Aynı cevabı veriyorum, hiçbir dile çevrilemeyecek o cevabı. Düşümle karşılaşmaya gitmem gerekiyordu. Aynı hayal kırıklığı. . İnsanların, kayalara yapışan istiridyeler gibi, başkalarının acılarına yapışmak gibi tuhaf bir saplantıları var. Başıma gelen şey onları kendileriyle yüzleştiriyor sanki. . Çoğunlukla çığlık atmak istiyorum, köpürüyorum.
344 syf.
·
Not rated
·
Read in 27 hours
#tavşan -MONA AWAD “Biz sadece gece vakti güzel şeyler yapan masum kızlardık. Neredeyse ölüyorduk. Ölüyorduk, değil mi?” Çıkacağı haberini aldığımdan beri merak ettiğim o çok ses getiren kitabı nihayet okudum. Kitap tuaf ve gizemli başladı. Samantha New England’daki Warren üniversitesinde yüksek lisans öğrencisi. Hikayeyi Samantha’nın gözünden okuyoruz. Sıradan gibi dursada aslında karanlık bir tip. Çünkü karanlık bir hayal gücüne sahip ve bu türde şeyler yazıyor. Yüksek lisansını da yaratıcı yazarlık üzerine yapıyor zaten. Son senesine kadar okulda ses getirmeyen dikkat çekmeyen silik bir tip. Onun yanı sıra okulun popüler bir ekibi var. Ayrıcalıklı ve zengin kızlarından oluşan bu gruptaki kızlar birbirlerine ‘Tavşan’ diye bir lakap takıyorlar ve hep böyle sesleniyorlar. Asla ayrılmayan birbirlerine bağlı bir grup. Samantha bu kızlardan nefret ediyor fakat o ekipte olmak içinde içten içe can atıyor gibi. Haliyle okulun popüler grubunda olup adından kim söz ettirmek istemez ki. Son senelerine geldiklerinde bu kızlar tarafından beklenmeyen bir ilgi görmeye başlıyor Samantha ve yavaş yavaş bu kızların arasında yer alıyor. Onların efsanevi Müstehcen Salonlarına davet edildiğinde o gizemlerinin altında neler yattığını keşfetmeye başlıyor ve garip ritüellerine ortak oluyor. Tavşan grubunun kutsal saydıkları dünyalarında canavarca yaratımlarını ortaya çıkardıkları ayinlerinde gerçekmi hayalmi olduğu belli olmayan bir dünyada buluyor kendisini. Samantha Karşı konuşmaz ve tehlikeli olan bu dünyaya adım attığında artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak görecektir.
Tavşan
TavşanMona Awad · İthaki Yayınları · 202435 okunma
Reklam
Öğretim ve Eğitim
Çağımızın üstün düşüncelerinin ilk sırasında şu fikir bulunuyor: Eğitim ve öğretimden beklenen sonuç, insanları iyileştirmek ve hatta eşit kılmaktır. Sürekli tekrar edilen bu iddia, sonunda demokrasinin en sarsılmaz bir inancı haline gelmiştir. Bir zamanlar kilisenin dogmalarına dokunmak ne kadar tehlikeli idiyse, bugün de bu inanca dokunmak o
Bir yanılgı artığıyım artık Bir yangın sonrası Bir ertelenmiş hayal Bir olmayacak dua Amin diyenim dahi yok Hayat boş Hayat rüya...
bir felaket sonucu hayatları dönüşü olmayacak bir şekilde değişen kişilerin yaptığı gibi,hayatımın eskiden olduğu gibi akmaya devam edeceğini,başıma gelen kazanın,felaketin ya da neyse o korkunç şey,onun olmadığını hayal ederek huzur bulmak istedim.
Sayfa 12
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Reklam
Hayat adil değil!!
Hayat gerçekten adil değil, dört yıl üniversite okudum, gece gündüz ders çalışdım, ders çalışacak bir odam olmadan bile ders çalışdım, ailevi sorunlar, sorumsuz ve sorunlu ebeveynlerle mücadele, maddi sıkıntı, hepsiyle aynı anda mücadele etdim. Tâbi ki, üniversiteyi dereceyle bitirdim. Peki şu an? Şu an kendi imkanlarımla ingilizcemi geliştirmek istiyorum, tabi ki, hiç desteğim yok, hatta Sabahattin Ali'nin dediği gibi "hasta bir köpek kadar yalnızım". Zamanla insanlardan uzaklaştırıyor acıların.. Yapayalnız kalıyorsun, tıpkı benim olduğum gibi.. Tek hayalim bu ülkeden gitmek, çok çok uzaklara gitmek, eğitimimi davam ettirmek. Belki de olmayacak, ama hayalî bile bana güç veriyor... Evet hayat adil değil, çünkü senin acıların, sevinçlerin, başarıların hiç bir zaman destek görmüyor. Mesela çok zengin bir akrabamız var, çocuğun ders çalıştığı oda bile hayal edemeyeceğim kadar güzeldi. Şimdi her kes onun ne kadar başarılı olduğunu konuşuyor... Örnek olarak söyledim, yani bir yerden sonra dokunuyor işte insana. Ne bileyim, belki bir gün başarırım.🌸
72 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 1 hours
"Dünyada ölüm var ama sevgi yoksa Ölüm de olmayacak biliyor musun Ben de sana senin sözlerinle söyleyeyim Sonsuz bir çürüme düşecek hepimizin payına. " Yalnızca Çocuklar Uzaklara Bakar kitabı okuduğum diğer kitaplarının dışında ayrı bir kıymeti var bende, ilk defa çocuk ruhuna değindiği, saflık, dostluk, sevginin en güzeli ve hepsi insânın hiç büyümek istemeyeceği o şiirler bütünü. Nerde görsem nerede okusam Şükrü Erbaşı dünyaya benzer duygularla baktığımız hissediyorum. Gittiğim söyleşisinde demişti ki, " insân kendini aynada gördüğünde değil de başkasında gördüğünde yaşıyor." Kendimi görebildiğim yazarlardan birisi kendisi, ayna olmak lazım; inandığımız fikirlerin, duyguların peşinde koşarken. Ve İnsan acısını sevince dünyayıda seviyor... Keyifli Okumalar "Biz nasıl yaşardık Kayıp cennetlerimiz olmasa. " "Geçmiş yok aslında Gelecek de Hayal ya da hatıra, biz bütün zamanları Yaşadığımız zamana çeviriyoruz. Yoksa nasıl yaşardık değil mi? "
Yalnızca Çocuklar Uzaklara Bakar
Yalnızca Çocuklar Uzaklara BakarŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayın Evi · 2023301 okunma
Çalışan mesut olur. Acaba sosyalistlerin hayali ne zaman gerçek olacak? + Hiç, hiçbir vakit... Onların hayali hep hayal olarak kalacak! Yine insanlar kötüler elinde esir olacak, çalışmanın faziletini bir çok adamlar inkâr edecek. - evet, ben de bu hayalin hakikat olacağına inanmıyorum, dedi. Lakin bu hayaldeki insanlık fikrini seviyorum. Düşün, savaşlar kalkacak, cinayetler olmayacak, hain politika unutulacak, herkes kardeş gibi... Çalışacaklar ve mutlu olacaklar... - Heyhat!
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.