Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşenur Demir

Ayşenur Demir
@nurdmr_28
Diş Hekimi
Üniversite
5 okur puanı
Mayıs 2016 tarihinde katıldı
68 syf.
10/10 puan verdi
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig
8/10 · 224,4bin okunma
Reklam
Ayşenur Demir
@nurdmr_28·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay
9/10 · 31bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İntihar bir akıl hastalığıdır ve ancak bir akıl hastasının körleşmiş duyularının sağladığı soğukkanlılıkla başarılabilir. Muhakkak bir iz bırakmıştır; aksine ihtimal veremiyorum. Yalnız bunu, çok akıllıca, kurnazca yapmıştır. Manyakça bir zevk almıştır bunu yaparken de. Saçma. Selim'in böyle bir aptallık yapacağını sanmıyorum. Kimseye zararı dokunmayan soyut bir kötülüğü ben, büyük ve mustarip bir ruhun iç çekmesi olarak kabul ediyorum.
Sayfa 316
Küçük şeylerden memnun olmasını bilmelisin. Küçük sevinçler, büyük atılışlara yardım eder.
Sayfa 290
Reklam
İnsan, kötü şeylerle ne kadar az karşılaşırsa o kadar iyi olur.
Sayfa 263
İvedicilik, toplumsal eylemin baş yağısıdır.
Sayfa 191
'Bir dostun varlığı güzel bir şeydir; fakat bir dosta ihtiyaç duymadan yaşayabilmektir önemli olan' sözünü söyleyen Turgut'un fakir suratını gördü.
Sayfa 111
Kendini çözemeyen kişi,kendi dışında hiç bir sorunu çözemez.
Sayfa 94
Marx'ın dediği gibi, din insanların afyonudur. İnsanlar bıraksan neredeyse fiziksel tanrıçalara inanacaklar, çünkü spiritüel sistemlere inanç besledikleri zaman hayat daha kolay.
Sayfa 238Kitabı okudu
Reklam
Tel örgülerin üzerine eşit aralıklarla dizilmiş kırmızı ışıklar yavaş yavaş yanıp sönüyordu, ürkütücü bir şekilde, sanki insanoğlunun doğa üzerindeki egemenliğini ilan eden işaret fişekleri gibi. Ama sonra kafamı kaldırıp gecenin göğüne bakınca, fonu Samanyolu'nun kızıla çalan pusuyla aydınlanmış gökyüzünden resmen dökülüyor gibi duran ışıl ışıl yıldızları gördüğümde insanoğlunun bütün o zayıf hâkimiyet çabaları birden gülünç geldi.
Sayfa 146Kitabı okudu
Eğer. Nasıl oluyordu da dört minicik harf bu kadar çok önem taşıyabiliyordu? Bu kadar gücü nasıl elinde tutuyordu? Bodur kalmış kısacık tek bir kelime nasıl oluyordu da insanı aynı anda hem dünyalar kadar acıyla tehdit edip hem de umudu ışıl ışıl parıldayan bir mücevher gibi gözünün önünde sallayıp durabiliyordu?
Hayat siyah beyazken daha kolaydı. Güvenimi elimden alan ve beni güçsüz bırakan, grilerle tanımlanmış bir dünyanın muğlaklığıydı.
Sayfa 235Kitabı okudu
Dünya şu anda da tıpkı annemle babamın savaşa doğru giden hâlini tarif ettikleri gibiydi. O kısmı doğruydu. Hayvanlar koca birer tür olarak yok olmaya yüz tutmuştu. Doğal afetler yaygınlaşmaya başlamıştı. Hastalıklar almış başını gidiyordu.
Sayfa 192Kitabı okudu
64 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.