''Hafıza, sırtımızda taşıdığımız seyahat çantasıdır aslında. Sonsuz hayat döngüsünün içinde her gün, her dakika yenileri eklenir de kamburu çıkar insanın onu taşıdıkça. Zamanla bazılarını atmak zorunda kalır ilerleyebilmek için. Hiç vazgeçemedikleri vardır bir de, her gün elinin altında olsun, istediğinde hemen ulaşabilsin ister insan.''
Sayfa 75
İnsan azat edebilir mi kendini kendi azabından...
Dünya konularına ayık olmamız gerekiyor. Memleketimizde yaşanan konulara ayık olmamız gerekiyor.
Sayfa 30
Bir gün bir haberci atının üstünde son sürat kaleye giderken, atının ayağına yerdeki ufacık bir çivi batıyor. At bir anda sendeliyor tabii. Üzerindeki haberci de sendeleyen atın üzerinden hop aşağı düşüyor, ölüyor. Haberci ölünce ne oluyor, haber kaleye ulaşmıyor. Haber kaleye ulaşmayınca ne oluyor, kalenin saldırıdan haberi olmuyor ve kaleyi zapt ediyorlar. Kale zapt edilince ne oluyor, sınır boyu kaybediliyor. Sınır boyu kaybedilince ne oluyor, bütün devlet kaybediliyor. Ufak bir çivi yüzünden.
Olayın küçüğü büyüğü yok. Dünyada yaşanan her olay sizi ilgilendirir. Bu yüzden şu ''Bana ne yahu!'' durumundan vazgeçmeniz gerekiyor. O kadar minimalleştirdik ki bu bana ne olayını.
Sayfa 31
Empati yapmayı, bilmeyi, merak etmeyi ve birazcık farkında olmayı öğrenmemiz gerekiyor.
Sayfa 32
Hakarettir insanlığa cehalet. Deprem, yangın, sel değil, bilgisizliktir asıl felaket. Sussunlar, susmayanları vursunlar hatta, sabret. Yatsıda söner mum ama şafakla ortaya çıkar REZALET...
Sayfa 42
Hayatın gerçeği şudur. Güçlü olan, zayıfı daima ezer. Adalet ise arada sırada da olsa tecelli eder.
Sayfa 48
Ama gerçekten hatırlananlar kimlerdir biliyor musun? Size para pul verenler değil, hayatlarınıza yön verenlerdir.
Sayfa 52
1923'te Mustafa Kemal Atatürk şöyle der: 'Mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. Savaş, zorunlu ve hayati olmalıdır. Hakiki düşüncem şudur: Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım ama 'öldüreceğiz' diyenlere 'ölmeyeceğiz' deyip savaşa girebiliriz. Ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir.
Sayfa 65
Balığı deniz tutmaz. Yani sırf adı 'savaş' diye bu mücadeleye karşı çıkanlar şunu anlamalı: Bizim özgürce nefes almamızı sağlayan da bir savaştı; 1919 Kurtuluş Savaşı.
Sayfa 65
Çünkü bu ordu Türk'ün ordusu. Çünkü bu ordu Mustafa Kemal'in ordusu.
Sayfa 77
''Eğer bir fikre, mutlak gerçekmiş gibi sarılırsanız, gerçeğin kendisi gelip kapınızı çaldığında, o kapıyı açıp gerçekle yüzleşme cesaretiniz kalmaz.''
Sayfa 140
Bir ortamız yok. Bu yüzden birçok konuyu, birçok zevkimizi, eğlencemizi, üzüntümüzü hunharca tüketiyoruz. Birçok insan milliyetçiyse eğer, MHP'nin mensubu olduğunu düşünüyor. Birçok dini bütün Müslüman, ya Saadet Partisi'nde görüyor kendisini ya da Ak Parti'de. Solcular, artık CHP'yi solun kalesi gibi görmüyorlar. Karşı durdukları şeyin karşısında CHP var diye oraya yöneliyorlar.
Sayfa 160
Dinimiz, Allahımız, değerlerimiz, atalarımız, her şey maalesef seçmen için vurgulanır oldu. Biliyorlar ki Türkiye yalnız kendi tabanlarından ibaret değil. Herkese ulaşmalılar. Bu bütün partilerin stratejisi.