Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kozmos'un keşfi, kendi kendimizi keşif yolculuğudur...
❝ "Biz hem gökyüzünün, hem yeryüzünün çocuklarıyız. Bu gezegen üzerindeki varlığımız süresince tehlikeli bir evrimsel yük sırtlamış bulunuyoruz. Bu yük torbasının içinde saldırıya ve töreye yatkınlık, liderlere baş eğme ve yabancılara düşmanca davranış gibi kalıtsal eğilimler yer alıyor. Fakat aynı zamanda başkalarına karşı şefkat, çocuklarımıza karşı sevgi, tarihten bir şeyler öğrenme ve giderek zeka ve yeteneklerimize bir şeyler katma eğilimlerine de sahibiz; bunlar da hayatta kalmamıza ve refahımızı sürdürmeye yarayan etkenler. .. Yapımızdaki bu eğilimlerin hangileri üstün gelecek bilmiyoruz... ❞
Panik atak genetik mi?
Bu kişilerin aile öyküsüne bakıldığında, çoğunlukla kalıtımsal olarak bunu üzerlerinde taşıdıklarını görüyo­ruz. Ancak bu, kalıtımla ilgili bir hastalığın geçişi değil, ruhsal özelliğin geçişi durumu. Bunun temelinde bu kişi­lerin aşırı kaygılı, mükemmeliyetçi, hassas, duyarlı, kay­gılı olması yatıyor ve bu duygu durumları genlerle geçi­yor. Özellikle kişinin aşırı kaygısı, kesinlikle genlerle ge­çiyor. O kaygıyı yaratan ister dışsal nedenler olsun, ister içsel nedenler olsun birtakım kimyasal maddeler çıkarı­yor ortaya. Panik atak sırasında artık biliniyor ki, beyin kimyasındaki maddelerden adrenalin, noradrenalin yük­selirken serotonin düzeyi düşüyor. Bunlarla ilgili mesaj­lar kalıtımla geliyor. O kişilerin DNA'larında bu madde­ler denetimsiz, düzensiz olarak ortaya çıkıyor. Bu kişile­rin iki yönlü şanssızlığı var. Birincisi bu duruma ilişkin kimyasal yatkınlıklarının olması, ikincisi kalıtımla gelen mükemmeliyetçi yaklaşım tarzlarının olması. Bunlara ek olarak öğrenme modellerinin de etkisi büyük oluyor. Çünkü çocukların öğrenmeleri çoğunlukla model alarak öğrenme biçiminde oluyor. Çocuk, içinde yaşadığı çevre­ de özellikle çocukluk ve ilk gençlik çağında bu tür bir modelle karşılaşırsa ister istemez böyle davranmayı öğre­niyor. Hazır modelleri, davranış kalıplarını alıyor, be­nimsiyor, içselleştiriyor, mal ediyor ve o durumla karşıla­şınca bu modeli kullanıyor. Sonuçta, bu model kaygılı ise onu kullanıyor.
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları | 1. Baskı - 2007
Reklam
Diğer bir yandan, insan beyni bildiğimiz en yetenekli öğrenme makinesidir. Bu yüzden içinde büyüdüğümüz kültür ve bize öğretilen davranış biçimleri beyinlerimizi şekillendirme­de ve yeniden şekillendirmede büyük bir rol oynarlar.
