Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nurten Aydın

Unutma ! Hatırla ! Vergilerimizle ayakta duran TRT’ye yaptırdıkları “Payitaht Abdülhamit” dizisinde Abdülhamit’e İngiliz elçisini tokatlattılar. Gerçekte, yabancı ülkelerin ve yabancı elçilerin bir dediğini iki etmeyen Abdülhamit’i yabancı ülkelere ve yabancı elçilere kafa tutan “Şahin bir padişah” olarak gösterdiler. Abdülhamit’in kendisine suikast düzenleyen “bir yabancıyı” bile yabancı ülkelerin baskısıyla serbest bıraktığını anlatmadılar.
Sayfa 32 - Înkilap Kitapevi
Reklam
Yulaf Lapasindan Donut’a
Ekmek dinsel törenlerin temelini oluşturur. Yahudiler hamursuz Bayramı’ mayasız “matsa” ile kutlarlar. Hristiyanlar İsa’nın bedenini temsil eden mayasız ekmek yerler. Müslümanlar ekmeği kutsal kabul eder ve asla yere atmazlar. İncil’de ekmek bereketli bir hasadın, bolluğun, aç kalmamanın ve hatta kurtuluşun simgesidir. Birinin ekmeğiyle oynamak o kişiyi en temel gereksiniminden yoksun bırakmaktır. Ekmek neredeyse evrensel bir gıdadır. İnsanın yaşamında böylesine önemli bir yer tutan bir gıdanın bizim için zararlı olabileceği düşüncesi aslında yadırgatıcıdır !! Öyle mi ??
Sayfa 31 - Pegasus
Kamuoyu kolestrol ilaçları konusunda bilgi sahibi oldukça, mahkemelerde açılan davalar arttıkça, ilaç şirketleri dikkatli olmaya çalıştı. Roche şirketi, kolestrol ilacı “Dalcetrapib” i 7 Mayıs 2012’de, Eli Lilly şirketi, kolestrol ilacı “Evacetraoid” i 3 Nisan 2016’da, Merck şirketi, kolestrol ilacı “Anacetrapid” i 10 Ekim 2017’de çalışmaları ve üretimini durdurdu. Araştırmalara göre çok sayıda insan hayatını kaybetmişti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Rockefeller “ipi” elinden bırakmaya hiç niyetli değildi... Sağlığı be yarımı kullanarak dünyayı “bedenler” üzerinden ele geçirme stratejisinden vazgeçmeyecekti. Gıda ile bozup ilaçla öldürmeye devam edeceklerdi: “Nüfus planlaması!” Yani, ırkları ıslah projesi...
Nurten Aydın

Nurten Aydın

, 2020 okuma hedefini ekledi.
2020 OKUMA HEDEFİ
0/50 kitap - %0 tamamlandı
Henüz kitap okumadı
50 kitap
0 sayfa
0 inceleme
8 alıntı
Reklam
Tıp fakülteleri ve eğitim hastanelerinin ruhsatlandırılmasını ve akreditasyonunu tamamen ele geçirdiler . ABD’deki günümüz üniversite sisteminin yapısal organizasyonu 20. yüzyıl başında ortaya çıktı. Sisteme uymayana yaşam hakkı tanımadılar. Tıp öğrenimi yoksul halka kapatıldı. Tıp eğitimi çok pahalı hale getirildi. Tıp, profesyonelleştirildi. Doktorluk; ayrıcalıklı, iyi para kazanan mesleğe dönüştürülerek kapitalizme eklemlendi!
Yaptıkları şu oldu sonunda; tıbbın binlerce yıllık “kütüphanesi” yakıldı! Romali filozof Çiçero dedi ki: “Eski zamanlarda ne yapıldığını bilmemek, her zaman çocuk kalmaktır.”
İşin absürt yanı : Dönemin “endüstriyel tıp” uygulayıcıları hastalıklara neden olan etmenin vücudu terk etmesi için cıva, kurşun, arsenik gibi kimyasalların bolca bulunduğu ilaçları reçete etti.
Nurten Aydın

Nurten Aydın

, bir kitabı okumaya başladı
Kara Kutu
Kara KutuSoner Yalçın
7.9/10 · 1.452 okunma
Rapora göre, doktorların ve bilim adamlarının düşünceleri kökten değişmeliydi. “Eskimiş” geleneksel “tedavi yöntemleri” yerini “bilime” bırakmalıydı. Uygulama alanı olan tıp birden “bilim” oluverdi. Ve bu “kutsal rapordan” sonra ABD’deki “alternatif tıp” vs. vs. gibi tıbbi uygulamalardan vazgeçmeyen hekimlere ağır saldırılar başladı.
Sayfa 40 - Kirmizi KediKitabı okuyor
Reklam
Keşke daha çok insan tanıyıp ve daha çok insanın kalbini kazandaydım. Şimdi düşünüyorum da, giderken yanımda götürebileceğim tek şey buymuş. Para biriktirmişim hiç işe yaramadı ama arkadaşlarım beni sever, onların yüreğinin bir yerinde küçücük de olsa bir yerim var.
Sayfa 91
Newton’un Duygu Yasasi
Isaac Newton; insan yüreğinin yörüngesini bilmek istiyordu, ıstırabın hızını hesaplamak istiyordu. Değerlerinin gücünü ve umutlarını kütlesini hesaplamak istiyordu. Ve en önemlisi de bu elementler arasındaki ilişkileri anlamak istiyordu. Ve Üç Duygu Yasası’nı yazmaya karar verdi.
Nurten Aydın

Nurten Aydın

, bir kitabı okumaya başladı
Her Şey B*ktan
Her Şey B*ktanMark Manson
7/10 · 956 okunma
Size nasil yardim edebilirim ?
Starbucks’ta çalışsaydım kahve kaplarına insanların adını yazacağıma şunu yazardım: Bir gün siz ve sevdiğiniz herkes ölecek. Son derece kısa bir zaman süresince ve küçük bir insan grubunu saymazsak yaptığınız ya da söylediğimiz hiçbir şeyin önemi kalmayacak. Bu hayatın huzursuzluk veren bir hakikatedir. Düşündüğünüz ya da yaptığınız her şey karmaşık biçimlerde bundan kaçınmaya çalışmaktan ibarettir. Bizler son derece önemsiz kozmik tozdan ibaretiz; incecik mavi bir beneğin üzerinde hoplayıp zıplıyoruz. Kendi önemimizi hayal ediyoruz. Amacımızı uyduruyoruz, ama bizler hiçbir şeyiz. Boktan kahvenizin keyfini sürün.
...1996 ve 2000 yıllındaki ölüm oruçlarında arabulucu olarak devreye girmiştik. ...hem içerdeki direnişçilerle hem de hükümet yetkilileriyle doğrudan görüşmeler yapmak şart. Savcının odasındaki bir arkadaşımız “Yetkililerden önce aydınlar girsin” dedi, “aydınlar konuşsun, ortamı hazırlasın, sonra parlamenterler de girer, görüşmelerini hep birlikte genişletiriz.” Bunun üstüne politikacılardan müthiş bir itiraz yükseldi. “Ne demek aydınlar girsin? Bir aydın değil miyiz?”
Sayfa 200 - DoğanKitabı okuyor
138 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.