Sen ve Ben Biliyor musun adam Seni çok sevdim.. Gözyaşlarım bile sana hasret Ben bu sefer. Baya battım aşk çamuruna.. Oysa aşk güzel bir şeydir dimi
peri tozu güncesi
önce birkaç parçaya bölünüp peşinden un ufak edilmiş bir taze -artık değil- bütünün muhtelif yerlerinden oymaya yeltenenlerden biri olarak yazıyorum: " kolay değildi -başta- " oyarak, özensizce inceltilmiş parçalar, ufalanabilecek raddeye getirildiğinde, biri çıkıp "dur" demedi. dense, duyulur muydu; dendi de, ikazlara sağır
Reklam
''Daha ben, çocukken - (6 ve 18 aylık) Lacan'ın teorisinden bahsetmiştim- kendisini bile, aynadaki görüntüsünden fark ederek, evrenden koptuğunu hisseden bir varlık olarak, ben, ötekinin bakış açısından başka bir yerde kendisini inşa edemez. Bizim düşündüğümüzün aksine, ben, içten inşa edilmez, dıştan inşa edilir. Bu yüzden de
Yıllar sonra hiçbirimiz hayatta olmayacağız, evet anılarımız bile silinecek. Yüz yıl önce yaşayan biri de bizim gibi şeyleri kendine dert etti ama şu an ne o var ne de o dertleri. Ona dair hiçbir şey kalmadı bu dünyada, belki bayramdan bi gün önce gidilen bir mezarı kalmıştır ama fazlası kalmadı. Onun en ufak sıkıntısını ya da bu hayatta yaşadıklarını kim hatırlar ki. Bu kadar acımasız ve ölümlü dünyada her şeyi kafaya takmak, yaşamayı unutmak ne kadar acı. Boşluğa düştüm çünkü madem ölüm varsa iyi ya da kötü yaşamanın anlamı ne? Senelerdir bu soruya duyduğum tek cevap var ama ben onu hala tam anlamıyla anlayamadım.
Yine bir his var içimde. Bu seferki daha bulanık, daha belirsiz. Hissimin tonu yağmurlu bir sabaha uyanmak gibi. Sabah olmuş ama karanlık her yer. Güneş her zamanki yerinde ama yok gibi. Güneşin orada olduğunu bilsen de önündeki bulut bunu gizler göremezsin. Sen de o karanlığın, o tekinsiz havanın oyununa gelir kararırsın. Tekinsiz hissedersin.
Tuhaf hissediyorum. Yine o akşamlardan biri. İçimdeki beni keşfediyorum hala. Onun ne istediğini, neyi ne için hissettiğini. Bir adım ötesi buğulu hala. Yaşıyorum sadece. O gün ne getirirse onu yaşıyorum. Dışarıya gösterdiğim kadar güleç değilim içimde. İçimdeki bu his bir ceza sanki bana. Bir lanet gibi. Sanki başka insanlarda yok da bir tek
Reklam
Eve Özlem
Nasreddin Hoca’nın fıkralarını, dimağına fikir inmeyen çağlarda okuyan gençler, çoğunu anlayamaz ve bazılarında da hayret içinde kalır. Hoca’nın dokuz onlu yaşlarda dinlediğim bir latifesi vardı. Zihnimde defalarca tasarlamış ve o latifeyi bir türlü anlayamamıştım. Müteselsilen dört beş ayda bir aklıma gelen bu fıkrayı anlamam, uzun zaman aldı.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.