Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
okurmimar
okurmimar
@okurmimar_
66 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Bir kitap okudu
216 syf.
·
Puan vermedi
2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
8/40 kitap - %20 tamamlandı
8 kitap okudu
40 kitap
3.196 sayfa
0 inceleme
0 alıntı
8 günde 1 kitap okumalı.
Okur Takip Önerileri
Bir kitap okudu
128 syf.
·
Puan vermedi
Her Kalp Kırılır ○ Colleen Hoover 10 / 10
Beyah; babasını neredeyse hiç tanımayan, bağımlı annesiyle birlikte yaşayan ve zorlu hayat koşullarının üstesinden kendi başına gelmeye çalışan genç bir kızdır. Bir gün beklenmedik bir olay üzerine yaz aylarını geçirmek için Teksas'taki babasının yanına gitmesi gerekir. Beyah, orada Samson ile tanışır. Görünürde benzer yönleri olmayan Beyah ve Samson, gün geçtikçe öyle olmadığını anlar.
Öncelikle kitabın cilt kapağına bayıldım, gerçekten çok hoş bir tasarım olmuş. Ayrıca yine güzel ve etkileyici bir Colleen Hoover kitabı olduğunu da tekrar belirtmeme gerek yoktur sanırım. Yine çok beğendiğim bir kurgu oldu. Kitap bir yarımadada yaz aylarında geçiyor ve bunu cidden hissedebiliyorsunuz. Karakterleri de çok sevdim. Ana karakterler Beyah ve Samson iki yaralı kalbe sahip karakter ve her ne kadar bazı yaşanmışlıklara sahip olsalar da hep güçlü kalmak için çabalıyorlar. Kitap boyunca birbirlerine olan güveni kaybetmemeleri de ayrı bir güzeldi. Kitabın sonuna gelene kadar birçok farklı duyguyu birden yaşıyorsunuz ve sonunun da benim için gayet iyi bittiğini söyleyebilirim. Ben bu kitabı çok sevdim ve sizin de okuyup Beyah ve Samson ile tanışmanızı, onların derinliklerini keşfetmenizi çok isterim.
Parla ○ Tunç İlkman 10 / 10
Kitap, sorgu odasında polisler tarafından Güney'e sorulan "Parla'yı neden öldürdün?" sorusuyla başlar. Güney ile Parla hikayesine daha sonradan Güney'in en yakın arkadaşı Sümer ve Luna da dahil olur.
İlkman'dan Herkesleşme'yi de okumuştum ve keşke daha fazla okunsa dediğim bir yazar kendisi. Yazım tarzı başta biraz farklı gelebilir ama sonradan alışıyorsunuz. Hem kalın olmamasıyla hem de dilinin akıcılığıyla okuması kısa süren ama etkisi hemen geçmeyen bir kitaptı Parla benim için. Son bölüme kadar kafamda birkaç soru hâlâ çözülmemişti ve son cümleleri okuduğumda aklım daha da karışmıştı. Bir süre neler olduğunu tam anlayamadığımı hatırlıyorum, bazı yorumları okuduğumda da aynı şeyleri söyleyenler olduğunu görmüştüm. Sonunu beğenenler ve beğenmeyenler olarak ayrılmıştı yorumlar, ben kesinlikle beğenenlerdenim. Fazla detaya girersem ipucu olabilir, bu nedenle bence siz de yazarı daha önce okumadıysanız bir şans vermelisiniz.
İçimizdeki Şeytan ○ Sabahattin Ali 7 / 10
Ömer; arkadaşlarını geri çeviremeyen, iradesiz, kendini kontrol etmekte zorlanan ve bu suçları içindeki şeytana yükleyen biridir. Macide ise Ömer'in tam aksi özelikler taşıyan bir genç kızdır. Macide ve Ömer birbirlerini pek tanımadan evlenirler ve ilişkileri umdukları gibi geçmez.
Sabahattin Ali'nin çok okunan bir diğer eseri olan bu kitap bir süredir kitaplığımda bekliyordu. Daha önceki kitaplarını Yapı Kredi Yayınlarından okumuştum ve Martı Yayınlarının bu baskısını okumaya karar verdim. Öncelikle söylemeliyim ki yazarın kaleminin yine harika olduğu, çok güzel cümleler ve düşünceler içeren bir kitaptı. Akıcıydı, hem düşündürüyor hem de okuru hikayenin içinde tutuyordu. Fakat maalesef ki yazarın başlıca diğer iki romanını da düşündüğümde İçimizdeki Şeytan'ı onların biraz arkasında tutabilirim sanırım. Bunun sebebi anlatım dili değil, kitaptaki ruhsal çözümlemeler ve hisler gerçekten etkileyiciydi. Ancak benim hoşuma gitmeyen şey, kitabın olay hikayesinden uzaklaşıp biraz daha durum hikayesine yaklaşmasıydı. Ben durum hikayeleri okumaktan pek keyif alamıyorum. İçimizdeki Şeytan kitabı için söylemek istediklerim bu kadardı. Özellikle edebi olarak üstün nitelikli bir kitap okumak isterseniz bu kitabı kesinlikle öneririm.
