Of .. Fakat ne için kendi derdimi bıraktım da siyasetin çıkmaz sokağına sapıttım. Bilmem ki dimağım herhangi bir bahsin labirentine dalarsa bir türlü öbür ucunu bulamıyor. Onun dar dehlizleri içinde döne dolaşa bunalıyor. İradem o kadar kuvvetsiz ki bir kör gibi biri elimden tutarak o konudan beni çıkarmalı. Ve onu düşünme şunu düşün demeli.
Sayfa 407
Mantarlar...
"Bir gezegen vardı, kırmızı suratlı adamın biri yaşıyordu orada. Ömründe hiç çiçek koklamamış. Hiç bir yıldıza bakamamış. Hiç kimseyi sevmemiş. Sayıları toplamaktan başka hiç bir şey yapmamış hayatı boyunca. Ve o da tıpkı senin gibi bütün gün, 'Ben ciddi bir adamım! Ben ciddi bir adamım!' diye dolanırdı. Üstelik bundan gurur duyardı. Ama o bir adam değil, mantardı bana kalırsa!"
Sayfa 33 - Karbon KitaplarKitabı okuyor
Reklam
ben üç yer tasarlamıştım üçü de sana bana uygun biri günebakanlarda biri otuz yaşta birini sorma birini sorma gün gelir ben söylerim daha usta olurum daha yiğit o zaman söylerim bu kırgın karanlığı bir ışıtalım ilkin yeniden şehirler kuralım şimdikilerine benzeyen baştan başlayalım susamlara ekmeklere denizaşırılarına sevmelere ...
Hâlâ şu dine inanmayan eşoğleşşekler var vol2
Hakim ve Haraiti, Enes'ten merfü olarak şöyle rivayet ederler: "(Kıyamet günü) ümmetimden iki kişi, izzet sahibi Rabbimizin huzurunda diz çökerek, biri, 'Ey Rabbim! Kardeşimden (gördüğüm) haksızlık(tan dolayı hakkımı) al' der. Yüce Allah, 'Kardeşine nasıl yapacağız, iyiliklerinden hiçbir şey kalmadı?' der. Adam, 'Ey Rabbim! Günahlarımdan ona yüklensin, zira bugün zor bir gündür, insanlar kendilerinden günahlarının alınmasına muhtaçtırlar' der. Bunun üzerine Allah, bu istekte bulunan kuluna, 'Gözünü (başını) kaldır, bak' der, o da başını kaldırıp şöyle der: 'Ey Rabbim! Ben, altından şehirler ve inciyle süslenmiş altından saraylar görüyorum. Bunlar hangi peygamberlerin veya hangi sıddikın veya hangi şehidin?' Yüce Allah, 'Değerini verene aittir' der. Adam, 'Ey Rabbim! Bunun değerini kim verebilir?' der. Yüce Allah, 'Sen verebilirsin' der. Adam, 'Ne ile?' der. Allah, 'Kardeşini affetmekle' der. Adam, 'Ey Rabbim! O halde ben onu affettim' deyince, Allah, 'O hal de kardeşinin elini tut, onu cennete sok' der:'
Sayfa 75
İki insan arasındaki derin ve kalıcı bir ilişki ötekinin benliği kadar kendi benliğiyle ilişkide de bir derinlik —insanlar arası dile getiril- meyen çok boyudu ilişkinin derinlerine inen yolu açan empati ve anlayış— gerektirmesi tuhaf bir karşıdık yaratır. Kişi derinliğine seve- bilme yetisi kazandıkça ve başka birini yıllar içinde kendi kişisel ve toplumsal hayatının bir parçası olarak gerçekçi biçimde daha iyi de- ğerlendirebilir hale geldikçe, gerçekten eşit oranda ve hatta daha iyi tatmin edici bir partner olabilecek ötekileri bulabilir. Duygusal yetiş- kinlik bu yüzden çiftin çatışmadan uzak istikrarlı ilişkisinin garantisi olamaz. Bir kişiye duyulan derin bağlılık ve birlikte yaşanan hayata ilişkin değerler ve deneyimler ilişkiyi zenginleştirecek ve istikrarını sağlayacaktır; ama şayet ben-bilgisi ve ben-bilinci derinse, partnerle- rin her biri zaman zaman (potansiyel olarak gerçekçi görünen) başka ilişkilere özlem duyabilir ve tekrar tekrar bundan vazgeçebilir. Ama feragat ve özlem bireyin ve çiftin hayatına bir derinlik de katabilir; çiftin ilişkisindeki özlem ve fantezilerin ve cinsel gerilimlerin yeni bir yöne kayması aşk hayadanna yeni, bilinmedik ve karmaşık bir boyut da katabilir. Son tahlilde, bütün insan ilişkileri bitmeye yazgılıdır; kaybetme, terk edilme ve nihayet ölüm tehdidi aşk ne kadar derinse o kadar büyüktür; bunun ayrımında olmak da aşkı derinleştirir.
