Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Orhan Kemal & Edip Cansever Tavlada
Sandalyesini söverek değiştiriyordu. Ceketini çıkarıyordu. Kollarını sıvıyordu. Saçlarını tarıyordu. Kahve söylüyordu. Kahveyle birlikte şansı değişir gibi olunca: "Kahvesizliktenmiş. Arabım gülmeye başladı artık. Oğlum Edip, seni İsmet Paşa bile kurtaramaz. Buna mars derler. Seni bir kez daha Marsilya'ya vali, Şam'a da kaymakam yaptım mı, işin bitiktir." diyordu. Öfkesi coşkun bir sevince dönüşüyordu. Davranışları yumuşuyordu. Kırdığını sandığı bizlere: "Canınız ne isterde için. Nasıl olsa paraları Edip verecek." sözlerini ederek gönüllerimizi alıyordu. Edip Cansever beni göstererek: "Peki ama bu niye gülüyor?" diyordu. Orhan Kemal omzumu okşuyordu: "Tokanma yeğenime. O, tavla maçlarının milli seyircisidir." Kendisi iki, Edip dört olmuşsa, ellerini birbirine sürterdi: "Dörtte kalan dertte kalır."
Sayfa 88 - Özgür Yayın