Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allah’a emanet edilenler zihinde taşınırlar. Akılda ve fikirde tutulurlar. Can, canı Allah’a emanet ettiğinde duadan yana açıktır eller. Veda cümlesi olarak birbirini Allah’a emanet edenler, bu temenni ile birlikte hayır ve şerrin Allah’tan geldiğini hatırlatmış olurlar hem kendilerine hem sevdiklerine. Geldiğimiz yere geri döneceğiz hatırlatmasıdır bu. Öyleyse bu dünyada ve öbür dünyada, her zamanda ve her mekanda sahibimiz Allah..
Biz çok ilimden ziyâde, az edebe muhtacız..
Sayfa 55 - Abdullah MübarekKitabı okudu
Reklam
Kamusal alanda güç arayan her fâni, sanki Sultan Süleymanmış, altındaki koltuk da Sultan Süleyman’ın tahtıymış gibi oturmaya çalışıyor. Başkalarının kendisine değer vermesi için, kendisi kendisine pek değer verir pozda, ayağını muhatabının ağzına dayayacak kadar yayılarak, edep dışı, ama “vücûd dili okuyucularını” pek meşgul eden ve bol malzeme veren bir oturuşla iktidarını ilân ediyor..
Ahmet Hamdi Tanpınar
İçimde kendi hayatımı yaşamadığım kanaati var. Daha samimi olayım ister misiniz? Bu yaşadığım hayat o kadar benim değil ki, herhangi bir saatimde biri gelip de bana ‘Haydi kalk, sıran geldi, kendi kendin ol!’ diye bağırsa sanki böyle bir şey mümkünmüş gibi inanıp koşacağım. Bu his bende o kadar kuvvetli… Herhangi bir kalabalıkta kendimden başka herkes olmaya razıyım..
Kaç yoldan arta kalandır unutuş. Ve kaç yolun devamı. Yere sağlam basan ayakların biri hafızadan medet umuyorsa, ötekinin medet kapısı unutuştur..
Sayfa 129Kitabı okudu
Yaşamak, unutulması gerekenler ile hatırlanması ve hiç unutulmaması gerekenler arasında ince bir denge. Bu dengeyi tutturamayanlar için belki, tutunamama hikayelerinin dile getirilmesi..
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Kendilerini ve ıstıraplarını unutmak için roman okumaya saldıran insanlar vardır..
Sayfa 138Kitabı okudu
Hep söylenir gerçek ölüm hafızada başlayandır. Hatırlayanları varsa eğer bedeninden âza olanlar aramızda yaşamaya devam edenlerdir.
Gün ne renk solar? Yıl ne renk solar?
Bugün, dün olduğunda ne renk solacaktır hiç düşündünüz mü? Acılar ne renk solar hafızanın mahzenlerinde? Ümitler ne renk?
“Resmî güzellere” aşık olanlar yalnızca alıklar ve bakkal çıraklarıdır. “Resmî güzeller” kamusal anıtlardır ; insanın kısa süre uzaktan seyredeceği ilginç nesnelerdir. Onların yanında insan kendini aşık gibi değil , turist gibi hisseder.
Reklam
"Gönülden gönüle köprü kurulamamışsa, kuru harflerin gövdesinde ilhamın yolu tıkalıdır."
Geleneksel dünyada ayakta durmak; huzurda bulunmak anlamına gelir. Yani ya kâinatın sahibinin emirlerini dinlemek üzere insan ibadet ederken olduğu gibi ayaktadır (ayakta durmayı takiben diz çökme gelecektir) ya da karşısında oturmakta olan "büyük" kişinin emirlerini dinlemek üzere. Her iki durumda da ayakta duranın kendi kişisel konumunu idrak etmiş olması sözkonusudur.
Hasta ve yaşlı kadını, çocukları ziyarete geldi. Ne seni bize götürelim dediler. Ne biz de yanında kalalım. Ayak üstü duruldu yatağın yanında. Ve ayrılırken "Kendine iyi bak" dediler kadına. Kadının "Ben kendime bakacaktım da sizi niye büyüttüm?" deyişini, duyulmamış ses hükmünde, geçersiz algı saydılar.
Müşkül şudur ki, kimseler "kim" olduğunu bilememekte, kim olduğuna karar verememektedir. Tüketim kültürü varlığını en ziyade bu kararsızlığa borçludur.
Günlük dilde olumlu kelimelerin yerini olumsuzlar aldıkça, hayatın kendisi de negatif enerji merkezine dönüşüyor.
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.