... anlatamadıklarımla doldu içim, dışım ve gözlerim.
Haykırsan kimse duymayacak gibi, sussan nefes alamayacak gibi hissetmek; gerçekten acı veriyormuş.
O son ağlayışımdı yaşadıklarım için. Bir daha asla ağlamadım o günler için. Bitirmiştim, gururum artık özgürdü.
Sanki o an, herkes, benim duygularım dışında her şeyi düşünüyordu fakat kimse, bu durumda ne hissettiğimi anlayamıyordu.
Otuzundan sonra her yerde boğulabilir insan. Taşraymış, metropolmüş, hiç fark etmez.
Boğuluyordum.
Sayfa 37Kitabı okudu
Otuzundan sonra anlaşılan bazı gerçekler
Düşüncelerimi, onları anlamayan insanlara göstermeye ihtiyacım yok.
Sayfa 214
"Yirmi beşine kadar sosyalist olmayanların vicdanı, otuzundan sonra sosyalist olanların kafası yoktur."
Ben lisede sosyalist oldum, yırttım yani.
Evlilik Yemini
Bakıp durma aynaya küsmüş gibi,
Senden daha güzelini sevmedim ki,
Ah siz kadınlar otuzundan sonra
Hep yeni açmış çiçekle kıyaslarsanız beğendiğiniz yerlerinizi,
Haklı bir sevinçle öpmek için sabırsızca beklerim soyunup girmeni koynuma.
Aşk olmasa nerden tutacaktın ellerimi?
Övünmek hakkımdır karımsan şimdi, yollarımız sen mutsuz ben mutluluğu arıyorum diye kesişti,
Ne kalbini kırarım hiç ne unuturum evlilik yeminimi.
Churchill: "Yirmi beşine kadar sosyalist olmayanların vicdanı, otuzundan sonra sosyalist olanların kafası yoktur."
Düzenin sigortası, Churchill gibi emperyalizm ustalarına atfedilen yukarıdaki sözlerde.
Genç olmak için kötü bir dönemdi o dönem. Her yaşın kendine göre bir giyim tarzı vardı; ama yaşlılığın tarzı ergenlikten hemen sonra başlıyor, ta mezara dek sürüyordu. Yaşın da ötesinde, bir toplumsal saygınlıktı bu. Gençler tıpkı dedeleri gibi giyiniyorlar, vakitsiz taktıkları gözlüklerle kendilerini daha saygıdeğer kılıyorlardı; otuzundan sonra baston iyi gözle görülen bir şeydi.
Sayfa 330Kitabı okudu
Zihnin bizzat kendisinin yaratıcı bir güç olması isteniyorsa, otuzundan sonra bazı kapıların kapanması kaçınılmazdır.
Sayfa 326Kitabı okudu
Ben tıpkı müzisyenlik ya da sporculuk gibi, tarihçiliğin de insanın doğasından geldiğine, merak, hafıza gibi tamamen fıtri özelliklerle ilgili bir şey olduğuna inanıyorum. Yine bizde görüldüğü gibi, otuzundan sonra Tarih okuyup tarihçilik yapılmaz.
Sayfa 19Kitabı okudu
“Aslında bu o kadar boktan bir şey olmasa gerek; gençliğini kıyasıya yaşamak, ta köküne kadar ve sonra, otuzunda geberip gitmek. Zaten ölmese de insan otuzundan sonra gerçekten yaşamıyor ki.”
Sayfa 183
