Ensesinden başlayan keskin, şiddetli sancılar vücudunun, kolları ve bacaklarının her bir dokusuna iniyordu sanki. Bedeninde dallanıp budaklanarak inanılmaz hızlı aralıklarla gelip gidiyorlardı. Ona dayanılmaz bir sıcaklık veren titrek alev ırmakları gibiydiler. Kafasında ise bir doluluk, yoğunluk hissinden başka hiçbir şey yoktu. Hissediyor ama düşünemiyordu. Düşünme yetisi çoktan silinip gitmişti: yalnızca hissedebiliyor, hissetmek de azap veriyordu.