Carrera benim için tam da o karakter.
Olduğu yerde duran ama kimi zaman rüzgârdan kimi zaman akan sudan dolayı yavaş yavaş aşınan bir taş gibi Marco.
.
Sandro Veronesi bir yanıyla oldukça kişisel (özellikle mektup kısımlarında) diğer yanıyla üç kuşağı da kapsayan bir hikaye kuruyor.
Sürekli zamanda atlamalar olsa da her sayfa zihninize bir tuğla koyuyor, son sayfayı da okuduğunuzda bir hane inşa etmiş oluyorsunuz.
Çok, çok sevdim Sinekkuşu’nu.
.
Su duruluğundaki çeviride pek sevdiğim Eren Cendey yer alırken; kapak tasarımı Utku Lomlu çalışması –