Yeşil Kuşak ya da Ilımlı İslam
mehmetbedrigultekin.com/2019/05/19/siya... Nasırcılık, Baas hareketi, Burgiba, Kaddafi, Nimeyri vd. Sovyetler ve Komünizm dışında ABD ve Siyasal İslamcıların bir ortak düşmanları daha vardı. Hatta 20. yüzyılın damgasını vuran milli devletler gerçeğini göz önüne alırsak, bu “düşman” daha da önemliydi. Hemen hemen bütün Müslüman ülkelerde Türkiye’deki Kemalist hareketin çeşitli versiyonları ortaya çıktı. Mısır’da Nasırcılık, Suriye ve Irak’ta Baas hareketi (Saddam ve Esad), Tunus’da Burgiba, Cezayir’de Bin Bela ve Bumedyen’in önderlik ettikleri Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN); sonraki yıllarda Libya’da Kaddafi, Sudan’da El Nimeyri, Somali’de Siad Barre… Bütün bu isimler tarihsel olarak benzer programı uygulayan siyasal hareketlerin liderleri olarak sahne aldılar. Bir yandan emperyalizme karşı mücadele edip milli devletlerini inşa ederken diğer yandan değişen ölçülerdeki laiklik uygulamalarıyla Siyasal İslamcıların hayat alanını daralttılar. İşte, Siyasal İslamcılarla emperyalistlerin işbirliği yapmalarını zorunlu kılan nesnel durum buydu.
Okuyun! Bak Okuyun Haaa!
Kendimizde de bir şeyler bulma cesareti umuduyla... " Umberto Eco'ya göre Ebedi Faşizm: Eco felsefik açıdan oturmamış ancak duygusal açıdan savunduklarına sıkı sıkıya bağlı olduğunu söyleğini faşizmi 14 ayrı başlık altında tanımlar. 1.Eco'ya göre faşizmin ilk özelliği gelenek kültü'dür. Gelenekçilik faşizmden çok daha eskidir. Kendi
Reklam
Said nursi gerçeği
Sözcü yazarı Soner Yalçın, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun "Birçok aktör var, alim var. Doğru zamanda doğru şeyler söylemiş birçok alim var. Bunların birikimlerinden yapıcı bir biçimde yararlanmak lazım. Yol gösterici olması bakımından bu önemli bir husus" sözleriyle tanımladığı Said-i Nursi hakkında "kaypak" yorumunu
Bizi gören hep diyo hasta Tipim arabesk ama içi rasta Biraz Eminem, biraz Busta Adımızı bile bilmiyo haspa Ama sakın damarıma basma Boş yapıp kafamızı kasma Dert oluyoruz bütün hasma Takıyoruz düşmanlara tasma Bakın ortam alev alıyo♫ Kimisi 110'u arıyo Ramiz aduketi çakıyo Düşmanına dersi veriyo
Çapraz kitaplar...
Halman'ın Eski Uygarlıkların Şiirleri'ni okumak Diamond'ın Tüfek Mikrop Çelik'ini okumak gibi. Antropoloji ile dil arasında sanılandan daha büyük bir ilişki var. Dile gelişin her türü; ode'ler, destanlar, ağıtlar, şiirler hep ihtiyaç ürünü. Sapiens de ihtiyaçları doğrultusunda yürüdü... Bereketli Hilal ve çevresinin şiiri ile İnkaların şiirleri arasında bir tektonizma, bambaşka okyanuslar var... Soğuk bir ülke insanının dilinden çıkan tek tük kelimeler ile Arap şiiri arasındaki viskozite farkını yine çok kolay hissediyoruz... Ama insanın değişmeyen anlam arayışı ortak; sevmek ortak, hüzün, tutku, acı ortak... Tıpkı sapiensin fiziksel görünüş farklarına rağmen iç dünyasındaki benzerlikleri gibi şiirde biçim, ses, tarz farklıyken duygular değişmiyor... Şaşırıyorsunuz, Sapiens'in kat ettiği yollara şaşırdığınız gibi, bugünün herhangi bir yönetime itaatkâr halkının geçmişteki isyanlarına, hak arayışlarına. Bugün medeni denilen ulusların geçmişteki kıyıcılığına ve düşünsel zayıflığına... Halman şiirine Türk şiirini dahil etmemiş üzücü. Diamond ise anladınız mı? dercesine tüm fikirlerinin üzerine çokça bastırmış. Ortak yön insan, birinde ses ve diğerinde beden... İnsanı sesinden ayrı düşünmek olamaz; insanın o ilk sesi, mırıltısı ve sesin bin yıllarca güçlenişi... Bugün insanlığın sırlarını çözmekteyiz, ama sesimiz eskisinden daha cılız geliyor. Oysa kıtalar iç içe, sesler birbirine karışmış halde, peki yitirdiğimiz ne?
Karabağ Zaferi
Azerbaycan, 28 sene sonra Karabağ’da destan yazdı. Tarihî bir zafere imza attı... Elbette bu zaferden çıkarılacak çok dersler var. Bunları görmek, bilmek ve değerlendirmek gerekir. Zira mağlubiyetlerden sonra dersler daha çok alınır. Acı vardır, elem vardır üzüntü vardır. Zaferleri ise genelde rehavet takip eder. Nitekim Azerbaycan, 28 senedir
Reklam
119 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.