Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oku Paylaş

Enfüs (ﺍﻧﻔﺲ)
1. Nefisler, yaşayanlar, hayat sâhipleri, canlılar. 2. fels. XIX. yüzyıl sonlarında özne, süje karşılığı olarak kullanılmıştır.
Reklam
Gâip-Gâib (ﻏﺎﺋﺐ)
1. Göz önünde olmayan, hazır bulunmayan (şey) 2. Gözle görünmeyen âlem. 3. eski dilb. Üçüncü şahıs.
Lâ-mekân (ﻻ ﻣﻜﺎﻥ)
1. Belli bir yeri olmayan, mekânsız. 2. “Bir yere ihtiyâcı olmayan, mekândan münezzeh” anlamında Allah’ın sıfatlarındandır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nâ-mahrem (ﻧﺎﻣﺤﺮﻡ)
1. Şer’an kendisiyle evlenilmesi câiz olduğu ve nikâh düştüğü için kadının yanına örtüsüz çıkmadığı erkek. Karşıtı: MAHREM. 2. mec. Sır verilmeyen, içli dışlı olunmayan kimse, yabancı.
Reklam
"İnsanlar kötüydü, kitaplara sığındım."
Cemil Meriç
Cemil Meriç
Heybet (ﻫﻴﺒﺖ)
1. İnsanda korku ve saygı duygusu uyandıran etkili görünüş, ululuk, azamet. 3. tasavvuf. Sûfîlerin, Allah’ın celâl tecellîlerinden birine vâkıf veya mazhar olmaları dolayısıyle kalplerinde hissettikleri havftan ve kabzdan da öte korku hâli [Sûfînin duygularını yok edip onun dış dünyâdan kopmasına ve gaybet hâline düşmesine sebep olur]. Karşıtı: ÜNS.
Muazzam (ﻣﻌﻈّﻢ)
1. Çok büyük, çok iri, pek kocaman. 2. Büyüklüğü şüphe götürmeyen, yüce, ulu. Sıradan olmayan, büyük bir değer ve önem taşıyan, çok önemli, pek mühim.
Reklam
Mâbed-Mâbet (ﻣﻌﺒﺪ)
1. Bir dîne inananların ibâdet etmelerine mahsus yer, tapınak, ibâdethâne. 2. mec. (İsim tamlamasının ikinci öğesi olarak) Büyük bir sevgi ve saygı ile bağlanılan yer.
Harâb-Harap (ﺧﺮﺍﺏ)
1. Yıkık dökük, yıkılmaya yüz tutmuş, vîran. 2.Kötü durumda, bitik, perîşan.
Satvet (ﺳﻄﻮﺕ)
1. Karşı konulmaz derecede zorlu ve ezici kuvvet, sindirici, boyun eğdirici güç, kuvve-i kāhire. 2. Birinin üzerine şiddet ve kuvvetle sıçrama, atılma.
Serap-Serâb (ﺳﺮﺍﺏ)
1. Çöl, çorak arâzi vb. yerlerde atmosferdeki ışık kırılması ve sıcaklık sebebiyle ortaya çıkan su görüntüsü. 2. mec. Peşinden koşulan, fakat gerçekleşmesi mümkün olmayan şey, hayal, hülyâ.
111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.