Sayfa 92
Cabir B. Abdullah (ra)
"Hendek Gazvesi'nin öncesinde Selman-ı Farisi'nin görüşü üzerine hendekler kazılmaya başlandı. Allah Resulü (sas) de bizimle beraber kazmalar savuruyor, topraklar taşıyordu. Günler geçti, Allah Resulü uzun süredir doğru dürüst yemek yiyememişti. Açlıktan takatinin kesildiği anlardı. Eve gittim hanımıma sordum: 'Evde bir şey var
Reklam
Çünkü ben, Zacharius Usta, imal ettiğim bütün bu saatlerin yaratcısıyım! Bu demir, gümüş ya da altın kutuların her birine ruhumunbir parçasını hapsettim! O lanet olası saatlerden biri ne zaman dursa, kalbimin durduuğunu hissediyorum, zira saatleri kalp atışlarıma göre ayarladım!
"Derin bir nefes alıp aşağı eğildim. Ardından kollarımı beline dolayarak göbeği göğsüme çıkıncaya dek onu yukarı çektim. Baş aşağı duruyordu ve o güzel vajinası tam ağız hizama gelmişti. Küçük bir çığlık atarak içgüdüsel olarak bacaklarını boynuma doladı. Ah Tanrım, şu an onu bu pozisyonda tutarken bile kendimi kaybetmek üzereydim. Güçlükle
“Vücudunu bana bastırmaya başladığında vahşi, acımasız bir hayvana dönüşüyorum. Bedeninin isteklerine göre onu öpü­yor, emiyor, yalıyor hatta bazen ısırıyorum. Bacakları açılıp kapanarak titriyor, sarsılıyor, sonunda da zirveye çıkıyor. İnanılmaz bir şey.” “Kadın zarif, açmakta olan bir çiçek gibi. İşin sırrı yapraklarını dökmeden Önce doğru anı yakalayabilmek, ne bir saniye önce ne de sonra. Benim amacım, kutsal kâsenin121 peşinde oldu­ğumdan, doğru anda onun içine girerek onu zevkten çıldırtmak. Zor kısmı da bu. Eğer erken davranırsam, hiç boşalmayabilir. Çok geç olursa, bensiz başlayabilir.” Pantolonumun fermuarını açtığımda kazık gibi olmuş aletim birden dışarı fırladı. Otuzbir çekmek istiyordum fakat öncelikle yazımı bitirmem gerekiyordu. “Çok yaklaştığında, ben de deliye dönmüş bir köpekbalı­ğı gibi saldırıyorum. En sonunda vajinası refleks olarak ağzımın içinde kasılmaya başlıyor. Her zaman hayalini kurduğum ağız sulandıran bir his. O an tam kıyısında olduğunu anhvorum, ince bir İpliğe bağlı, kendini bırakmak İçin çırpınan bir vücut, fakat zihni onu isteğinden alıkoyuyor. Genellikle baba sorunları, kötü kız olmanın verdiği vicdan azabı ya da kendine olan saygısını kaybetme korkusu sağ olsun. Seç birini, daima bunlardan biri çı­kar. Her neyse, beyni sonunda vücudunun elde etmek için yanıp tutuştuğu bu yoğun hazza yenik düşer.”
Sayfa 11
c) İbret Verici Bir Olay
Türkiye geneline yayılmış bulunan alışveriş merkezleri Migros'ta da durum farklı değil... Yalnız burada cereyan eden farklı bir olaya şahit oluyoruz. Gerçi bu hadise birçok yerde olup gidiyor, ama farkına varıp da hakkını aramak isteyenler hemen hemen yok denecek kadar az... İşte bu "az"lardan biri de Zekeriya Alşan ve ailesi...
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.