“Bilindiği gibi, Muhammed aslen Mekkelidir; orada doğup büyümüştür. Ama orada tutunamayınca, bir gece Medine'ye göç etmek zorunda kalmıştır. Bu durumda kendisi Medinelilere misafirdir. Hatta diyebiliriz ki, Medine halkı onu kabul etmekle manlara olan glivensizliği daha da arttı. Öldürülen o insanın adı Fedekli Nahik oğlu Mirdas idi. Kimileri de onun adı Azbat oğlu Amr'dır demektedir. Katil ise, Zeyd bin Harise'nin oğlu Üsame idi, Katilde de ihtilaf vardır. Mesela, Cüsame oğlu Muhallem. ya da Esvedoğlu Mikdad'dır diyenler de vardır. Muhammed bu olay yüzünden çevreden olumsuz tepki alınca, savunma amaçlı ayet inmeye başlıyor. Ayetin anlamı şu: "Ey inananlar, Allah yolunda savaşırken iyice araştırın. Size selam verene, dünya menfaatını gözeterek 'Sen mümin değilsin' demeyin. Çünkü Allah katında ganimetler/zenginlik yolları çoktur." (Nisâ Suresi, 94, ayet.)”
Sayfa 125 - Berfin YayınlarıKitabı okuyor
Marie Antoinette'in kızı... o geceyi, annesi, babası ve erkek kardeşiyle birlikte, dördü birden bir arabaya tıkılıp onlarla, "fırıncı, fırıncı karısı ve fırıncı yamakları" diye alay eden, yuhalayan halk kalabalığının ortasında, her an ölümü bekleyerek Paris'e, Tuileries'ye sürüklendikleri geceyi yaşamıştır.
Sayfa 257 - Can Yayınları
Reklam
Diyelim ki Hilmi'nin eşi iş yerinde bir problem yaşamış. Eve geldiğinde gerek kullandığı ses tonu gerekse de yüz ve vücut ifadeleri ile bunu oldukça açık ifade etse de Hilmi bunu anlayamayacak ve tuttuğu takımın antrenmanında çıkan kavga ile ilgili haberi okumaya devam edecektir. Hilmi'nin başını bu haberden kaldırabilecek tek güç
Angoulême düşesi, XVI. Louis ile Marie Antoinette'in kızı... Çocukken, Saint-Cloud Sarayı'nda o korkunç geceye, baldırı çıplak halk kitlelerinin kapıdaki muhafızları katledip kan damlayan çizmeleriyle annesinin ve babasının karşısına dikilmelerine tanık olmuştur titreyerek. Ardından o geceyi, annesi, babası ve erkek kardeşiyle birlikte, dördü birden bir arabaya tıkılıp onlarla, "fırıncı, fırıncı karısı ve fırıncı yamakları" diye alay eden, yuhalayan halk kalabalığının ortasında, her an ölümü bekleyerek Paris'e, Tuileries'ye sürüklendikleri geceyi yaşamıştır. 10 Ağustos'a tanık olmuştur, sokak halkının balta darbeleriyle annesinin odasının kapılarını parçaladığına, babasının başına kırmızı bere geçirip alay ederek mızrağı göğsüne dayadıklarına. Temple Hapishanesi'nde korkunç günler geçirmiştir, annesinin arkadaşı Düşes Lamballe'in dağılmış ve kandan yapış yapış olmuş saçlarıyla başının bir kargının ucunda pencereden gösterildiği anları yaşamıştır. Giyotine sürüklenen babasıyla, daracık bir odada bitlenmeye ve çürümeye terk edilen kardeşiyle vedalaştığı o akşamı nasıl unutabilir? Fouché'nin, onu günlerce sorguya çeken ve kraliçenin aleyhine kullanmak üzere annesi Marie Antoinette'in küçük oğluyla güya ahlakdışı bir ilişki içinde olduğuna dair tanıklık etmesi için işkence eden kırmızı kasketli arkadaşlarını nasıl unutabilir? Ve de annesinin kollarından koparılışını ve ardından, onu giyotine götüren, parke yolun üzerinde takırdayarak yol alan arabanın arkasından sürüklenişini nasıl unutabilir?
Sayfa 257 - Can Yayınları
İkrime, Mekke'ye yaklaştığında Rasulullah (s.a.v.) sahabilere, ‘İkrime size mü'min ve muhacir olarak geliyor. Sakın babasına küfretmeyin. Çünkü ölüye küfretmek diriyi rahatsız eder ve o küfür ölüye de gitmez' dedi.
Halife Ömer b. Abdülaziz, Hasan-ı Basrî (R.A.)'den, adaletli bir halife nin vasıflarını saymasını istemiş, Hasan-ı Basrî de ona şunları yazmıştır: "Ey müminlerin emiri! Şunu bil ki, Allah Tealâ, adaletli halifeyi, her yoldan çıkanı yola getiren, her haksızın haksızlığına engel olan, her bozulanı düzelten, her zayıfa güç veren, her
Sayfa 100 - Hisar yayıneviKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.