bin şiirin yeşil atına
çileli ekim günlerini bir daha oku
gelinciğin ve acının kitaplığında
acı, yok hükmündedir
ölümün anayurdu bendedir
solgun idam fermânıdır ruzigâr
bir türkünün derin ağaçlığında
ölüm, yok hükmündedir
kuşlar ahî, gün yörüktür, vakt irişir
haylice sonbahar olur
gizli abdal diliyledir sevda
sevda, yok hükmündedir
“Evvela, bugüne kadar başına gelen kötü şeyler alt alta yazıp oku. Bunca kötü şeye rağmen ben nasıl yaşamış, nasıl ayakta kalmışım dersin. Sonra da şu anki dertlerini yaz. Yine, bunca şeye karşın nasıl oluyor da nasıl nefes alabiliyorum diyeceksin. İşin ilginç yanı şu ki, gelecekte de kötü şeyler yaşayacaksın. O zaman da aynı şeyleri düşüneceksin. Ama bak; yaşadın, yaşıyorsun be yaşayacaksın. Hayat, senden bıkıp yerine başkasını alana kadar bu döngü devam edecek.”
Bunu aslında sana vermeme kararı almıştım kızım. Ama görüyorum ki bazen ne söylersen söyle, bir musibet, bin nasihatten üstündür, lafının doğruluğunu kanıtlıyor hayat. Bunu oku Kaderim, oku ve kendi kaderini sen de kendin yaz!
Olman gereken tek şey, yaratıcı, sevecen, farkında,
meditasyon halinde olmaktır. Şayet içinden bir şiir
yükseldiğini hissedersen onu kendin için, kadının için
çocukların için arkadaşların için yaz ve onu tamamıyla
unut. Onu oku ve şayet kimse dinlemezse tek başına
oku ve ondan keyif al.