Mustafa Kemal Paşa kürsüye çıkıp coşku ile "Büyük Türk Milleti" diye ilk kez halka seslenince ülkede ne büyük dalgalanma oldu. ...
Şimdi geriye dönük anlayamazsınız.
Herkes birbirine bakıp teaccüp (hayret, şaşkınlık) ediyordu.
Bu topraklarda son 600 yılda bir tane yönetici yoktur ki konuşmasına Türk diyerek başlasın.
Açın bakın fermanlar; "Ey kullarım buyruğumdur" diye başlardı. Anadolu'nun; taşı, toprağı, bitkisi buna alışkın değildi. Şaşkınlığı atmak hiç kimse için kolay olmadı... Özellikle asırlardır saray etrafından geçimini sağlayan "devşirme" tabaka kendini kapının önüne konulmuş hissetti..
Bunların bir kısmı boyun eğdi kabullendi, etmeyenlerin kimi dini, kimi etnik bir kimliğe bürünerek yeni kurulan devlette alttan alta uzun bir mücadeleye girişecekti. ...
Türk Tarihçiliğinin Duayeni,
Prof. Dr. Halil İNALCIK
İnsanlara umut vermek iyidir de, o umudun altından kalkamamak kötüdür. Umudun ölmesi insanın ölmesinden daha beterdir. İnsan ölür, ölüm haktır. En kötüsü, beteri, dayanılmazı umudun ölmesidir.
Böyle yürür mü sanıyorsun bu Beylik? Yürümez, işte böyle çöker gider. Çık da bu şehriyin içine, bir gör olanı biteni... Azıcık insanlık kalmış mı? Doğru, şehrin büyümüş, her bir evi bir saray olmuş, ama insanlığı kalmamış bu şehrin. İnsanı yozlaşmış gitmiş. Benden önce hiç kimse gelip de kocaman, dev gibi adamların bir deri bir kemik kalmış çocukları dövdüklerini, koca kalabalığın da bu hale bön bön baktıklarını söylemedi mi?
Hiç kimse söylemedi,dedi Hurşit Bey, biraz gülen, biraz ağlayan bir yüzle.
İşte ben söylüyorum. İşte burada, huzurunda söylüyorum. Koca adamların çocukları dövdüğü, ötekilerin de bön bön baktığı bir ülke çürüktür, ölmüştür.