Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esma

Esma
@okyanusunkalbindekinci
“Kavuşmak denir mi hep bir arada bulunmaya?”
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
1152 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
Üşümek sadece bedene ait bir his değil ki Seniha ben kalbinde dünyanın en soğuk iklimini yaşadım. Isınmak için kendimde olan tüm güzel duyguları yaktım. Sonra ne mi oldu? benden bir iz kalmadı Seniha, anlıyor musun, kalmadı. Bir yabancı oldum…
Reklam
Eski olan şeylerin ruhunun olduğuna inanan birisiyim. Zamanında binbir zorlukla alınmış bir eşyaya özenle davranan bir milletiz çünkü. Yıllarca vitrinlerde duran bardaklar, tabaklar, okunmayan kitaplar bundan dolayı diye düşünürüm. Oraya konan her bir eşya misafir için ayrılmıştır sözde. Fakat aslında kullanılmaya kıyılamamış şeylerdir. Zor elde edilen şeylerin değerinin de eskimemesi bundandır. “Vintage” kelimesini batıdan alıp popüler yapmış olan biz aslında eskiye batıdan daha çok değer veren bir milletiz. İçimizde bulunan batıcılık sevdasını da hep eşya ve kıyafetle göstermeye çalıştık. Oysa ki batı şekilcilikten çok akılcılıkla hareket etti farkındaydı çünkü şekil gelip geçiyordu düşünce ve fikir ise yüzyıllar boyu devam ediyordu. Şimdilerde bir kısmımız eskiye özlem duyuyor yine bir kısmımız da hala modernleşme düşüncesi içerisinde ikisi birden olamıyoruz ne hikmetse. Hep taraf seçmek hep bir tarafa daha yakın olmak düşüncesiyle var olanı da kaybettiğimizi göremiyoruz. Biz de annelerimizin vitrinlerde kullanmaktan itinayla uzak durduğu eşyalar gibi fikirlerimizi, zihnimizdeki yenilikçi düşünceleri saklıyoruz. Belki bir gün çıkartıp kullanılır diye “vintage” hale getiriyoruz. Son olarak eskilerin bir sözü vardır “Eski ağza yeni taam” diye bu sözü değiştirip “Eski usa yeni düşünce diyorum.” Biz ancak yenilenen bir zihinle köklerimizi canlandırabiliriz. Kökü sağlam bir milletin dalı kuru bireyleri olmadan yenileşebiliriz.
Kalbimizin gerçeği görmesi için daha kaç kez kırılmalı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
En güzel renklerini sergilerken baharda, narin ve zarifsin bulutlara karşı.
Reklam
Kıymetli İsmet Özel’in bugün bir konuşmasına denk geldim. O kadar yaşlanmış ki içimde kırgınlık oldu bu durum. Kendisini görmeden. İmzasını alamadan. Sohbetine dahil olamadan. O genç coşkulu sesinin, yaşlılık hastalığına yenik düştüğünü gördüm ve üzüldüm. Edebiyat hazinelerimizin varlığını yaşarken anlayamıyoruz ne yazık ki. Her gün kendisinden dinlediğim şiirleri ezberledim artık ve her gün yeniden dinliyormuş gibi hep farklı anlamlar çıkartıyorum. Bir insan bu cümleleri nasıl kurabilir diyorum, bir zihinden böylesine kelimeler nasıl dökülebilir. Yalnızken, mutluyken, kafam karışıkken şiirleriyle hep ayakta kaldım. Bu dünyada şuan Özel ve değerli bir şairle birlikte nefes alıyoruz. Ömrü uzun olsun…
Bazen içimdeki sıkıntılardan kurtulmak için uzun cümleler kurmak istiyorum. Bunları anlatıp içimde biriken bu sıkıntıyı kurutmak istiyorum böylece hepsi geçip gitsin ve ferahlayayım istiyorum. Kendime, kendi düşüncelerime ulaşayım zihnimi bulandıran tüm karmaşık düşüncelerden arınıp içimi kemiren duyguların sesini kısayım istiyorum. Ben sadece kendimi, kendimde bulmak istiyorum…
Cam kırıklıkları dolu bir dünyada ellerimiz kanamadan kendimizi inşa edeceğiz. Biz yükseldikçe kırıklardan yansıyan ışıklarla daha çok parlayacağız. Ardımızda kalan her şey artık daha az görünür olacak. Ve büyüdükçe acıların olgunluğuna erişeceğiz. İşte o zaman her şey daha az içimizi acıtır olacak.
Bugün ömür takvimimden bir yaprak daha eksildi yanımda olan sevdiklerimin kıymeti ömrüme bir bahar daha getirdi. Bazen güldüm, bazen üzüldüm. Yine yanımda ailem ve sevdiklerim oldu. Hayatta her şey kıymetinin bilindiği yerde değerli. Antikalar bir antikacıda, altın bir kuyumcuda. Bana değerimi hatırlatan çok güzel insanlar tanıdım. Hiçbir şey için canımızı sıkmamayı her şeyin bir şekilde hallolduğunu öğrendim. Bu yıl yeni başlangıçlarımın, yeni umutlarımın, sevilip değerli olduğumun ve her insanın dünyada en az bir kez yaşayacak da olsa sevgiyi tatması gerektiğini bana hatırlatan bir yıl oldu. Yeni yaşlarımı, yüzümün kırışmasından saçlarımın beyazlamasına kadar sevdiklerimle kutlamak isterim bana bu günü değerli ve anlamlı kılan herkese teşekkür ederim🌸🌺
Reklam
Güneşin her sabah doğuşu gibi aydınlıkları içimize dolduran insanlar vardır. Mevsimlerden en çok ilkbaharı bize yaşatan, gökyüzüne bakınca gözlerimizi kamaştıran o mavilik gibi olan insanlar. Kapıların ardına kendini saklamayan, duvarlarını aşmak için kendimizi tüketmediğimiz. Ellerimize çiçek kokuları sindiren, dudaklarımızda ortada bir şey yokken yani sebepsizce gülüş olan insanlar. Ah bu güzel insanlar hangi dünyadan kopup gelmişler böyle…
Kalbime dikenli otlar dikenlere güller verdim. Yine de içimde yaraları kaldı.
1.377 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.