Kultigin

Ana dilim üzerinde düşünmeye koyuldum: Türkçenin derinliklerine dalınca gözlerime on sekiz bin âlemden daha yüksek bir âlem göründü. Bu âlemin süsler, bezekler içinde enginleşen göğü, dokuz gökten daha üstündü. Bu erdemler, yücelikler hazinesinin incileri, yıldızlardan daha parlaktı. Bu âlemin bahçesine daldım, gülleri güneşler gibiydi. Her yanında göz görmedik, el ayak değmedik neler neler vardı! Ama bu tılsımın yılanları pek korkunç, bu güllerin dikenleri pek yamandı.
Reklam
ki
Eylül'deki yazın son birkaç serin günü hatırlatır sonbaharın ufuktan göründüğünü yelkenleri paramparça bir gemi gibi insan sonbaharda düşünür nedense ölümünü ölüsünü sararmış yaprakların örttüğünü dergilerde unutulmuş bir ka vga resmi gibi