Aristokratlar sözcüğü (hangi katmanlardan oluşursa oluşsun, yüksek çevreler, seçkinler anlamında), galiba bu kavramın hiç olmaması gereken Rusya'da bir süredir epey popülerlik kazanmış gibi. Kibrin sızabildiği -ki o kahrolası tutkunun sızmadığı yer mi var?- ülkenin her yerine, her toplumsal kesime yayılmış gibi bu kavram: Tüccarlar, memurlar,
Nesne bizi düşünüyor.
Hedef bize isabet ediyor.
Sonuç bizim nedenimiz oluyor.
Dil bizi konuşuyor.
Zaman bizi yitiriyor.
Para bizi kazanıyor.
Ölüm yolumuzu gözlüyor.
Yumuşa ey zaman, kadife gibi yumuşa,
Biricik sevgilim yolda.
Parılda tüm gücünle, ey solgun güneş.
Altın arabalarını hazırla.
Yumuşa ey rüzgar, ipek gibi yumuşa,
Konuşuyor biricik sevgilim.
Susun kuşlar, ey gümüş gırtlaklar,
Onun altın sesini dinleyecegim.
Gel ey ölüm, çabucak gel,
Kara kefenim dalgalanıyor.
Sus ey kalbim, ölüm gibi sus,
Biricik sevgilim uzaklaşıyor.
Kitap İnceleme
Kitabın konusu: Bir keş kendi evinde ölü bulunur. Dedektif Rebus, bu davaya atanmıştır. Bir yandan bu olayı araştırırken bir yandan da uyuşturucu karşıtı bir kampanyanın yürütülmesinde görev almak zorunda kalır. Keşin ölümünün çözümü gittikçe karışmaktadır. Bu ölüm bir intihar mı yoksa cinayet mi? Neden öldü veya öldürüldü?