"Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak?" dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var?
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan?
Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?
Yürekten isteyeceksin, böyle o an senin ellerin, gözlerin, saçların bile dua edecek. Sen öyle isteyeceksin ki gökteki kuşlar, yerdeki karıncalar bile seninle duaya duracak.
Hayatta hepimizin üzerini iyice örttüğü dertleri, hataları var. Aman kimse bilmesin, aman o üzülmesin. Aman şöyle, aman böyle. Ne çok düşünüyoruz her şeyi. Oysa bizi birbirimize bağlayan, sarmalayan da yine bu içimizde sakladığımız dertlerimiz değil midir? Aman kim ne der, aman sakın söyleme. Hangimiz hatasız, dertsiz?
Romandaki karakterlerin
İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor.
Zenginin zengin diye derdi olamaz. Fakirin fakir diye. Gencin genç diye. Yaşlının yaşlı diye. Kime hak lan bu dert dediğiniz şey? Niye sormuyor kimse birbirine derdini? Niye dinlemiyor?
İyi olduğunuzda herkes sizin salak olduğunuzu düşünür. Ben salak değilim. Neler olup bittiğini herkes kadar biliyorum. Ama konuşmamayı tercih ediyorum. Sustuğunda seni saf, salak ve cahil zannediyorlar. Varsın öyle bilsinler. Herkesin bildiği kendine.