“Karşımızdakini olduğu gibi görmeyip onu tanrılaştırmak, sonra da sanki böyle bir tanrı olabilirmiş de olmuyormuş diye ona kızmak...”
-Kış Uykusu (2014)~ Nuri Bilge Ceylan
#halukbilginer #demetakbağ
Filmdeki fotoğrafçı karakter Mahmut bir şehir entelektüeli ama Ceylan'ın dediğine göre sanatıyla bağlantısı kopmuş. "İşi var ve para kazanıyor ama yapmak istediği şey olan sinemacılıkla bir ilişkisi kalmamış, Film yapmak için çok enerji gerekir, gündelik hayatın rutin rahatlığından ödün verirsin; Mahmut bunu yapamaz. Küçük şehir insanları bu yüzden hayrete düşürür beni bazen. Onlar kendilerini çok kolay feda ederler. Kimi zaman da çok zalim olur ve gözünü kırpmadan cinayet işlerler. İnsanı insan yapan tüm özelliklere sahiptirler. Eğitimli insanlar ise ne böyle zalim, ne de böyle fedakâr olabilirler. Dururlar hiçbir şey yapmadan. Uzak'ta, Mahmut'la annesi yakın yerlerde yaşasalar da paylaştıkları pek bir şey yoktur. Oysa Yusuf ailesine çok düşkündür."
"Halkın, ülkenin çıkarlarının en önde olması gerektiğini söyler durursun ama her karşına çıkandan hırsızmış, soyguncuymuş gibi kuşkulandığın için halktan da nefret ediyorsun. Nefret etmediğin insan yok neredeyse…"
Kış Uykusu (Nuri Bilge Ceylan, 2014)
"ne bileyim, burada kalmaya pek niyetim yok. sevmiyorum buraları. dar kafalı, hoşgörüsüz, bezelye taneleri gibi birbirine benzeyen bir sürü insan"
• ahlat ağacı -2018 | nuri bilge ceylan
Kitap boyunca Nuri Bilge Ceylan sinemasını anımsadım. Özellikle 'Karım' öyküsünde NBC'nin Kış Uykusu filminden sahneler birebir canlandı tekrar. Nuri Bilge Ceylan'a da teşekkürler bu güzel öykülerle bizi sinema yoluyla buluşturduğu için.