Dante'nin Duası...
youtu.be/bsd2AJ_bUsc?si=...
Karanlık orman önüme düştüğünde
Ve tüm patikalar otlara bürünmüştü
Kibrin rahibi başka yol olmadığını söylediğinde
Taşların hüznünü işledim.
İnanmadım çünkü göremiyordum
Gece bana gelmene rağmen
Şafak sonsuza dek kaybolmuş gibi göründüğünde
Bana yıldızların ışığında aşkını bahşettin
Bu mütevazi yolu yalnız paylaşsak da
Kalp ne kadar kırılgan
Oh, bu kil ayaklara uçmaları için kanatlar ver
Yıldızların yüzüne dokunabilmek için.
Bu zayıf kalbi canlandır
Bu ölümcül korku perdesini kaldır
Gözyaşlarıyla aşınmış, ufalanmış umutları topla
Bu dünyevi kaygıların üstesinden geleceğiz
Gözlerini okyanusa çevir
Ruhunu denize bırak
Karanlık gece sonsuz göründüğünde
Lütfen beni hatırla..
Klasik ezbere sözler olmassa olmuyor maalesef.. En ölümcül suikastçı derler ama daha dört kişiyle baş edemez, hatalar yapar vs vs. Olmamış hocam olmamış 
Acıların Hükümdarı 
Adora Yağmur
Kız kardeşimin düğününden bir sahne, tamam mı?
İşte orada, içki içiyor evlendiği için pişmanlık duyuyor. Bu üçüncü, dikkatinizi çekerim.
Annem o kadar kıskanıyor ki saçlarından yılanlar fışkırıyor.
Ben ise mükemmel, diyorum.
Burada üç tane kadın arketipi var.
Kutsal fahişe, kusura bakmayın, Medusa ve ben.
Ben kimim? Hangi arketipim?
SABAHATTİN K. AKSAL- Kargalar
I
Yalnızlığını sürdüren karga
Asfaltın üstünde
Tek başına
II
Hep suskun
Ölümcül olduğu için
Ama durmadan konuşuyor
Gene ölümcül olduğu için
III
Bir karganım ağırlığı
Benim bir gece sabaha değin
Ağırlığımın toplamı
IV
Tüylerince kapkara
Bir güneş ısıtıyor onu
Yağmurlu ışıl ışıl
Dünya bugün dahi eziyet çeken ya da eski çilelerin anısını içinde saklayan ve intikam anını düşleyen yaralı toplumlarla doludur.
Amin Maalouf -Ölümcül Kimlikler
İnsanları eğitmenin, iyileştirmenin bile ölümcül olabildiği bir zamana geldik.
Ölmesine bir gün kalan evsiz bir kanser hastası sıcak bir gece geçirebilmek için hastaneye gider. Doktor da acır ve onu bir odaya alıp yatırır. Kanser hastasının acısı her geçen saat artmaktadır ama acısını dindirecek ilaç (morfin) almayı reddeder. Doktorun baskıları da sonuç vermez. Fakat doktor bir türlü bu durumu anlamaz ve hastayı sorgulamaya başlar. Doktor, hastanın acısız bir şekilde ölmesini sağlamanın derdindedir. Ölümcül hasta, doktora acı çekerek ölme isteğini şöyle açıklar: “Beni hatırlamana ihtiyacım var. Birinin beni hatırlamasını istiyorum. Ailem yok. Arkadaşım yok. Gerçek bir işim bile yok. Huzur içinde ölürsem herhangi bir hastadan farkım olmayacak. Ama acı çekerek ölürsem… Bir şeyleri değiştirdiğimi bilerek ölmek istiyorum.” Ve doktor ikna olur. Adamın acı çekerek ölümünü izler. O kadar aciziz ki, hayatımız hatırlanmamıza fayda sağlamıyorsa ölümümüzün hatırlanmasını istiyoruz. Herkes bir şekilde hatırlanmanın derdin de.
Sulhi Ceylan
Bizi dilimize,ten rengimize ya da inancımıza bakarak ayırt etmiyorlar. Hayır. Bizi açlığımızla tanımlıyorlar. Açlık. Ana babalarımızın bize mirası ve çocuklarımıza tek armağanımız. Bizi birleştiren, tek bir kötülük. Bizi ezelden beri hükmü altında tutan burjuvazi. İki insanın çarpıştığı o ölümcül tahakküm kavgasından beri. Tarihin ikiye bölündüğü o anda güçlü, zayıfın içine korkuyu nakşetti ve onu kölesi, kendisini de onun efendisi ilan etti. Dünya tarihinin motoru bu işte. Efendiyle kölenin arasındaki kanlı tahakküm kavgası. Varsılla yoksul arasındaki. Anladım ki,tarihin motorunun tersyüz edildiği yeni bir dünya ancak ve ancak tüm kölelerin, radikal bir direnişle efendinin zalim gözlerinin içine bakmasıyla mümkün. Bir köle gibi düşünerek direnmenin tek yolu bu. Bir köle gibi düş kurarak direnmenin tek yolu bu. Bizi köleliğe mahkûm eden ölüm korkusuna direnmenin tek yolu bu. Bu adaletsiz dünyada zulümden kurtuluşun tek yolu 'Direniyorum öyleyse varım ' düsturuyla yaşamaktır. Her insan kendi kavgasından mesuldür. Her insan kendi zaliminin düşmanıdır. Her insan ne pahasına olursa açlığını dindirmelidir.
📽Havada Dehşet:601 Sefer Sayılı Uçuş
Yaşamak ve yaşatmak
Biz bir kişinin varlığını bütünüyle yargılarsak, onun bizi ölümcül bir düşman olarak görmekten başka seçeneği kalmaz:
Çünkü kendisi değişmez olduğu halde, biz onun var olma hakkını ancak bir başkası olması koşuluyla tanımak istemekteyizdir.
Bu yüzden, insanlar arasında yaşayabilmek için, herkesin kendi verili bireyselliğini, her nasıl olursa olsun kabul etmeli ve ondan, türü ve yapısı izin verdiği biçimde yararlanmayı düşünmeliyiz;
Ama ne değişmesini ummalı, ne de onu olduğu hali için yargılamalıyız.
"Yaşamak ve yaşatmak" deyişinin gerçek anlamı budur.
Arthur Schopenhauer
Dünən bu filmi izlədi.3film olmalıdır.Mən yalnız birini izləmişəm.Türk dilində "Ölümcül labirent"adlı seri kitabıda var.Əgər, kitab Azərbaycan dilinə tərcümə olunsa oxuyacam. 
Labirent: Ölümcül Kaçış
Filmi bəyəndim.Lakin gərək digər bölümləri də izləyiç,çünki mənasını tam anlamadım.
Bu ölümcül yaralari sen sarsan da
Uyuşasm kollarında
(KOLLARINI HİÇ TATMAMIŞKEN)
''Monotonluğa dikkat edin; tüm ölümcül günahların anasıdır.''
Edith Wharton