Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ömer Demirel

"İnsan beyni onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, o zamanda biz onu anlayamayacak kadar aptal olurduk”
Reklam
Bütün yaşamın da bir rüya olmadığından nasıl emin olabilirsin ki?
Bir Rus kozmonotla bir Rus beyin cerrahı din hakkında tartışıyormuş. Beyin cerrahı Hıristiyanmış, kozmonot ise dinsiz. Ben uzaya çok çıktım,' demiş kozmonot kibirlice, ama ne Tanrı'ya rastladım ne de meleklere.' Beyin cerrahı yanıtlamış: Ben de pek çok zeki insanın beynini ameliyat ettim, ama hiçbir yerde tek bir düşünceye rastlamadım."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama senin de böyle biri olmanı istemiyorum. Tarihteki köklerini tanıman için elimden geleni yapacağım. Ancak o zaman gerçek bir insan olursun. Ancak bu şekilde çıplak bir maymundan ibaret kalmazsın. Ancak böyle kurtulursun boşlukta savrulmaktan.
"Nasıl dünyadaki bazı dinler kişisel bir Tanrı'ya inanmayanları ateist kabul ediyorsa, biz de kendine inanmayan bir insanın ateist olduğunu söylüyoruz. Kendi ruhunun yüceliğine inanmamaya Ateizm diyoruz."
Reklam
Gördüğümüz her şeyde tanrısal sırrın bir parçası saklıdır. Bir ayçiçeğinden ya da bir gelincikten parladığını görürüz onun. Ağaç dalından uçan bir kelebek ya da akvaryumda yüzen bir balık- gördüğümüzde, bu derin sırra biraz daha yaklaşırız. Ama Tanrı'ya en çok yaklaştığımız yer, kendi ruhumuzdur. Ancak orada yaşamın büyük sırrıyla birleşebiliriz. Hattâ nadiren de olsa, kendimizi bu tanrısal sırla aynı hissettiğimiz anlar vardır.
Kinikler gerçek mutluluğun maddi lüks, politik iktidar ve sağlık gibi dış şeylere bağlı olmadığını vurgular. Gerçek mutluluk bu gibi rastlantısal ve geçici şeylere bağımlı olmamaktır. Tam dış şeylere bağlı olmadığı için, gerçek mutluluğa herkes ulaşabilir. Ve bir kez elde edildiğinde, bir daha yitirilmesi mümkün değildir.
"Bunu okulda mı öğrendin?" "Orada bir şey öğrendiğimiz yok... Bir okul öğretmeniyle gerçek bir filozof arasındaki fark, öğretmenin çok şey bildiğini sanıp bunu durmadan öğrencilerinin kafasına sokmaya çalışmasıdır. Oysa filozof öğrencileriyle birlikte her şeyin temeline inmeye çalışır."
"Korkaksınız, iki yüzlüsünüz, tembelsiniz, damarlarınızda dolaşan o kirli kan hep en alt seviyede tutacak sizi. Zihninizi kolayca ele geçiren hayvani arzular hep çirkinleştirecek davranışlarınızı. Bir avuç toprak için, bir parça et için, bir kadeh şarap için yaptığınız onursuzluklar, paslanmış bir demir gibi çürütecek iradenizi. Hiçbir zaman kötülüğe karşı çıkamayacaksınız, zorbalığa hayır diyemeyeceksiniz, haksızın gırtlağına sarılamayacaksınız."
Reklam
Aşklar yaratırdık ki oyalansınlar; savaşlar çıkarırdık ki hangi kral korkak, hangisi yiğit belli olsun; kuraklıklar yaratırdık ki kendi zayıflıklarının farkına varsınlar; hastalıklar yayardık ki bize muhtaç olduklarını unutmasınlar.
Hayvanların duygularından emindim, çünkü yalan söylemeyecek kadar saftılar. Ama insan denen o ölümlü mahluk, her türlü belanın, her türlü melanetin kaynağıydı. Kahramanına da, hainine de, cesuruna da, korkağına da, yaratıcısına da, yıkıcısına da, asla güvenilmezdi. Birbirlerine yaptıkları kötülükler yetmezmiş gibi, kurdundan kuzusuna, çiçeğinden ağacına, her türlü canlıya zarar vermekten çekinmezlerdi. Ne çekinmesi, bu kötülükten zevk alırlardı. Onlarla uğraştığım kadar ne tutanlarla ne devlerle ne de tanrılarla uğraştım.
Çocuklarından nefret edenler sonsuza kadar nefretle anılacaktır. İster ölümlü olsun, ister ölümsüz, kendi soyuna ihanet edenler, ihanetin en korkuncuyla cezalandırılacaktır.
Sana yalnızca yabani hayvanların eşlik edeceği o vahşi yerlerde yaşama niyetindesin. İnsanlardan sevgi ve anlayış görme özlemi içindeyken sen bu sürgün hayatını nasıl sürdüreceksin?
Duygusuz, kalpsiz yaradan! Beni duyular ve tutkularla donatmış, sonra da insanların aşağılanması ve dehşetine maruz kalmam için ortalığa salmıştın. Ama merhamet ve telafi talep edebileceğim sadece sen vardın ve insan biçimine bürünmüş diğer varlıklardan boşuna görmeye çalıştığım adaleti senden talep etmeye kararlıydım.
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.