Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evet her ölüm erkendir. Ama 18le 90 arasında bir kaç nesil farkı var, 15te kanser ol, ömrünün baharında ölümle burun buruna gel. 18 de günlerin sayılsın Oysa Hakan, daha çocuk... Avurtları çökmüş, yüzünde eski bir tebessüm Yarına dair hiç bir şey yok Bir yarın daha var mı Hayatta mücadele edilecek ne varsa kaybedilmiş Ertelemek değil, bitmek üzere
BİR GÜN ÖLECEK OLMAK
Montaigne ünlü olmadan önce ölüm hakkında çok kafa patlatan ve ölümden endişe duyan bir insanmış. Zira en iyi arkadaşı Etienne de la Boetie'yi, babasını, erkek kardeşini ve ilk çocuğunu kaybetmiş; sen ben kadar, belki daha fazla ölüm düşüncesi kafasını meşgul edermiş. Bir gün malikanesinde çalışanlarla beraber çıktığı bir gezide atından
Reklam
Sırtımı verdiğim, Bir ağaç gölgesinin dibine düştü yalnızlığım. Ve başımın üstünde, Şu mavi göklere boylu boyunca uzanan, Bu baştan sona hayat içindeki hayat, Kimin yuvası bilmem. Ama artık hayallerimi un ufak eden bu çağ, Ve acım ile beslenen toprak, Benden daha diri. Ve şimdi ölümle burun buruna olmak, Beni ne öldürür ne de sağ
Körlük (Saramago)
Öncelikle şunu belirteyim : Kitap incelemesi yapmayacağım. Yazının başlığı her ne kadar aksini iddia etse de boşverin onu. Meselenin odak noktası kitap ve hayal ürünü karakterler yerine dibine kadar gerçek bir insanın hikayesi olacak. (Böyle söyledim diye korkmayın. Realist değil sürrealistim.) Bundan epey zaman önce bir etkinliğe katılmıştım.
Denememin devamı:)
Renk'in yüzüne baktı Yekta özlemle. O kadar kan kaybetmişti ki, yapılan makyaja rağmen göz altlarında morluklar seyretmeye başlamıştı. Elleri üşümeye başlamıştı. Bu hayra alamet değildi biliyordu. Ellerini ısıtmaya çalışırcasına sımsıkı sardı elleriyle. Bir yandan ağzıyla sıcak hava veriyordu. Bir an döndü ve görevliye "Klimayı açabilir
26 öğeden 21 ile 26 arasındakiler gösteriliyor.