OPHELIA
Güzelliğin doğruluktan daha iyi arkadaşı olabilir mi?
HAMLET
Olur ya! Çünkü doğruluğun gücü güzelliği kendine benzetinceye kadar, güzelliğin gücü doğruluğu bir kahbeye çevirebilir.
Derslerinin birinde edebiyat öğretmenimiz bize ünlü bir şairin çok bilinen bir şiirini okumuştu. Şiiri bitirdikten sonra "Bu şiiri bana kim anlatabilir?" dedi. Önce sessizlik oldu. Bir kaç kişi bir şeyler mırıldanıp sessizliği yırttı ama kimse tam olarak ifade edemedi düşündüğünü. Sonunda öğretmenimiz " Ben anlatayım." dedi ve şiiri bir kez daha okudu. Başka hiçbir şey söylemedi ama ben o gün şiirin ne olduğunu anladım.
-Bir paragraf yazısından...
"Kim olursan ol,ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, Evrenin Ruhu'nda bir istek oluşur. Bu senin yeryüzündeki özel görevindir."
" Kendi kişisel menkıbesini yaşayan kimse neye ihtiyacı varsa hepsini bilir. Bir düşün gerçekleşmesini bir tek şey olanaksız kılar: başarısızlığa uğrama korkusu."
"Kadınların, vücutlarını teslim edişleri gibi, erkekler de ruhlarını kuvvetle,savunulan,art arda bölgeler halinde teslim ederler. Ben,en gizli kıtalarımı, birbiri ardına savaşa sürdüm.
Sen, bir tek sen, kendi gövdemden ayrı olarak duyumsayabildiğim sevgili bir konaksın. Sen, bir tek sen, hürmetime mazharsın. Sen, bir tek sen, dokunduğumda ufalanıp gitmiyorsun. Sen, sevgilim, tek gerçek şeysin.
Hizmetkârın,
Hannibal Lecter
"...sonunda kaçınılmaz olarak yok olmasının önemi var mıydı; bütün bunlar onsuz sürecekti; buna kızıyor muydu, ölümün her şeye mutlak son vereceğine inanmak avutmuyor muydu insanı?
"Şu farkla ki; istiklali için ölümü göze alan millet, insanlık,haysiyet ve şerefinin icabı olan bütün fedakarlığı yapmakla teselli bulur ve hiç şüphesiz esirlik zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, haysiyet siz bir millete nazaran dost ve düşman gözündeki mevkii farklı olur."
"Aslında hepimiz toprağa ekilen tohumlar gibiydik,filizlendi keçe o bizi ezdi, büyüdükçe budadı,çiçek gibiydik açtıkça soldurdu.
Beynimiz de böyle. Rencide edildikçe bir kaplumbağa gibi içine çekildi. O çocuksu merakımız, öğrenme heyecanımız kafatasının içinde ölüp gitti."
"Evet, deliliği bilip bilmediğimi sormuştun."
" Çok doğru. Bu kez sana öykü anlatmayacağım. Deli olmak, düşüncelerini iletmekten aciz olmak demek. Sanki yabancı bir ülkedesin,çevrede olup biten her şeyi görüyor, anlıyorsun, ama istediğini anlatmaktan, dolayısıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun, çünkü orada konuşulan dili bilmiyor,anlamıyorsun."
"Hepimiz hissetmişizdir bunu."
"Hepimiz şu ya da bu biçimde deliyiz zaten."
Sevginin bir çocuk için öneminin bu kadar güzel ve özel anlatıldığı bir kitap daha okumamıştım. Benim için çok özel bir kitap oldu. Ve Portuga'nın bu kadar güzel bir insan olup,bir çocuğun kalbine bu kadar güzel dokunabilmesi o kadar hoş ki. Ne diyor son bölümde Zeze, "Hayatın seçilecek yanlarını bana sen öğrettin, sevgili Portugam." Kelimelere sığdıramam bu güzel kitabı.
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022228,9bin okunma