Momo ○ Michael Ende 7 / 10
Momo; arkadaş canlısı, yalnız büyümüş ve iyi davranışlarıyla hayata tutunan bir kızdır. Ancak olağanüstü bir yeteneği vardır: çok iyi bir dinleyicidir. Bir gün hayaletimsi topluluk Duman Adamların ortaya çıkmasıyla kendini farklı serüvenlerde bulur.
Momo kitabındaki Duman Adamlar, insanlara zaman tasarrufu yaptırıp o zamanlar sayesinde var olabiliyorlar. Ne yazık ki, zaman tasarrufu yapan insanlar gittikçe işlerinden daha az keyif almaya, her şeyi acele yaşamaya başlıyor. Gerçekten zamanın kıymeti hakkında düşündürücü ve etkileyici bir kitaptı. Ben biraz da tarz olarak Simyacı kitabına benzettim Momo'yu. Onu beğendiyseniz bunu da seveceğinizi düşünüyorum. Benim sevdiğim ve büyük küçük çoğu okura da okumasını önerebileceğim bir kitap oldu.
Piyon ○ Aimée Carter 7 / 10
Kitty Doe, ülkede 17 yaşına basanların girdiği bir sınava girer. 1'in en kötü, 7'nin ise en iyi sınıf seçildiği bu sınavdan 3 rütbesini alır. Aldığı rütbeden sonra bir arkadaşının da çalıştığı gece kulübüne gider. Ama gittiği gece kulübünde ülkenin başkanının Kitty'e reddedemeyeceği bir teklif sunmasıyla hayatı değişir.
Bir zamanlar bu seri çok okunuyordu ve ben de yorumlarıyla çok fazla karşılaşıyordum. Kitabın yazı puntosunun biraz büyük olması ve dilinin akıcılığının da etkisiyle birkaç saatte okudum. Piyon; distopik konulu, merak uyandırıcı ve maceralı bir konuya sahipti. İçerisinde aile entrikaları da barındırıyordu. Benim de sevdiğim bir kitap oldu. Serinin devamında iki kitap daha bulunuyor: Vezir ve Şah. Vezir, akıcı ve heyecanlı ilerlese de tam olarak beklentimi karşılamayan bir kitaptı. Yazarın konudan biraz uzaklaştığını ve gereksiz olaylara yer verdiğini düşünüyorum. Sonunda merak uyandırdığı için son kitabı da okumaya devam ettim. Şah yani serinin final kitabı ise Vezir'e kıyasla daha sürükleyiciydi. Genel olarak beğendiğim bir kitap oldu ve sonu da benim için yeterliydi. Özellikle distopya türüne başlamak istiyorsanız, daha önce bu tarzda bir şeyler okumadıysanız bence Piyon serisi sizin için uygun bir seçim olabilir.
Bir Delinin Hatıra Defteri ○ Nikolay Gogol 5 / 10
Gogol'ün Palto'sunu daha önce duymuştum fakat kendisinden henüz bir kitap okumamıştım. Yazar gerçekten farklı ve sıradanlıktan uzak bir anlatıma sahip. Zaten kitaptaki hikayelerin konusu da çok gerçekçi olmadığı için anlatım tarzıyla kurguları örtüşüyor. Ancak maalesef bu benim okurken pek keyif aldığım bir tarz olmadı. Kitap çok akıcı ve ben de kısa sürede okudum ama geride hatırda kalacak bir his bırakmadı benim için. Kitapta Bir Delinin Hatıra Defteri, Burun ve Palto adlarında kısa hikayeler bulunuyor. Ben aralarından en çok Burun'u sevdim. Bir Delinin Hatıra Defteri için söyleyeceklerim bunlardı. Nikolay Gogol ile tanışmak isterseniz öneririm.
Bir Delinin Hatıra Defteri (Burun ve Palto Öyküleriyle)Nikolay Gogol · Ren Kitap · 201755,3bin okunma
Bizimle Başladı Bizimle Bitti ○ Colleen Hoover 10 / 10
Lily Bloom, babasının anma töreninin olduğu gece bir çatıda yalnız başınayken yanına gelen Ryle Kincaid ile tanışır. O gece tanışıp vedalaşırken bir daha birbirlerini görmeyeceklerini düşünseler de öyle olmaz.Lily, Ryle ile tanışmasıyla birlikte eski yaşanmışlıkları da hatırlar.
Bizimle Başladı Bizimle Bitti, yazarın diğer kitapları gibi akıcı, etkileyici ve okuduktan sonra hemen unutulmayacak tarzda bir kitaptı. Ayrıca okurken karakterlerin ve olayların günlük yaşamda yaşananlara uyduğunu, gerçekçi olduğunu hissettim. Kitabın sonundaki notu okuduğumda ise yanılmadığımı anladım çünkü yazar o notta Lily karakterinde ve kitabın kurgusunda kendi ailesinden, yaşadıklarından bahsettiğini söylüyor. Karakterlere gelirsem Atlas ve Lily gerçekten çok sevdiğim karakterler oldu. Ryle'ı hiç ama hiç sevmedim, zaten bence sevilecek bir kişilik de değil. Size okumanızı önerdiğim, fazlaca beğendiğim bir kitap, yazarla tanışmanızı özellikle isterim.
