Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayatımın en muhteşem ve en zorlu yılı oldu. Her şeyin geçici olduğunu öğrendim. Anıların. Duyguların. İnsanların. Çiçeklerin. Öğrendim ki aşk fedakârlıkmış. Her şeyi feda etmek. Ve acıtmasına izin vermek. Yaralanabilir olmanın asla yanlış olmadığını gördüm çünkü hassas kalmanın çok zor olduğu bir dünyada sert olmayı seçmek kolay yol sadece. Öğrendim ki her şey ikilikler içinde. Ölüm ve yaşam. Keder ve neşe. Tuz ve şeker. Sen ve ben. Evrenin dengesi bu. Çok canımın yandığı ama çok iyi yaşadığım bir yıl oldu. Yabancılarla dost oldum. Dostlarıma yabancılaştım. Naneli ve damla çikolatalı dondurmanın her şeye iyi geldiğini fark ettim. Ve baktım ki her acıda annemin kolları yok sarılabileceğim. O sıcak enerjiye odaklanmayı öğrenmeliyiz. Daima. Kollarımız ve bacaklarımızı ona batırıp dünyaya sevgili olmalıyız. Çünkü birbirimize nazik olmayı öğrenemezsek nasıl en çaresiz yanmıza nazik davranırız.
Sayfa 193Kitabı okudu
Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
İşte Güneş Geliyor /Bâlâ Atabek Seslendiren : Dolunay Soysert Dinleme Süre: 4 saat 43 dk. Oyunculuğuyla tanıdığım Bâlâ Atabek'in kitaplarının olduğunu tesadüfen
Storytel Türkiye
Storytel Türkiye
'de ne dinlesem kimin sesinden dinlesem diye araştırma yaparken öğrendim. Kitaptaki bütün bölümlerin başlıkları Beatles şarkılarının isimleriyle adlandırılmış.
İşte Güneş Geliyor
İşte Güneş GeliyorBâlâ Atabek · Zeplin Kitaplar · 201650 okunma
Öğrendim ki her şey ikilikler içinde. Ölüm ve yaşam. Keder ve neşe. Tuz ve şeker. Sen ve ben.
Sayfa 193
Mühim olduğunu küçükken hissetmek öyle büyütüyor ki insanın yüreğini. Sonra ne olursa olsun, ne yaşarsan yaşa kendini büyük sanan gönlü kavruklardan olmuyorsun. Ve yüreğin ne kadarsa dünyan da o kadar oluyor. Ben annemden böyle öğrendim. Çocuk kalabilmemin tek ihtimaliydi.
Kimi gün öylesine yalnızdım Derdimi annemin fotoğrafına anlattım. Annem Ki beyaz bir kadındır. Ölüsünü şiirle yıkadım. Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte orda durun bayım Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan. Siz aşkı ne bilirsiniz bayım Aşkı aşk bilir yalnız!
Reklam
"Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa yüzüne vurmuyor."
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
"Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa yüzüne vurmuyor."
Şimdi her şeyi baştan öğreniyorum. Bu mayıs, bereket kelimesinin anlamını öğrendim. Ağaçların altındaki çayırda o kadar çok kiraz vardı ki gönlümce, sadece güzel, sulu kirazlar toplayıp yiyerek gezdim. Seçme imkanı, bereket budur.
·
Puan vermedi
Zevkle okuduğum, yer yer kalbimi sorguladığım, gözlerimin yaşardığı bir kitap oldu “OD”… Yunus Emre nin gönlünün incelik safiyet ve berraklığıyla beraber bu yollardaki çekilen meşakkatlerin asla ama asla boşa olmadığını, kendinin bile haberi olmadan nice mertebelere çıktığını hayretle okudum… Mübarek bir keresinde odunlarını bağlayacak ip
Od
Odİskender Pala · Kapı Yayınları · 202241,6bin okunma
Reklam
"... dürüst olmak gerekirse eğer bir şekilde elinde güç olsaydı bir şeyleri değiştireceğini düşünmek istiyorum fakat şunu öğrendim ki Fae'lerin bir kazancı yoksa, uğruna dövüşecekleri bir şey de olmuyor."
Sayfa 69 - Giana
Frankfurt Okulu
Uzun bir süre sonra Alman filozoflarının yardımıyla öğrendim ki sorular, suyu berrak bir sele benziyor. Sel sınır tanımaz, hep akar. Berrak su hep parlar. Ancak akan sel işe yaradığı zaman, o berraklık, o parlaklık önem kazanır. Gücünden, berraklığından, yararlanıldığı zaman o sel değerli olur. Sorular da, cevapları olduğunda bir işe yarar.
Hatim el-Esamm, Şakik Belhi’nin öğrencisiydi. Bir gün Şakik Hatim’e şöyle bir soru sordu: “30 senedir benimle berabersin, bu süre içinde benden ne öğrendin?” “İlminden sekiz şey öğrendim ki bu da bana kafi geldi. Çünkü ben necatımı ve kurtuluşa ermemi bunlardan bekliyorum.” Şakik: “Nedir onlar?” diye sordu, Hatim el-Esamm şöyle cevap verdi: Birincisi • Halka baktım, her birinin bir sevdiği, bir maşuku olduğunu gördüm. Bu sevilenlerin bazısı kişiye ölüm döşeğine kadar, kimisi de kabrin başına kadar eşlik ediyor; daha sonra hepsi geri dönüp kişiyi tek başına bırakıyor, hiçbirisi kabre onunla birlikte girmiyordu. Düşündüm ve dedim ki: İnsanın en hakikatli sevdiği, kabire onunla birlikte giren ve orada onunla birlikte arkadaşlık edendir. Salih ameller dışında böylesine rastlamadım. Böylece onu, mezarımda bana bir aydınlık olsun, benimle arkadaş olup tek başına bırakmasın diye kendime dost edindim. …
İyi ki varsın felsefe.Ya da var mısın?
Talihin olanak tanıdığı, yaşamı kolaylaştıran herhangi bir şeyi kullanmayı, ama kibirsiz ve mazeretsiz, işe yarar bir şekilde kullanabilmeyi, bu şeyler elde edildiğinde sadelikle elinde tutabilmeyi, gittiklerinde ise onlara ihtiyaç duymamayı; hiç kimsenin ne bir sofist, ne bir küstah, ne de bir bilgiçmiş gibi bahsedemeyeceği fakat olgun, eksiksiz, dalkavukluğa meyli olmayan, kendi kendini ve başkalarını yönetebilen bir adam olmayı öğrendim.
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası, Kültür YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.