Öncelikle kitap kulübüm için okudum ve burada çok detaylı yorum yapmama deyecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Bir sosyolog olarak okuyup yorumlayınca amacı, sonucu belli bir kitaba dönüşüyor. Tam anlamıyla edebi bir yazım olmadığını da belirtmeliyim. Feminist düşünceyi gerçekten anlayan kişiler için çok yavan kalan ama feminizme küstürülmüş ya da feminizmden korkutulmuş kişilere hitap edebilecek birinci dalga feminist bir kitap. Yani yazıldığı dönem için çok uç elbette ve maalesef bazı kafa yapılarının 100 küsür sene sonra bile değişmediğinin kanıtı gibi. Ayrıca daha önce hiç bir karakterden Terry'den nefret ettiğim kadar nefret etmedim.
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812bin okunma
Üstünde de yazdığı gibi Lovecraft ile Latin Amerika dizilerinin ve Uğultulu Tepelerin çocuğu gibi bir kitaptı. Korku dozu yavaş arttı ama ciddi arttı. Karakterler klişelikten uzak ve ilginçti, olaylar biraz klişe olmakla birlikte tatmin edici bir yazım ve sonla beni rahatsız etmedi. Ve ilk defa bir korku hikayesinde hoş bir aşk hikayesi de okudum. Keyifli bir kitap, yakın zamanda unutamayacağım ve belli bir atmosfer yaratmada muazzam bir iş çıkarmış.
Meksika GotiğiSilvia Moreno-Garcia · İthaki Yayınları · 2022332 okunma
Babası Noemí'ye okulunu ciddiye almaktansa görüntüsüne ve partilere gereğinden fazla önem verdiğini söylerdi; bir kadın iki şeyi aynı anda yapmayı beceremezmiş gibi.
Bu kitap bana çok garip bir dönemde geldi. Arkasında yazdığı gibi bir modernizmi sorgulatma kitabı falan değil. Bu bir yas hikayesi. Karakterimiz kendi ölümünün yasını tutarken yasın evrelerinden tek tek geçiyor: İnkar, Kabullenme, İyileşme.
İnsana hayatı ölümü ve ardımızda ne bıraktığımızı sorgulatan güzel bir kitap. Dedemin vefatına denk geldi okumam ve kendisinin ölümüne dair ve eski yaslarıma dair karman çorman düşünce ve duygularıma ışık tutan bir kitap oldu. Sonu bence tam olması gerektiği gibiydi.
Muhtemelen hikayelerini asla unutmayacağım bir kitap. En zayıf hikayesi ilki ama zaten size sahneyi kurduğunu hissedebiliyorsunuz. Her bir hikaye sizi ayrı bir ağlatıyor ama hikayeler acıklı olduğu için değil. Son derece insan olduğu için. Gurur, empati, bencillik ve benzeri duygular ile hareket ederken insanın nasıl en sevdiğine dair bir şeyleri kaçırdığının farkına varıyorsunuz ve bu sırada bazen hissettiğiniz şeyleri herkesin göremeyeceğini anlıyorsunuz. Olanı değiştiremezsiniz ama kendiniz değişebilirsiniz.
Hıçkıra hıçkıra ağlayarak okuduğumu da buraya not düşmek isterim diğer kitaplarıda okuyacağım.