Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nitekim her peygamber kendi kavminde yaygınlaşmış hayati sorunlarla meşgul olmuştur. Örneğin Lût (aleyhisselâm), kavmindeki eşcinsellik sorununa çözüm bulmaya çalışmış, Hûd (aleyhisselâm) ise kavminin dünyaya kazık çakma yönündeki temayülleriyle savaşmış, Şuayb (aleyhisselâm) kavmini ölçü ve tartıda adil olmaya çağırmıştır. Yani Şuayb (aleyhisselâm) eşcinsellikle mücadeleye hayatını adamadığı gibi Lût (aleyhisselam) da ölçü ve tartıdaki hilelerle uğraşmamıştır. Tabi ki bu meseleler sorun teşkil etmediğinden dolayı değil, sadece o zamanın yaygın sorunları olmadığı için böyle bir metot takip etmişlerdir. Ayrıca peygamberler her kavimdeki temel yanlış olan Allah Teâlâ ya şirk koşma sorunu ile de ilgilenmişlerdir. İşte bu, ıslah yolunda temel yapıtaşı sayılacak metodolojik bir esastır. Mezkûr esası şu cümleyle formüle edebiliriz: "Küçük sorunlarla meşgul olmak her ne kadar iyi bir şey olsa da büyük sorunların yadsınmasına sebebiyet vermemelidir." Söz konusu meseleler genellikle "öncelikler fikhı", "davet fikhı" tarzı başlıklar altında incelenmektedir.
335 syf.
10/10 puan verdi
Değerli okur arkadaşlarım, İslamiyet ile tanışan, tanıştığını zanneden ve tanımaktan imtina eden kardeşim bu seslenişim hepimize: İslam hiçbir zaman zor olmadı. İçerisindeki hükümler, emirler, yasaklar hepsi esasında doğuşta belleğimize yüklenen değer algımıza uygun. Ağaca çok iyi tırmanan bir Rakun gördüğümüzde bunu garipser miyiz? Hayır. Olsa
Öncelikler Fıkhı
Öncelikler FıkhıYusuf el-Karadavi · Nida Yayıncılık · 2017338 okunma
Reklam
İnsan ancak aklıyla ve kalbiyle hareket eder; İkna eder, ikna olur, doğru yolu bulur, başkalarını buldurur, teşvik eder, teşvik edilir, sakındırır ve sakındırılır. İman, insanı harekete geçiren, onu yönlendiren ve insanda korkunç güçler meydana getiren bir şeydir ki, o güçlerin imansız meydana gelmesi mümkün değildir. aksine iman, insanı, yeni bir ruh, yeni bir akıl, yeni bir azim ve yeni bir felsefe ile yepyeni bir varlık olarak inşa eder. Nitekim bu durumu biz Firavunun sihirbazlarında görmekteyiz. hani bunlar Musa ve Harun’u Rabbine iman etmiş, Firavunun baskıcılığına meydan okumuş, küçümseyerek ve üstünlük edasıyla ona şöyle demişlerdi: “…Artık (hakkımızda) nasıl bir yargıda bulunacaksa bulun; sen ancak bu dünya hayatında (geçerli) yargı da bulunabilirsin.o
Sayfa 247
İman daima kurtuluşun can simididir. İnsanın içinin değişmesi ve kalbini düzeltmesi ancak iman sayesinde olur. Zira insan hayvanların bağlandığı gibiblamaz ve demir, bakır ya da madenden aletler yapılabildiği halde, bir sanayimülü gibi insan yapmak mümkün değildir.
Sayfa 246
İstenen kalitede bir insan oluşturmanın ilk aşaması onun kalbine sağlam bir iman aşılamaktır. Bu imanı ile, dünyaya, evrene, hayata, evrenin ve insanın yaratıcısına ve ona hayatı verene karşı bakışını düzeltir. Aynı zamanda bu inanç insana nereden geldiğini, nereye gideceğini ve mesajını öğretir. Böylece imanlı insan, dinsizi hayrete düşüren şu sorulara cevap bulur: Ben kimim? Nereden geldim?? Nereye gideceğim? Niye Yaratıldım? Hayat ve ölüm nedir? Hayattan önce ne vardı, ölümden sonra ne olacak? Aklımın erdiği günden ölümüme kadar bu gezegendeki mesajım (görevim) nedir? Başka bir şey değil, sadece iman insana, gelecekte ve sonuçla ilgili büyük soruların tatminkar cevabını verebilir, hayata hedef, anlam ve değer katar. Böyle bir iman olmadan bu varlık aleminde insan yolunu kaybetmiş bir toz parçası veya kıymetsiz bir zerre olarak devam edecektir. 
Sayfa 246
Islah alandaki önemli önceliklerinden biri toplumdan önce ferdin yetiştirilmesine önem vermek veya sistemlerden ve kurumlardan önce nefisleri değiştirmektir. En iyisi bizim bu ifade Kur’an’ın kullandığı “içindekini değiştirmek” tabirini kullanmamızdır. Nitekim müca Allah şöyle buyurmuştur: “… Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyadan değiştirmeden Allah onların durumunu değiştirmez…”. Buna göre her türlü ıslah veya değişikliğin ya da toplumsal yapılanma esasî, fertten başlamaktadır. Bütün yapılanmaların aslı budur. Zira tuğlaları arasına boşluk, zayıflık ya da bozukluk olunca sağlam ve güçlü bir yapı oluşturma ümidi yoktur. Tek bir insan toplum binasının duvarın ilk tuğlasıdır. Bundan dolayı gerçek Müslüman bir insan oluşturmak ve onu mükemmel İslam terbiyesi ile yetiştirmek başka şeylere göre önceliklidir. Çünkü bunun, her türlü yapılanma ve ıslah için zorunlu önceliği vardır. Nefisleri değiştirme işte budur. 
Sayfa 245
Reklam
İnsanlardan utanmayan Allah’tan da utanmaz.
Sayfa 238
Şeytana göre bidat günahtan daha sevimlidir. Çünkü bidat, dini bozar sahibi ondan tevbe etmez ve dönmez, aksine halkı ona davet eder. Bidat, Allah ve Resulü reddettiği şeyi itibari almayı, onların itibar ettiğinde reddetmeyi, Allah ve Resul’ünün düşman olduklarını dost edinmeyi, dost saydıklarına düşman edinmeyi, onların kabul ettikleri reddetmeyi, reddettiklerini kabul etmeyi kapsar.
Sayfa 229
Günah küçük görmek ve önemsememek. Hatta Sedef âlimlerinden bazı şöyle şöyle demiştir: Affedilmeyeceğinden korkulan günah sahibinin: “Keşke işlediğim bütün günahları bu yaptığım gibi olsa!” dediği günahtır.
Sayfa 222
Dağınık küçük odunlar biriktiği zaman yakıcıdığı şiddetli bir ateşi tutuşturur. Önemsenmeyen küçük günahlar da böyledir.
Sayfa 222
Reklam
Şeriatı kanun haline getirmek mi, yoksa eğitim ve iletişim mi önceliklidir?
Bu konuda dengesizliğin bulunduğu suçlardan biri de şudur: İslami saha çalışanların çoğu -özellikle de duygusal olanlar- “ İslam Şeriatını uygulama” adını verdikleri meseleye çok büyük önem vermektedirler. Onlar bununla, dinin hukuki yönünü, özellikle de cezalar yani hat, kısas ve tazir cezalarını kastetmektedirler. Şüphesiz hukuk yönü İslam’ın
Sayfa 268 - Keşke herkes okusa bu kısmı.Bil hassa Şeriata sövenler.
822 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.