YAZARLARDAN TAVSİYELER 1. Adalet Ağaoğlu Ölmeye Yatmak 2. Peride Celal Jaguar 3. Sevgi Soysal Tante Rosa 4. Lale Müldür Saatler Geyikler
Burada olduğum sürece başıma kötü hiçbir şey gelmedi gelmez de biliyorum. Burada güvendeyim. Çocukluğuma dair bütün anıları barındıran ev. Küçük odası buz gibi, televizyonları cızırtılı, tuvaletleri alaturka, dikiş makinesi Singer marka, yemekleri lezzetli, taptığım çocuk kitapları, hepsini de dedem almış. Her şey değişti ama bu ev o kadar ez değişikliğe uğradı ki. Makas 18 yıldır dikiş makinesinin altında gizli, çikolatalar büfenin orta üst dolabında, sağdan ikinci dolapta terlikler. Küçücük bi babaanne evi, bizim evimizden bile küçük. Ama bana o iki oda bi salon hala en ferah, en aydınlık, en huzurlu mekan. Ben büyüdüm artık kafamda kırk tilki, kırkının da kuyruğu birbirine dolanmış, ayıramıyorum. Kendimle pek iyi anlaşamıyorum, çok gıcık kararsız kendine güvensiz buluyorum aynadaki kızı, ne istediğini de bilmiyor deli ediyor beni. Ama ne zaman bu eve gelsem istediğim kadar şımarabilirim. Kimsenin beni sevmediğinden emin olduğum anlarda sabun kokulu o yorgun bedene sarılıp mutlu olabilirim. Çok sıkılırsam da balkona çıkarım yeter bana. O insan dolu ışıklı yol en güzel yeridir dünyanın. Beni ilgilendiren bütin kötü şeyler buradan çok uzakta. Burası nefes alma yeri..İçerde de beni bekleyen gülen iki göz. Demir kapı kapalı değilse tabii=) Sütlü Kahve (kızım)
Reklam
Filmini seyrettiğim halde kitabını okumadığım Öz büyücü kitabını kızımın tavsiyesiyle okumaya başladım. .Öğretmenlerinın kitapta yer alan canlı ve cansız varlıkların simgeleştirildiğini anlattığını söyledi.Bunun üzerine yaptığım araştırmada Simgelerin Dünyası adlı blogtaki yazılar dikkatimini çekti. Blogta 'Bu klasik kitaptan ya da filmden
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
ŞAH BEYİTLER-105 KORKU/ÜMİT Korku-ümit arası yürürüz yayan, atlı… Her biri bir kanattır, uçulmaz tek kanatlı
Reklam
843 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.