Geceleri sabahlara kadar okumayayım da ne yapayım? Ben, el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerim. Çünkü, bu ömrümün bütün hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir. O vakit bu çıplak ve yalçın oda, gerçek dünyadan daha geniş, daha ferahlı bir âlemin munis, sevimli ve her biri sihir ve füsunla yoğrulmuş mahlûkları ile dolmağa başlar.
Sayfa 21
Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor. Belki de sıradan ve vasıfsız bir şey gibi görüyor bunu. O da haklı. Neredeyse tanıyan herkes sevmiş onu. Farklı boyutlarda elbet. Ama bir şekilde sevmiş. Zaten onu birazcık tanıyan birinin kayıtsız kalması, sıradan biri gibi davranması mümkün değil. Fakat ben ne yapabilirim? Anlatamıyorum. Anlatamamamın sıkıntısı içimdeki telaşı kat be kat artırıyor... Seni en çok ben seviyorum desem, en başka ben seviyorum ve en başta, herkesten çok, en çok, en... Ne en? İçimden geçenleri bilse koşup boynuma sarılır. Oysa sadece anlatabildiğim kadarını biliyor. Anlatabildiğim kadarını... Anlatabildiğim kadarıyla ne yapılabilir? Birer çay içilebilir belki..
Sayfa 143
Reklam
Ben, şu anda, iki ayrı insanım. Biri her şeye ağlıyor, öbürü her şeye gülüyor.
Kişi eski alışkanlıklarını yeni fırsatlara tercih ediyorsa yaşlanıyor demektir. Bence yaşlanmanın zihinsel etkileri, alışkanlıklar ve tercihler arasında bir yere sıkışıp kalmada kendini gösterir. Mesela bunun yansımalarını yaşlanan insanların yeni şeylere yüz çevirmelerinden ya da geleneklerine daha sıkı tutunmalarından görebiliriz. Tabii bu
Sayfa 62
B12 eksikliğinin şiirini yazmış
Ben bir şey anlatacaktım kime anlatacaktım Ben bir yere gidecektim nereye gidecektim Biri vardı yanımdaydı, kimdi o Bana bir şeyler söylemişti neler demişti.
Sayfa 256 - YKY
Gıybet
"Adamın biri Hasan-ı Basri'ye, 'Falanca senin gıybetini yaptı' dedi. Bunun üzerine o gıybet edene bir tabak taze hurma göndererek, 'İşittiğime göre, sevaplarından bana hediye etmişsin. Buna karşılık ben de sana bu hurmayı hediye gönderdim. Ama kusuruma bakma, senin hediyen kadar kıymetli bir şey gönderemedim' demiştir."
Sayfa 208 - SemerkandKitabı okudu
Reklam
“Mutsuz’a Kim Bakacak, Maviş Anne” şiiri
“İki sigaram kaldı bu gece için, Maviş Anne, iki muhabbet kuşum. iki kendim varmış, Maviş Anne, biri benmişim, biri Mutsuz. Ben ölürsem Maviş Anne, Mutsuza kim bakacak? Dünyaya bile bir dünya anne lazım. Biri sen ol, Maviş Anne, biri ben. Dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da birlikte gidelim, Maviş Anne. Bana da kendi serüvenimden bir yer
Senin en çok sevdiğim yanlarından biri de, sokakta yaşlı ve anlaşmış bir çift gördüğün zaman duygulanmandır. Ne güzel duygudur o. Ben de öyleyim.
"Söylesene," dedi. "sence sefil haldeki biri mi, yoksa mutlu biri mi daha iyi adaklar adar?" "Mutlu biri elbette." "Yanlış," dedi. "Mutlu biri kendi hayatıyla meşguldür. Kimseye minnet borcu olmadığını düşünür. Ama onu soğuktan titret, karısını öldür, çocuğunu sakat bırak, o zaman dualarını duyarsın. (...)"
Sayfa 100 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
"Ben farklı olmalıyım, bu sayılardan biri olmayacağım," dedim. Bir nevi o kalabalığın içinde kaybolmayı reddettim.
Sayfa 24 - Kronik KitapKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.