Tavşanlar aslında o kadar da fena hayvanlar değilmiş (:
İlgimi çeken çoğu alanı, mesleğini yapabilecek kadar öğrenmeye çalışıyorum. Bazen birinden sıkılıp diğerine koşuyorum, bazen diğerinden öbürüne. Sonrasında "Çok şeyi az çok öğreneceğine bir şeyi tam öğren." sözü geliyor aklıma. O zaman diyorum ki "Öğrenmek istediğim çok şey var, birinin derinine inince boğulma hissi veriyorsa -en
232 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Nöro Linguistik Programlama ya da kısaca NLP, düşünme, dil ve davranış süreçlerini inceleyerek, hedeflere erişmek amacıyla onların nasıl en etkin kullanılacağını öğreten bir çalışma alanıdır. NLP, her zaman istediğiniz sonuçlara ulaşabilmek için gereken mükemmelliği irdelemenize ve yeniden oluşturmanıza olanak sağlayan bir yöntemdir. Günümüzün hızla değişen iş dünyasında, tek bir konuya özgü becerilere duyulan gereksinimin yerini, öğrenme ve uyum sağlama becerileri almıştır. Her gün daha fazla organizasyon, çalışanların kendi performanslarını değerlendirmelerini, kendi çevrelerindeki engelleri yıkarak potansiyellerinin doruğuna çıkabilmelerini sağlayacak yöntemler araştırmakta, kendi içinde eğitim ve öğrenme birimleri oluşturmaktadır. Bu birimler, çağa ayak uyduranlar ile yarışı terk etmek zorunda kalanlar arasındaki farkı yaratacaktır. NLP sizinle başlar. Kendinizi yönlendirmeyi başardıktan sonra çevrenizi yönlendirmeye başlayabilirsiniz. NLP yöntemlerini ve öngördüğü düşünme biçimini tanıdıktan sonra çevrenizde etkin olabilirsiniz. Bilinçsiz süreçler bilinçli süreçlerden daha güçlüdür. NLP hem bilinci, hem de bilinçaltını hareketlendiren yöntemler sunar. NLP öğretisi, hızlandırılmış eğitim teknikleri kullanıldığı için etkili, çabuk ve kalıcıdır. Benim için keyifli bir okuma oldu. Herkese tavsiye ederim.
NLP Tekniği ve Zihin
NLP Tekniği ve ZihinGazanfer Balaban · Eftalya Kitap · 20191 okunma
Günümüze...
"Biliyorum," dedim, "ama siyasi liderlerimiz ya yozlaşmış ya da cahillerdi." Carol başını iki yana sallayarak, "Her ulus kendi liderlerini hak eder, lâyık olduğu kişiler tarafından yönetilir" dedi "Sen başkalarının suçlayarak kendi sorumluluğundan kaçma ya çalışıyorsun. Lütfen Jon, benim burada seni veya mikro toplumunu yargıladığımı düşünme. Mikro insanı, mikro insan gibi davrandığı için suçluyor veya kınıyor değilim. Bu onun elinden gelen tek davranış biçimiydi, çünkü sadece böyle davranmayı öğrenmişti. Ama ben senin bu daha geniş perspektifi görmene yardımcı olmalıyım." "Ama" diye karşı çıktım, "insanların diğer insanlara karşı bencilce, acımasızca, hatta şiddet içeren davranışlarını nasıl olur da kınamazsın? Özellikle, bu davranışlar neredeyse tüm gezegenimizi yok edecek kadar bencil ve öngörüsüz hale gelmişse?" "Bu, insanın kendi eylemlerinin sonuçlarını öğrenebilme sinin tek yoluydu" diye yanıtladı Carol. "Öğrenme sürecinde hatalar olmazsa olmaz; onlar gereklidir. Ayrıca, bu sadece kısa vadeli mikro bakış açısından korkunç görünür. Makro bakış açısından her şey mükemmeldir. Her şeyin bir amacı vardır ve her şey mutlu sona ulaşır, çünkü her şey mükemmel Makro farkındalığa doğru tekâmül etmektedir."
