Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ömer Faruk

Ömer Faruk
@ofaslan
Muhalif
kul
İstanbul
16 Eylül
24 okur puanı
Haziran 2017 tarihinde katıldı
333 syf.
·
Puan vermedi
Büyük Türk
Büyük TürkHenk Boom
6/10 · 4 okunma
Reklam
Hem hiç makul mudur ki hattâ çekirdek kadar her bir mevcuda bir ağaç kadar vazife yükü yüklesin, çiçekleri kadar hikmetleri bindirsin, semereleri kadar maslahatları taksın da bütün o vazifeye, o hikmetlere, o maslahatlara dünyaya müteveccih yalnız bir çekirdek kadar gaye versin? Bir hardal kadar ehemmiyeti olmayan dünyevî bekasını gaye yapsın? Ve bunları, âlem-i manaya çekirdekler ve âlem-i âhirete bir mezraa yapmasın? Tâ hakiki ve lâyık gayelerini versinler. Ve bu kadar mühim ihtifalat-ı mühimmeyi gayesiz, boş, abes bıraksın. Onların yüzünü âlem-i manaya, âlem-i âhirete çevirmesin? Tâ asıl gayeleri ve lâyık meyvelerini göstersin.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bazı gazetelerin zaman zaman yaptıkları neşriyattan anlaşılıyor ki: Din ve İslâmiyet düşmanları, ekseriya perde ardından bahaneler icad ederek dine saldırmaktadırlar. Doğrudan doğruya dinin ve İslâmiyet'in aleyhinde bulunmuyorlar; dine hizmet eden, bu uğurda türlü fedakârlıklara katlananları nazar-ı âmmede kötülemek, halkın sevgisini çürütmek
Mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkence edip de sonra tövbe etmeyenler var ya, işte onları cehennem azabı, yakıcı azap beklemektedir.
Büruc Suresi
Reklam
Bu kelime-i şehadetin iki kelâmı birbirine şahid-i sadıktır ve birbirini tezkiye eder. Evet, uluhiyet nübüvvete bürhan-ı limmîdir. Muhammed aleyhisselâm, Sâni'-i Zülcelal'e zatıyla ve lisanıyla bürhan-ı innîdir.
Ömer Faruk
Bir kitabı okumaya başladı
Yalın Yeni Girişim
Yalın Yeni GirişimEric Ries
7.2/10 · 147 okunma
Sevr, imaret ve ziraat-ı arzın en büyük vasıtası olan öküzdür. Hut ise ehl-i sevahilin belki pek çok nev-i beşerin medar-ı maişeti olan balıktır. Nasıl biri sual ederse: "Devlet ne şey üstündedir?" Cevap verilir: "Kılınçla kalem üstündedir." Veyahut "Medeniyet ne ile kaimdir?" "Marifet ve sanat ve ticaret ile…" cevap verilir. Veyahut "Nev-i beşer, ne şey üzerinde beka bulur?" Cevap ise: "İlim ve amel üstünde beka bulur."
Ömer Faruk tekrar paylaştı.
Bidayetlerde herkesten sual olunduğu gibi, Divan-ı Harb'de bana da sual ettiler: "Sen de şeriatı istemişsin?" Dedim: Şeriatın bir hakikatına, bin ruhum olsa feda etmeğe hazırım! Zira şeriat, sebeb-i saadet ve adalet-i mahz ve fazilettir. Fakat ihtilâlcilerin isteyişi gibi değil. Hem de dediler: İttihad-ı Muhammediye'ye (A.S.M.) dâhil misin?
Ey Rabb-i Rahîm'im ve ey Hâlık-ı Kerim'im! كُلُّ اٰتٍ قَر۪يبٌ sırrıyla ben şimdiden görüyorum ki: Yakın bir zamanda ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarımla veda eyledim. Kabrime teveccüh edip giderken, senin dergâh-ı rahmetinde, cenazemin lisan-ı haliyle, ruhumun lisan-ı kaliyle bağırarak derim: El-Eman el-Eman! Yâ Hannan! Yâ Mennan! Beni günahlarımın hacaletinden kurtar! İşte kabrimin başına ulaştım, boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum. Başımı dergâh-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryad edip nida ediyorum: El-Eman el-Eman! Yâ Hannan! Yâ Mennan! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halas eyle! İşte kabrime girdim, kefenime sarıldım. Teşyi'ciler beni bırakıp gittiler. Senin afv ü rahmetini intizar ediyorum. Ve bilmüşahede gördüm ki: Senden başka melce' ve mence' yok. Günahların çirkin yüzünden ve masiyetin vahşi şeklinden ve o mekânın darlığından bütün kuvvetimle nida edip diyorum: El-Eman, el-Eman! Yâ Rahman! Yâ Hannan! Yâ Mennan! Yâ Deyyan! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar, yerimi genişlettir. İlahî! Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten lil-Âlemîn olan Habib'in senin rahmetine yetişmek için vesilemdir. Senden şekva değil, belki nefsimi ve halimi sana şekva ediyorum. Ey Hâlık-ı Kerim'im ve ey Rabb-ı Rahîm'im!
Reklam
İ'lem Eyyühel-Aziz! Allah'a tevekkül edene Allah kâfidir. Allah, kâmil-i mutlak olduğundan lizâtihî mahbubdur. Allah mûcid, vâcib-ül vücud olduğundan kurbiyetinde vücud nurları, bu'diyetinde adem zulmetleri vardır. Allah melce ve mencedir. Kâinattan küsmüş, dünya zînetinden iğrenmiş, vücudundan bıkmış ruhlara melce ve mence odur. Allah bâkidir, âlemin bekası ancak onun bekasıyladır. Allah mâliktir, sendeki mülkünü senin için saklamak üzere alıyor. Allah ganiyy-i mugnidir, her şeyin anahtarı ondadır. Bir insan Allah'a hâlis bir abd olursa, Allah'ın mülkü olan kâinat, onun mülkü gibi olur.
Eğer vücuduna itimad edersen, ademe düşersin. Çünki ancak vücudun terkiyle vücud bulunabilir. Ve keza vücuduna kıymet vermek fikrinde isen, o vücuddan senin elinde ancak bir nokta kalabilir. Bütün vücudun cihat-ı erbaasıyla ademler içerisinde kalır. Amma o noktayı da elinden atarsan, vücudun tam manasıyla nurlar içinde kalır.
213 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.