Ahmak, dedi. Niye gördüğünü halka söyledin?
Adam gördüğünü diline dolarsa kazandığı hali kaybeder. Eğer sussaydın, gördüğün keramete ölünceye kadar şahit olacaktın...
Pek uzun gurbetlerden sonra vatanına dönen bir adam, doğduğu yerin ufkunu koyu bir sis altında bulup da, sevdiği şeyleri uzaktan bir an göremediği için nasıl hüzünlenirse, ben de tıpkı böyle meraka, sabırsızlığa benzer bir acı duyarım..
Öykü türünde verilen eserleri, kısa olmaları sebebiyle, çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla okutanlar, yapmayın etmeyin. Bir eserin kalınlığıyla eserin yaş kitlesi her zaman doğru orantılı değildir. Bir cümleden oluşan kısa hikayeler bile ilkokul çağındaki bir çocuğun yaşına uygun olmayabilir. Sevgili öğretmenler, ebeveynler, önce bir siz okuyun bu hikayeleri. Tabii, güzel şeyleri aşılayanlar da var ama her şeyin bir zamanı vardır.
Ferman'da Tosun Bey'e verilen padişah fermanının Niş Beyine vermesi istenilir. İçinde Tosun Bey'in kellesinin vurulmasının istendiği yazılıdır, o bunu bilir yine de padişah emri sorgulanmaz diye götürür verir. Niş Beyi bunu yapmaz, merhamet eder, o vakit Tosun Bey kılıcını çeker, diğeri padişah emrine uyup onu öldürmedi diye kendinde onu öldürme hakkını bulur.
Padişah emrinin sorgulanamazlığını, yargılanmadan cezalandırılmayı içeren, insan haklarına ters olan bu hikayeyi ilkokul ve ortaokul çağlarındaki bir çocuk okumamalı.
İki çocuk tahta saplı bir çakıyla kollarını çizdiler. Çıkan büyük, kırmızı damlayı kolları üzerinde bu çizgiye sürdüler. Kanlarını karıştırdılar. Sonra birbirlerinin kollarını emdiler. Ant içerek kan kardeşi olm..