Reklam
İnsan davranış kalıplarını ileri doğru dönüştüren gerçek bir dürtü olan öğrenme kapasitesinden başka hiçbir şey insanı içgüdülerinin temel planından bu kadar uzaklaştıramaz. Varoluşumuzun değişen koşullarından ve uygarlığın getirdiği yeni uyum ihtiyacından en çok o sorumludur. Aynı zamanda, insanın içgüdüsel temeline yabancılaşmasından doğan çeşitli psişik rahatsızlıkların ve zorlukların, yani köklerinden kopmasının ve kendisi hakkındaki bilinçli bilgisi ile özdeşleşmesinin ve bilinçdışını zedeleme pahasına bilinçle bu kadar ilgilenmesinin kaynağı da odur. Sonuç olarak, modern insan ancak kendisinin bilincinde olabildiği ölçüde tanıyabilmektedir kendisini. Bu da büyük ölçüde çevresel koşullara, bilgi edinme dürtüsüne ve özgün içgüdüsel eğilimlerini bir ölçüde değiştirerek kontrol altına almasına bağlı olan bir yetenektir. Dolayısıyla insanın bilinci çevresindeki dünyayı gözlemlemeye ve araştırmaya yönelir ve ruhsal ve teknik kaynaklarını bu dünyanın özelliklerine uyarlamaya çalışır. Bu iş o denli zorlayıcı ve yerine getirildiğinde o denli karlı bir iştir ki, insan bu süreç içinde kendini unutur. İçgüdüsel doğası ile ilişkisini kaybeder ve gerçek benliğinin yerine kendi hakkındaki fikrini koyar. Ve hiç farkına varmadan bilinçli faaliyetinin ürünlerinin gerçeğin yerine geçtiği, tamamen kavramsal bir dünyanın içine kayar. İçgüdüsel doğasından kopması insanı kaçınılmaz olarak bilinç ile bilinçdışı, ruh ile doğa, bilgi ile inanç arasında çelişkiye sokar. Bu bölünme insanın bilincinin artık içgüdüsel yönünü görmezden gelemediği veya bastıramadığı noktada patolojik hale dönüşür.
Hayata olumlu bakmanın, bizim ülkemizde, "Polyannacılık"tan öte bir karşılığının olmadığının farkındayım. Sanki boş bir inançtan bahsediyor gibi, safça bulurlar insanlar bu duruşu. Sürekli eleştirmenin, beğenmemenin bir tür öğrenme yöntemi olarak kullanıldığının da farkındayım. Olumsuz cümleler kurmak gerçekçi olmaktır çünkü bazıları için. Lakin bildiğim bir şey var ki, düşünce, his ve davranış birbiriyle çok ilgili. Kötü düşünen, kendini kötü hissediyor, kendini kötü hisseden, yeni bir adım atmak için cesaret bulamıyor kendinde. Cesareti olmayan da aynı kısır döngünün içinde dönüp duruyor.
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
288 syf.
10/10 puan verdi
Hiçbir zaman anlayamayacağımı düşünerek ön yargıyla yaklaştığım bir kuramdı İlişkisel Çerçeve Kuramı. ACT’e ilgi duyduğum için en temelden almak istedim ve işe İlişkisel Çerçeve Kuramını öğrenerek başlamayı seçtim. Öncelikle, kuramı fazlasıyla detaylı anlatan, bazı terimleri defalarca geri dönerek, baştan alarak, vurgu yaparak anlatan bir kitap. Skinner’ın davranış analizine dayandığı için ilk sayfalarda Skinner’ın kuramı anlatılıyor ve kitabın genelinde sıkça değiniliyor. Kitap ilk 150-160 sayfada genel olarak terimleri öğretip devamında bu terimleri çok daha anlaşılır hale getiriyor. Yani 160 sayfa sınırını geçince okumak kolaylaştı benim için. Yine de birçok sayfayı okurken sesli bir şekilde yavaş yavaş ve hatta bazı cümleleri defalarca kez okudum anlayabilmek için. Daha önce bu kadar kuramsal bir kitap okumadığım için belki anlamak konusunda bir tık daha zorlandım, özellikle ilk 150 sayfada. Sonuç olarak kitabı bitirdiğimde birçok terimi ve kuramın genel mantığını öğrenmiş hissediyorum. Öğrenme isteğiyle okunduğunda fayda edecek bir kitap.
İlişkisel Çerçeve Kuramı'nı Öğrenmek
İlişkisel Çerçeve Kuramı'nı ÖğrenmekNiklas Törneke · Litera Yayıncılık · 20231 okunma
608 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.