Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Geminin yüzmesi için su lazımdır,ama suyu geminin içine alırsan gemi batar." diyen Mevlana, bütün dünyevi zevkleri ,bütün abartılan arzuları,yani soyut somut bütün putları hümanistler gibi hayatın içine değil de, ayakları altına alan bir devrimci değil midir?
Öğle uykusu gibidir bazı sevgiler Tatlı tatlı gelir bulur seni Direndikçe tadına tat katar Vazgeçilmez hale gelir sanki İşte sen de bana öyle geldin. Güzel bir günün öğle uykusu gibi..
Sayfa 36
Reklam
Ölümden değil, yaşamdan yana olmak. Bir ağaç dikmek, bahçeyi çapalamak, ayrıksı otlardan arındırmak, toprağı karıştırmak, havalandırmak, tazelemek. Güneşte yanıp gölgede serinlemek, Bir ağaç altı bulup orada gölgelenmek. Ve kısa bir öğle uykusu: derin ama kısa; ve dinlendirici. Uyandın. Dinlenmişsin. Bir bardak çay, demli. Hafif bir esinti. Tekrar koyul çapalamaya, çabalamaya. “Tohum saç, bitmezse toprak utansın!””* Güneş çekiliyor. Akşam. Evine dön. Kapıyı kapa, rüzgâr dışarıda kalsın. Umut ve dua: Güneş yarın yeniden doğsun. Güneş doğsun ve manasızlığı boğsun. Çapalanan topraktan bir mana filiz versin. Bir sürgün göğe doğru yükselsin, ağır ağır, ama güvenle... Çabamız bir şeye değsin, değsin ve bir değişimi başlatsın ve bir değer yaratsın. Bir değeri olsun çabamızın. Çabaladığımıza değsin. Toprağa karışan çabamız bir sürgün versin. Bir fidan olsun bu sürgün, bir ağaç, bir orman. Bir orman, kayrana açılan. Güneş şavkısın bu kayranda. Ve biz kayrana karışalım. Parça olalım, bir şeyin parçası.
Rabbim! Gerçek manasıyla senin emrine hazırım. Sana kul olarak, sana köle olarak buyruğunu yerine getirmek isterim. Hayır isteyen bir kulunum, mütekebbir değilim. Kızgın kumların üzerinde yürüyen, öğle uykusu çeken gibi midir? Allahım! Yüzüm sadece senin için secde eder. Bana nasıl muamele edersen et, ben yine sana yönelirim.
Sayfa 221 - İpek yayın dağıtım a.ş.Kitabı okudu
O zamanlar biz çocuklar, nedense yerden kalkmak bilmez karlardan kartopları yaptığımızı hayal ederek boş sokaklarda savaş oyunu oynardık, sıcak özellikle öğle uykusu zamanı öylesine dayanılmaz bir hal alırdı ki, yetişkinler sanki o gün aniden bastırmış da, herkesi gafil avlamış gibi durmadan yakınırlardı.
Niye mekup yazmıyorum eskisi gibi Kahverengi bir şeyler oluyordu mektuplarda Yaşlı bir korsanın öğle uykusu doluyordu İçime ve uykusuzluğuma
“hepsi uykuyu getiriyor.”
Reklam
"Zaten bu olaydan sonra Müslüman oldum."
Abdurrahman b. Yezid b. Cabir anlatır: Ebû Ümame'nin azat ettiği cariyesi bana şu hadiseyi anlattı: "Ebû Ümâme, tasaddukta bulunmayı çok severdi ve sadaka vermek için mal biriktirirdi. Hiçbir dilenciyi boş çevirmez; bir soğan, bir hurma gibi yenilen şeylerden neyi varsa verirdi. Bir gün dilenci geldi, ama yanında yiyecek bir şey yoktu.
Sayfa 432Kitabı okudu
Dünya atlının öğle sonu uykusu için indiği birkonaktır. Orada dinlenme ihtiyacını giderir ve sonra göçer.
Peygamberimizin sahura kalkmayı teşvik ve tavsiye eden birçok hadisi bulunmaktadır: "Oruç tutmak isteyen sahurda bir şeyler yesin." (Müsned, III, 367, 379), "Sahura kalkın, çünkü sahur yemeğinde bereket vardır." (Buhari, "Savm", 20; Müslim, "Sıyâm", 45), "Sahur yemeği ile gündüz tutacağınız oruca ve kaylûle (öğle üzeri uykusu) ile de teheccüd namazına kuvvet kazanın." (Ibn Mâce, "Sıyâm", 22).
