-İki tür fetih vardır Ali. Birincisi herkesin ilk aklına geldiği gibi şehirleri, ülkeleri almak ve kıymetlidir. Ama ikinci fetih gönülleri almaktır. Ve gönülleri almadan şehirleri alamazsın. İşte Ahi Evran bir gönül fethine çıkmıştı. Kendinden önce çıkanlar ve kendinden sonra çıkanlar gibi.
-BEN MAHMUD, AHMED OĞLU, NASURİDDİN MAHMUD.
Hangimiz Ahi Evranı tanıyoruz? Hepimiz adını duymuşuzdur ama gerçek anlamda onu tanıyor muyuz? Deri zanaatı ile uğraşan ve ilim adamı diye biliyoruzdur. Hatta çoğumuz gerçek adını bile bilmiyoruzdur. Ne büyük eksik, ne büyük bir kayıp. Böylesine büyük bir alimi, vatanseveri, arkadaşı, dostu tanımıyoruz.
Yazarımızın her kitabında çok etkilenmiş ve kendime birşeyler katmışımdır. Ama bu sefer bambaşka bir şey oldu. Okudukça okuyasım geldi. Daha çok araştırmak, öğrenmek istedim. Keşke bu tarz kitaplar daha çok olsa da okusak dedim.
Daha kalemi ile tanışmayan, geç kalan varsa en kısa sürede 3 harfli serisine başlamalı. Bütün seriyi çok severek okuyacağınıza eminim. Bana içerisinde az da olsa tarih okumayı sevdiren yazarımıza çok teşekkür ederim ve iyiki Ahi Evran ile gerçek anlamda tanışabildik, ona misafir olabildik, ondan birşeyler öğrenebildik.
- Kitaplar bazen birilerini hatırlatmak için değil başka birilerini unutturmak için yazılır ama biz bilmiyoruz diye onlar yok manasına gelmez ki.
-Düşmanına benzediğin savaşı kazansan da kaybedersin.