Birilerinin davranışlarına kızdığın zaman "O niye şöyle değil?" diye düşünme.. "O faziletten nasibi o kadarmış." diye düşün, "Vefadan, sadakatten, doğruluktan payı o kadarmış... "
Karşılaşılan her şeyden şikayet etmek bir hastalıktır. Havadan şikâyet, trafikten şikâyet, yaşanan şehirden şikâyet, gündelik küçük aksiliklerden bile şikâyet.... Her şey ama her şeyden şikâyet... Şikâyet bir de bulaşıcıdır..
İnsanın yaraları ağır olsa da dilediği zaman kullanabileceği merhemleri de tesirlidir. İnsan dünyada acılar içerisinde yaşasın diye değil, Kadîr-i Rahîm'e tevekkül ilacını kullansın diye yaralı yaratılmıştır.
İnsanın iki temel takviyeye ihtiyacı vardır: âciz olduğundan dolayı kuvvete, muhtaç bir varlık olduğu için de rahmete.. Bu iki büyük ihtiyacın giderilmesinin en kısa yolu yine duadan geçer. Rahmetin anahtarı duadır. Kuvvetin vesilesi duadır.
Bazı ilahi tecelliler vardır ki maksadı, heyecan ve ürperti vererek insani ilahi bir yönelişe sevk etmektir; Allah'ın, kendi varlığını hatırlatmasıdır...
Hak dostları, meşakkat çekmeyi musibet ve zorlukları sevmişler. Çünkü bunların, insanın aczini hissetmesi için mühim vesileler olduğunu keşfetmişler. İnsanın aslî vazifeleri olan şükre ve duaya vesile oldukları için bunları hazine gibi değerli bulmuşlar.
Çocuk olmak güzel şeydi. Ama ne acı insan bunu büyüyünce anlıyordu. Şu anda o çocuğun oflaya sıkıla yaptıkları ileride "keşke" diyerek hatırladıkları ama tekrar yaşayamayacakları olacaktı..