Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir insan palavra savurur, övünüp duruyorsa, kendini başkalarından aşağı gördüğünden, yaşamın olumlu tarafında başkalarıyla boy ölçüşecek kadar kendini güçlü hissetmediğinden yapar bunu.
Sayfa 69 - SayKitabı okuyor
Hıristiyan Avrupa karanlıktan çıkarken, İslam dünyası karanlığa girdi
İslamiyerin yükseliş devresinde, her ne kadar bilim karşı­sında olumlu işlev gören bir döneme rastlıyorsak da, bilim karşıtı tutum tüm dinlerin tarihine egemen olacaktır. Bunun sonucu bilimsel gelişmelerin içine girdiği durgunluk, İslamiyetin, 10, 11. yüzyılları hariç 15. yüzyıla, Rönesans'a kadar sürecektir. Rönesans'la birlikte, Hıristiyan dünyasında bilimsel gelişme önündeki engeller parça parça geriletilmeye başlarken İslam dünyasındaki durgunluk, günümüze kadar devam edecektir. Çünkü, İslamiyetin egemen olduğu toplumların iç dinamiği, Hıristiyan toplumlarda olduğu gibi, dini engelleri geriletecek bir etkinlik gösterebilmekten uzak kalmıştır. Dinler, doğanın yorumlanması, anlaşılması ve ona hükmedilmesini amaçlamaz. Tam tersine bu "boş ve aldatın" dünyanın, Allah'ın emirleri doğrultusunda en iyi "kul" olarak geçirilmesi ve "öbür dünya"nın sözde cennetine hazırlanıl­ması şeklinde, insan bilincini körelten bir işlev görür. Bilimsel gelişme ise doğanın anlaşılmasını, ona hükmedilmesini, bu dünyanın yaşam potansiyelinin en iyi biçimde değerlendiril­ mesini ve öbür dünya masallarıyla avunmanın boşluğunu ortaya koyar. İşte; nesnel olarak her gelişmede dinsel dogmaları etkisizleştirme işlevi gördüğü ve daha da ötesi, kör inanç yerine her şeyin sorgulanması gereğini ortaya koyduğu içindir ki bilim, ama özellikle de onun felsefesi dinler tarafından hep engellenegelmiştir.
Reklam
“Ölümlüdür görüntüler dünyası, ölümlü, son derece ölümlüdür giysilerimiz, saçlarımız, vücudumuzun kendisi ayrıca.”
Sayfa 105 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Bu denli nokta atışı yapacak bir eser okuyacağımı düşünmemiştim,
Dijital kontrol toplumu özgürlüğü yoğun bir biçimde kullanır. Bu da kendini gönüllü olarak ışıklandırma ve ortaya çıkarma sayesinde mümkündür sadece. Özgürlüğü sömürür. Kontrol toplumu, sakinleri dış baskı nedeniyle değil kendi iç ihtiyaçları nedeniyle iletişime geçtiği zaman mükemmeliğe ulaşır -yani özel ve mahrem alanı feda etme korkusu kendini utanmazca vitrine koyma ihtiyacına yenik düştüğünde. Şeffaflık bir ideolojidir. Bütün ideolojiler gibi onun da mistik hale getirilmiş ve mutlaklaştırılmış olumlu bir çekirdeği vardır. Şeffaflığın tehlikesi de bu ideolojikleşmededir. Totalize edilirse şiddete yol açar.
Sayfa 12 - Korece Basıma ÖnsözKitabı okuyor
İman, insanin en yüksek ahlaki sorumluluğu ve asıl amacı olarak Allah'a sarılması anlamına gelirken küfür, bunlar ihtiyari bir şekilde inkâr etmektir. Bu sebeple Kur'ân, küfürden kötülüğün zirvesi olarak bahseder. Kur'ân, imanın ve küfrün birbirine zit manevi durumlarin ele alıp psikolojilerini,ahlâki özelliklerini ve nihai sonuçlarını tahlil eder. Böylece okuyucu, bu olumlu ve olumsuz tasvirlerde kendi yansımasını görerek islah yoluna girip girmeme tercihiyle karşı karşıya gelir.
Stresli olayları yazmak onları kabul etmenize, onlarla baş etmenize ve onları çözmenize yardım eder, bunun da sağlığınıza olumlu bir etkisi olur.
Sayfa 34 - Kuraldışı yayınları şubat 2019Kitabı okuyor
Reklam
Şartları siz belirleyemezsiniz ya da şöyle söylemek daha doğru olacaktır, belirlediğiniz şartların devamlılığını sağlayamazsınız. Hayat sürekli bir değişim içindedir. Sizi ve çevrenizi olumlu ya da olumsuz şekilde etkileyebilecek sayısız değişken mevcuttur.