Uyumsuz Serisi ○ Veronica Roth Uyumsuz 9 / 10
Uyumsuz serisi yeri bende çok ayrı olan bir seridir, ilk filmini izlememin ardından hemen kitaplarını okumuştum. Kitap okuma alışkanlığımı büyük ölçüde etkilemişti. Kitaplara gelirsem serinin ilk kitabı Uyumsuz benim favorim. Yazar o distopyayı, kurgunun geçtiği dünyayı çok güzel anlatmış. Ben de bu dünyadaki karakterleri okumaktan fazlaca keyif aldım. Akıcı ve sürükleyici olan bu kitabın sonuna geldiğinizde de ikinci kitap için meraklanıyorsunuz. Serinin ikinci kitabı Kuralsız'da kurguya iyice dahil oluyor ve karakterleri yakından tanıyorsunuz. Yine maceralı ve akıcı bir kitap olmasına karşın ben ilk kitaptan sonra beklediğimi tam olarak alamadım. Kuralsız filmi de aynı şekilde pek sevmediğim bir film olmuştu. Serinin son kitabı Yandaş ise gerçekten bir hayal kırıklığı. Sonu deseniz anlamsız bitiyor, filmi deseniz güzel değil. Bu kitapla birlikte seri benim için çok güzel başlayıp kötü biten bir hâl aldı. Serinin ayrıca ana karakter Four'u anlatan bir yan kitabı da bulunuyor. Onu da okumuştum, karakteri yakından tanımak güzel olduğu için sevdiğimi söyleyebilirim. Her ne kadar ilk kitap güzel ilerlese de şu an bu seri yerine tercih edebileceğiniz daha iyi kitaplar vardır eminim. İlk filmi izlemenizi tavsiye ederim, belki filmden sonra kitabı okuyup okumamaya karar verebilirsiniz.
Verity ○ Colleen Hoover 10 / 10
Lowen, yaşadığı mali kriz sebebiyle evini kaybetmek üzere olan bir yazardır. Büyük bir umutsuzluk içinde olduğu sırada beklenmedik bir teklif alır. Geçirdiği kaza sebebiyle kitap yazamayacak olan ünlü yazar Verity'nin çok satan serisini tamamlayacak ve karşılığında yüklü miktarda para alacaktır. Lowen, kendini kısa süre içinde onun seriye dair tuttuğu notları incelemek için Verity'nin evinde bulur. Ne var ki Lowen, Verity'nin notları arasında onun acımasız bir dürüstlükle yazmış olduğu otobiyografisine de bulmuştur.
Yazarı Colleen Hoover'ı her okuduğum kitabından sonra daha da fazla sevmeye başladım, bu kitabı da gerçekten çok çok iyiydi. Kitabı okumaya konusu hakkında hiçbir bilgim olmadan başlamıştım. Yazarın diğer kitapları gibi içinde romantik bir hikaye de barındırsa da Verity'de gerilim, sırlar ve gizem ön plandaydı. Üstelik ana karakter Verity hakkında yeni şeyler öğrendikçe ürkmemek elinizde değil. Ve kitabın sonuna gelene kadar bu hisler devam ediyor. Kitabın sonu ise biraz açık uçlu diyebilirim. Son bölümü okuduktan sonra neye, kime inanacağınız size kalmış. Bana sorarsanız ise ben hâlâ kararsızım. Çok beğendiğim, sürükleyici ve merak uyandırıcı bir kitaptı. Sizlere de kesinlikle öneririm.
Beş Sevim Apartmanı ○ Mine Söğüt 7 / 10
Doktor Samimi, çocukluğunda sevgisiz ve ilgisiz bırakılmış, bundan dolayı en yakın arkadaşlarının cinler periler olduğunu düşünen birisidir. Fakat yıllar geçtikçe buna engel olmak ve cin-perilere olan inancını yok etmek için bir deneye girişir. Bunun için Beş Sevim Apartmanı'nın her bir katına birer hasta yerleştirir. Peli bu hastalar neden bu haldedir?
Şu ana kadar okuduğum en ilginç, tuhaf bir yandan da ürkütücü ve gizemli kitap oluyor Beş Sevim Apartmanı. Böyle olmasında kurguyla birlikte yazarı Mine Söğüt'ün kaleminin de etkisi var. Tabi kitabı tuhaf bulmam onu beğenmediğim anlamına gelmiyor. Bence böyle olması kitaba özgünlük katmış. Yalnız yazarın bu anlatım dilini severseniz eğer kitabı keyifle okursunuz, sevmezseniz ise kitap boyunca "Ben ne okuyorum?" diye düşünebilirsiniz. Ben de ilk başta alışamadım ama karakterler hakkında biraz bilgi edindikçe sonunu okumak için daha da heyecanlandım. Ve sonu da bence kitap için gayet uygun bir sondu. Beş Sevim Apartmanı kitabı için yorumum bu kadardı. Farklı tarzda bir şeyler okumak isterseniz öneririm.