Öyle diyorlar
Sıcaklar ne zaman dayanılmaz bir hal alsa, Ali Ulvi Kuru- cu'nun hâtıratında aktardığı şu olay aklıma gelir, gülümserim. Henüz evlenmemiş genç Ali Ulvi, bir gün Medine'deki evlerinden öğle namazı için Mescid-i Nebevi'ye çıkarken, annesine dışarıdan bir şey isteyip istemediğini sorar. Annesi "Bir ihtiyaç yok oğlum" der. Hava fena halde sıcaktır. Namazdan dönünceye kadar sırılsıklam olmuştur Ali Ulvi; bir duş alır, öğle uykusu için kıyafet değiştirir. Tam yatağına uzanacağı sırada annesi içeriden seslenir: "Oğlum, ekmek lazım!" İçten içe annesine sinirlenir Ali Ulvi. "Be mübarek kadın" der, "Namaza çıkarken söyleseydin bunu. Üstelik sordum sana!" Kalkar, yeniden giyinir, mahallelerindeki ekmekçiye gider. Ekmek yapan usta, 70'li yaşlarda bir ihtiyardır. Müthiş sıcağın altında, kızgın fırının başında çalışmaktadır. Ali Ulvi, adamın halini biraz seyrettikten sonra, ekmek hazırla nırken sohbet açmak için "Hava da ne kadar sıcak, değil mi efendim?" der. Fırıncı bir yandan ekmeği yapmaya devam ederken, gülümseyerek Ali Ulvi'ye bakar. Cevabı, bilgelik ve tevekkülle yoğrulmuş iki kelimeden ibarettir: "Öyle diyorlar"
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
sana bakınca çiçek topluyorum anneme, pazarda hiç kaybolmuyorum, karpuzu çekirdeğiyle yiyorum, sana bakmak tatlı, uyuşuk bi öğle uykusu.
Ebu Hamid Gazali der ki: Gece ibadetini kolaylaştıran iki sebep vardır ki biri zahiri diğeri de batınidir . Zahiri sebepler dört tanedir. 1. Kişi çok yemez ve içmez ise çok da uyumaz. Çok yerse gece ibadetlerine kalkması ağır olur. 2. Gündüz kendini yoracak boş işlerden uzak durmak. 3. Gündüz kaylule (öğle uykusu) uykusuna yatmak. Çünkü kaylule uykusunu uyuyan kişi gece daha az uyuyup ibadet etmeye daha güç getirir. 4. Gündüz fazla günaha dalarsa gece de ibadetten mah rum kalır. Gece ibadetine kalkmayı kolaylaştıran batıni sebepler de dört tanedir: 1. Müslümanlara karşı kin duymamak. 2. Kalbe Allah korkusunun galip gelmesi. 3. Gece ibadetinin faziletini bilmek. 4. En önemli etkenler de şunlardır: Allah sevgisi, kuvvetli iman, söylediği her şeyin Rabbine sesleniş olduğunun bilincinde olmak.
Sayfa 203Kitabı okudu
Ebu Hamid Gazali der ki: Gece ibadetini kolaylaştıran iki sebep vardır ki biri zahirî diğeri de batınîdir. Zahirî sebepler dört tanedir. 1. Kişi çok yemez ve içmez ise çok da uyumaz. Çok yerse gece ibadetlerine kalkması ağır olur. 2. Gündüz kendini yoracak boş işlerden uzak durmak. 3. Gündüz kaylule (öğle uykusu) uykusuna yatmak. Çünkü kaylule uykusunu uyuyan kişi gece daha az uyuyup ibadet etmeye daha güç getirir. 4. Gündüz fazla günaha dalarsa gece de ibadetten mahrum kalır.
“Peygamberler, günahı ve günahın kaynağını kurutmak, yok etmek için gönderilmemişlerdir. Onlar bize notaları öğretmiş ve yanlış notalara basmamamızı, bunun bir gürültü olacağını söylemişlerdir ısrarla. Gürültüye neden olacak fiillerden kaçınmamızı teklif etmişlerdir. Buna uymayanların her şeyde önce kendi kulaklarına zulmedeceklerini, kendi duygularını ve doğalarını bozmuş olacaklarını işaret etmişlerdir. Bu sapmann sonucu Kitap'ta şöyle yer alır: "Ben kendime zulmettim."”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.