Güneş bir farklı bakıyor bugün yüzüme; Alay mı ediyor yoksa.. Takdir yahut küçümseme mi bu? Anlayamadım. Belki de sadece sırıtıyor yalnızlığıma. Öyle ya, Güneş’te biliyor; Sensiz yalnızlığımın sonsuzluğunu… Ve artık senin dahi dindiremeyeceğini… Öyle ya, Güneş’e bile komik geliyor; Ölümlü bedenin ölümsüz yalnızlığı.. Güneş, haklı gülsün… Fakat Işıklı bir yalnızlık bu; Biraz yeşil, biraz mor… Çocukluğum gibi gri, Yaşam gibi tatsız ve aromasız, Sâde bir tükeniş Güneş bu kadarını bilemez. Gülsün…
Murat TEMUR
Murat TEMUR
Bu kış gülmeyi özledi ölümlü insanlar.
Sayfa 21
376 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
#okudumbitti Yazarın okuduğum ilk eseri. Dili ve anlatımı kendine has, Karadeniz şivesyle yazılmış bu eserde çok azda olsa kelime tekrarına düştüğünü söylemek isterim. Karadeniz şivesiyle yazıldığından okuma hızını düşürüyor fakat bu bir problem değil. Öz yaşam öyküsü olan bu eserin gerçek oluşu insanın kanını donduruyor. Baştan sona acıyla yoğrulmuş, yoğrulurken de içine ne yağ ne tuz atılmış. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere savaşı ve açlığı iliklerime kadar hissettiğim bir okuma oldu. Tek sayfayı bile dalgınlıkla okumadığımı, hikayeden asla kopmadığımı belirtmeliyim. Savaşların ne denli kötülüğe yol açtığını, insanların sadece cephede zorluk çekmediğini, savaşın çocukları ve kadınları, hatta bebekleri de olduğunu bir tokat gibi hissettim. İyiliğin tam anlamıyla yaşam olduğunu, kötülüğün yarattığı ölümcül ve ölümlü durumları teessürle gördüm. Kelimeler bazı durumları tasvire yetersiz kalır. Hissedilen çok şeyin izahı az olur. Tavsiye ederim.
Savaş ve Açlar
Savaş ve AçlarHasan İzzettin Dinamo · Tekin Yayınevi · 20171,302 okunma
Reklam
El Diario: Bazen kasvet çöktüğü oluyor mu? Başkan Gonzalo: Hayır. Sanki bünyeme yerleşmiş bir iyimserliğe sahip olduğuma inanıyorum. Ve duygu ve kasvet sorunlarından ziyade, kavrama ve kanaat meseleleriyle meşgul oluyorum. Tersine, oldukça iyimser olduğuma inanıyorum. Halkın özellikle de komünistlerin iyimser olduğunu kavramamızı sağlayan Marksizm olmuştur, Başkan Mao olmuştur. Zor durumlarla karşılaştığımda hep olumlu yönlerini veya böylesi durumlarda bile hâlâ ilerleme için ne potansiyelin mevcut olduğunu bulmaya çalışırım çünkü herhangi bir şey ne tamamen siyahtır ne de tamamen kızıldır. Büyük bir yenilgi olsa bile ki henüz böyle bir yenilgimiz olmadı, muhakkak bir olumlu yönü olacaktır. Mesele ders çıkarmak ve olumlu yön temelinde görevimizi ilerletmeye devam etmektir. Sana destek verecek, en gayretli coşku ve şevkli yardımlarını mücadelenin hizmetine koşturacak olanlar her zaman bulunacaktır çünkü komünizm insanları birleştirir.
Sayfa 103Kitabı okudu
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"KİMİN KİM OLDUĞUNU ÇÖZEMEDİĞİMİZ ZAMANLAR."
Çoğumuzun çocukluğundan hatırladığı, anne, baba ya da başka büyüklerinden duyduğu masallar, efsaneler vardır. Öyle bir anlatırlar ki size, öyle bir kaptırırlar ki kendilerini, , onlara bakan, bilgi açlığıyla bekleyen birkaç göze, anlattıkları hikayenin gerçek olduğunu ispat etmek isterler sanki. Ben de bir zamanlar o çocuklardan biriydim. Babamın
Luna
LunaBuğra Gülsoy · İnkilap Kitabevi · 2022244 okunma
Mizacımız, yeteneklerimiz, eğilimlerimiz gerçek benliğimizin parçasıdır ve olumlu, destekleyici koşullarda tüm potansiyeliyle serpilip gelişecektir.
Sayfa 177Kitabı okudu
Babamın 46 yaşında öldüğünü hatırladım. İnsan anne babasının öldüğü yaşa ulaşınca ölümlü bir varlık olduğunu anlıyor. Hayatın ne kadar kısa, ölümün ise sonsuz olduğunun farkına varıyor. Keşke okul müsamerelerinin hepsine gitseydim, kayak gezilerinin, futbol maçlarının hiç birini kaçırmasaydım, diye düşünmeye başlıyor. Kim ölüm döşeğinde “Keşke ofiste daha çok zaman geçirseydim,”demiş ki?
İnsanın dili şikayete alıştı mı bir kere, Bu alışkanlık hâline gelir.. Ve Ruhu daralmaya, gönlü sıkılmaya başlar.. Fakat şikayetlenmeyi bırakıp, şükretmenin Olumlu düşünmenin bir yolunu bulursak Gönül evimizde bir o kadar genişler...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.